Öteyüz'e seyahat ederken

A -
A +
“Bu seyahatte benim yaşadıklarım Evliya Çelebi’nin yaşadıklarından az değil, fazla idi..”
 
Hatırama bugün de devam ediyorum. Dedem dedi ki:
“Bu yollar gördüğünden çok genişti. Öküz arabası çalışırdı bu yollarda. Çok uzun zamandır bakımı yapılmadı. Belki de 40 yıldır. Çok yeri bu zaman zarfında ağaç bastı. Fidanlar, kesime gelen ağaç oldu. Çekirdekleri atılan kiraz, erik gibi meyvelerin ağaçları yetişti. Anlatılacaklar çok. Kalkalım. Giderken daha anlatacaklarım olacak.”
Birçok kısmı patika olan yoldan yürümeye başladık. Ayrıldığımız köylerin görüldüğü yol güzergâhında tek tük dinlenme yerleri, sayvanlar, ağıllar ve küçük bahçeler gördük. Koyun-keçi, köpek ve birkaç çoban gördük. Onların, çan ve zillerin çıkardığı sesler ormanlık alanlara güzellik katıyordu. Zamanla sesler kesildi. Uzaklık, bizden sesleri de uzaklaştırmıştı. Fakat yeni sesler onların yerini almıştı. Bu sesler, rüzgârla ağaçların, kuş ve böceklerin, gittiğimiz yolun çok aşağısı olan dere ve ırmak mesabesindeki akarsuların çıkardığı sesler idi. Dedem, çok eskiden bu seslerin yanı sıra çakal, domuz, kurt, ayı seslerinin de duyulduğunu söyledi. "Sağ ve sol akarsulardan gelen suya dayalı sesler için" akarsularda çağlayan ve su birikintileri var ondan dolayı suların aktığı yerlerden ses geliyor. Ormanlarda kesim olduğu için hayvanlar da kaçtılar...
Dedem önde, biz arkasında yürüyoruz. Güzellikler arasında bir de gölgeler dikkatimi çekti. Yürürken yolun çoğunluk itibarıyla gölgelik olması enteresandı. Sağıma, soluma ve tepeme bir baktım. O da ne? Ağaçlar neredeyse yolların çoğu yerini kapatmış. Yolun çoğu kesimi patika olmuş. Aklıma bir anda okuduklarımdan Heidi ve Evliya Çelebi geldi.
Ünlü seyyahımız Evliya Çelebi Anadolu topraklarını dolaşırken şöyle demişti:
“Anadolu’da seyahat ederken gölgeden gittim, güneş görmedim." Kim bilir o anlatım mübalağalı idi ama ben mübalağa yapmadan yazıyor ve anlatıyorum. Öteyüz'e seyahat ederken benim yaşadıklarım Evliya Çelebi’nin yaşadıklarından az değil, fazla idi.
Beraber seyahat ettiklerimizden yol arkadaşım Zeki dalgınlığımı fark etmiş olacak ki;
“Bayram yine bir şeyler düşünüyorsun. Okulda mısın? Düşüncen seni çalılara taktırıp düşürmesin, uğraştırma bizi” dedi.
Dedem de;
“O, evde de öyle. Dalıp gider. Öyle ama akıllıdır o. Biraz sonra Atıf’ın Mezarlığı’nda dinleneceğiz, sabredin... O da kim ola ki? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.