"Yunus Emreler" ölmez!

A -
A +

Taksicinin o şekil ağlayışı içimi ürpertti. Ben kiminle yolculuk ediyordum böyle? Akşam ezanları yeni okunmaktaydı... Taksici dileğini söylüyordu: "Dinimi yıllar sonra Huzura Doğru dinleyerek öğrenmeye başladım... Bir de yüreğime Kur'an-ı kerim okuma aşkı geldi... Kur'anı kerim okumayı bilmiyorum ama çok istiyorum." Duygulanmasının sebebini şimdi anlayacaktım. Göztepe eski SSK hastanesini geçtikten sonra ilk ışıklarda sağda ineceğimi söyledim. Kenara yaklaştı. Cebimden ücretimi çıkartacakken o da, elini torpido gözüne uzattı... Bir 10 TL'lik banknot çıkardı. Elleri titriyordu heyecandan: -Bugün ne oldu biliyor musun? İşte bugün Rabbim bana Kur'an-ı kerim öğretecek bir insan gönderdi... -Nasıl yani? -Bugün Zeynep Kamil Hastanesi'nin önünden Kadıköy'e doğru giderken el etti bir iki kişi... Durdum. Bir görme engelli genç vardı yanlarında. Dediler ki: -Bu delikanlı vapura gidecek. Götürür müsün? -Bence mahzuru yok dedim. Genci taksiye aldım. Daha binişte "selamünaleyküm" derken tüylerim diken diken oldu. Bu ne güzel bir sesti böyle... Az sonra da tanıştık kendisiyle... Meğer o delikanlı Kur'an-ı kerim yarışmasına gidiyormuş. Türkiye'de çok iyi dereceler elde etmiş. Uluslararası bir yarışmaya katılmak üzere gidiyormuş. Dedim ki kendisine: -Biraz o ilahi kelamdan okur musun? Ne sesi varmış Allah'ım... O okudu ben ağladım... Hıçkıra hıçkıra yalvardım... "Rabbim bu güzel sesin, bu güzel sözün hürmetine Ümmeti Muhammed'e kolaylıklar ver Allah'ım. Devletimize, hükümetimize" Genç bana kartvizitini verdi... Dedi ki: "Size Kur'an-ı kerim öğretmek için ne zaman istersen gelmeye hazırım..." Öpüp kokladım o görmeyen gözlerini... "Haydi, git güle güle" dedim... Ama o mübarek çocuk, o gözleri görmeyen çocuk... "Para vermezsem gitmem" dedi. O zaman, "kalbi kırılmasın" diye 10 TL parasını aldım. Ve o parayı ömrüm oldukça saklayacağım... İşte bu para o para. Bunu bugün aldım... İlk sana gösteriyorum... Bendeki bildiklerinin ukalalığı, o taksicinin bilgisizliğinden kaynaklanan samimiyetindeki mübarek ruh haline göre ne kadar kaba kalıyordu. İçimden "Allah'ım, bu mübarek kulların hürmetine bizleri de affet" diye yalvardım. İstanbul semalarında ezanlar son bulurken anladım ki, bu şehirde sadece taksiler dolaşmıyor... Nice "Yunus Emreler" var ki bu ülke için dua ediyor... Allah aşkından gözyaşı dökerek, oruçlu ağızlarıyla, hem de kendileri için değil bu ülke insanı için... Ümmeti Muhammed için dualar ederek... Allah'ım sen sayılarını çok eyle... Âmin... Ferda Ceyhan-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.