Ben seni bilmem... Sen de benim gibi misin, bilmiyorum... Ben sabah saat zili olmasa servise yetişemem... İşim olmadığı gün arkadaşlarla takılmasam akşama kadar kafayı yerim... Sabahları poğaçadır mideme giren... Sallama çay içerim. Arada sıcak çikolata. Üçü bir arada türü köpüklüler sıktı artık.. Öööğg geldi... Öğle yemeğim tabldot... Akşama ya lahmacun ya ızgara... Ev yemeği anlamam. Sulu yemek beni bozar... Şimdi de sen söyle... Facebook mu takılıyorsun? Twitter mi? Yoksa hâlâ demode olmuş haliyle chatte misin? Ne demişler: "Çoktur bende gam keder, takmazsın kafana yeter..." Giydiğin renk modanın rengi ... Saçlar briyantinli... Dilimde Hit şarkılar melodi... Sahi biz kimiz be moruk!.. Bu hayatta neyiz be? Bu hayatta bir kez olsun kendimiz için yaşadık mı Allah aşkına? Biz mi hayata yön veriyoruz, hayat mı bize? Sahi biz kendi hayatımızı kendi dilediğimiz gibi mi yaşıyoruz?.. Yoksa hayat bizi dilediği gibi mi savuruyor? Hep dedem geliyor aklıma biliyor musun, Süper dedem... Prensipli adammış... Ne mi yapmış? Yazıyorum... Hem de dedemden kalan yazlık evde gerçekten duygulanarak yazıyom. Masal değil ha... Yaşlılık döneminde çağırmış babamları... Üç erkek kardeş bir kız. Demiş ki: -Bakın çocuklar... Hepiniz çok şükür büyüdünüz... Okudunuz adam oldunuz... Ev bark sahibi oldunuz... Biz artık yaşlandık... -Allah uzun ömürler versin baba... -Bizi ara sıra görmeye geliyorsunuz. Hatırınız var olsun... Ama bir vasiyetim olacak... -Buyur baba, seni dinliyoruz... -Bu eve biz var iken gelip gidiyorsunuz. Bilirim ki artık şehir hayatı yaşamak durumundasınız. Bundan sonra hiçbiriniz, işini gücünü bırakıp da gelip bu kasabaya yerleşmez. Dolayısıyla biz öldükten gün gelip bu evi satmak istersiniz.. Amma siz bu evde büyüdünüz. Hepinize bu evde verdim ilk din dersini... Bu evde beş vakit namaz kılındı. Halen de beş vakit kılınıyor. Demem o ki bu evi satmayın! Bu aziz hatıra sürsün hep... Dedemler ahirete göç edince evlatları bu vasiyet gereği evi satmıyorlar... Sonra ne mi oluyor? Tamir ettiriyorlar. Güzel bir yazlık ev çıkıyor ortaya... Şimdi söyle be kanka... Büyük şehrin baş döndürücü hengamesinden bunalan insanlar yazlık için nereye gideceğini şaşırmıyor mu? Ama babamlar hangisi müsait ise gidip o dedemden kalan kendi evlerinde gönlünce tatil yapıyor. Ben de şu an dedemin evinde tatildeyim. Dedem, değil çocuklarını, çocuklarını yetiştirdiği evi bile diğer evlerden ayıracak kadar hayata mührünü vurmuş... Hayatın rüzgarında saman çöpü gibi savrulan bizler hiç mi ders almayacağız geçmişten? Günübirlik hayat mı yol arkadaşımız olacak hep? Kimin kaldığı, kimin geldiği belli olmayan mekanlar mı? Mekan önemli be kanka... Semramis Selçuk - Isparta > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00