“Dostum Halil'e hemşire ilaçlarını getirmişti. İlk o zaman gördüm Nermin Hemşireyi...”
Onkoloji servisinde:
-Dün yalnızdım bugün yapayalnızım dostum. İyi ki geldin... İyi ki varsın, dedi Halil. Şefkatle omuzuna dokundum:
-Yapma Halil'im. Tabii ki geleceğim. Bu kadar karamsar olma. Ben yanındayım ya. Yalnızlık ile yapayalnızlık arasında ne fark var ki. Takma kafana yalnızlığı. Herkesin bir yalnızlığı var...
Sözümü kesti:
-Çok fark var, hem de çok fark var dostum. Yalnız iken annem babam kardeşlerim dostlarım arkadaşlarım vardı. Bir tek hayat arkadaşım ve çocuklarım yoktu. Onların yalnızlığını hissediyordum. Bir gün onlar da oldu. Ama şimdi hepsi birer birer gitti. Anam babam eşim öldü. Dostlarım arkadaşlarımın pek çoğu ya başka şehirlere göç ettiler ya ebediyete... Çocuklarım ise hemen herkesin başında... Benimkiler de aylardır kapımı çalmadı. İşte bu yalnızlık bana acı veriyor. Yani bu dünyada tek başıma yapayalnız hissediyorum kendimi.
Kendi kendine mırıldanır gibi dert yandı:
-Sen doğur büyüt yeme içme fedakârlık et okut iş meslek sahibi yap evlendir sonra hayrını gör. Dört çocuğum bir kez olsun “babam sağ mı öldü mü?” diye merak edip de aramıyor.
Bu onkoloji servisini mekân yaptım. Belki bir ay belki de daha az ömrüm kaldı.
-Öyle karamsar olma... Doktorlar hemşireler sizinle çok ilgileniyorlar...
-Allah onlardan razı olsun. Doktorlar hemşireler de olmasa şimdiye kadar çoktan ölmüş veya çıldırmıştım. Onlar bana moral veriyorlar.
-Çıldıracak ne var Halil Bey. Bak yine ben geldim. İlaç saatin geldi. Bugün bak bir ziyaretçin de gelmiş. Daha ne olsun...
-Beyliği kim kaybetmişti biz bulalım Nermin Hemşiranım. Sağ olun var olun ama ben aranmayan sorulmayan unutulmuş ölümü bekleyen zavallı bir ihtiyarım.
-Ne ihtiyarı Halil Bey, siz tecrübe kokuyorsunuz. Yaşayan efsanesiniz...
Dostum Halil'e hemşire ilaçlarını getirmişti. İlk o zaman gördüm Nermin Hemşireyi. Kısa bir tanışma sonrası Nermin ilaçlarını Halil'e içirdi. Bana dönüp;
“Sizinle biraz konuşabilir miyiz? Az benimle koridora kadar gelebilir misiniz?” dedi. İlk defa gördüğü birisi olarak bana ne söyleyebilirdi Nermin Hemşire... Korkmuştum. Acaba Halil'in, tıbben az bir ömrü kaldığını mı söyleyecekti? DEVAMI YARIN
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...