Kaydet
a- | +A

“Tamam çalışamayalım ama hiç olmazsa tanışamaz mıyız?” dediğimi hatırlıyorum...

TGRT’nin ilk yıllarıydı. “Gülünüz Güldürünüz” adlı yarışma programının yönetmenliğini Sırrı Bey yapıyordu. Yeşilçam’ın hareketli yıllarında onlarca film yapmıştı. Fakat kibirlenmiyor, böbürlenmiyordu, aksine çok mütevazıydı.

Kendisi tam bir İstanbul beyefendisi diyebileceğim biriydi. Fırsat oldukça yaptığımız bazı ikili sohbetlerde zaman zaman Yeşilçam’daki anılarını anlatırdı. Sıkıntılı dönemlerden ve hemen her sanatçının dile getirdiği gibi o sektörün zor dönemlerinden ve en çok da vefasızlığından bahsederdi.

Arada çok samimi olduğu Münir Özkul’dan bahsederdi... “Münir Abi” diye anlatırken çok duygulanırdı... Onun da vefasızlığa uğradığını doğru dürüst bir arayanının, soranının olmadığını söylerdi. Konuşmalarından onu çok sevdiği anlaşılıyordu.

O günlerde konusu Hayatım Roman’dan alınan ve yaşanmış bir olaya dayanan “Zeyrek Yokuşu” isimli filmi yapmamız söylenince Sırrı Abi, heyecanla demişti ki:

“Münir Özkul’a da rol verebilir miyiz?”

Bu teklifi onun yapmasından memnun oldum. Sıkıntı içerisinde belki unutulmuşluk duygusunda olan böyle bir sanatçıyla çalışmak vefa borcuydu ve çok değerliydi. Ayrıca senaryodaki rol için de âdeta biçilmiş kaftandı. Hatta Sırrı Abi bu teklifi etmeden önce kendi kendime ben de “bir iş olursa Münir Abiye teklif ederim” diye düşünmüştüm. Yani aslında niyetimiz örtüşmüştü. Bu sebeple hemen “çok iyi olur” dedim.

Sırrı Abi bir gün sonra geldiğinde mahcup duruyordu. Bir şeyler anlatmak istiyordu ama nasıl anlatacağını bilemiyor gibiydi. Çok samimi olmamıza rağmen konuşamıyor, susuyordu.

“Abi bir sıkıntı mı var? Neden suskunsun? Çözebileceğimiz bir problem varsa yardımcı oluruz. Hele bir üzüntünüzün sebebi nedir anlayalım...”

Israr edince kibarca anlatmaya başladı. Münir Abinin “bu teklifi kabul etmediğini” söyledi. Kendisine “tamam çalışamayalım ama hiç olmazsa tanışamaz mıyız?” dediğimi hatırlıyorum. Sırrı Abi yine mahcup “sorarım” diyebildi. Bu kez ben çok heyecanlıydım Münir Özkul ile çalışamasak bile tanışma imkânı bulacaktım. Sırrı Abinin bu kez yüzü gülüyordu:

“Bu akşam bizi kahve içmeye bekliyor” dedi. DEVAMI YARIN

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR