Acele etme! Bu yanlış, genelde dünya hırsından kaynaklanır

- Güncelleme:
Acele etme! Bu yanlış, genelde dünya hırsından kaynaklanır

Ramazan Haberleri

Acele eden, ya hata yapar veya hatalı duruma yakın olur. Ağır ve temkinli hareket eden, o işte ya isabet kaydeder veya isabet etmeye yaklaşır.

HAZIRLAYAN: ÖMER ÇETİN ENGİN

> Her yerde doğru birdir.

> Su bir taşı eritirse, Allahü teâlânın zikri benim kalbimi eritmez mi? Kap kapalı olursa su nereye dolar, kabımızı açık tutmak gerekir. Nisan yağmuru ne kadar bol da olsa, eğer kaplar ters çevrilmiş ise, kırk sene de rahmet yağsa bir damla bile kaba girmez.

HASTALIKTA ŞİFA VARDIR

> Bişr-i Hafi hazretlerinin evine gelen zat, hür müsün köle misin dedi. Hürüm diye cevap verince bırakıp gitti. Peşinden koşarak niye gidiyorsun diye sorunca, sen hürüm dedin. Kulum deseydin kulluğunu bilirdin, diye cevap verdi.

> Her zevalin bir kemali ve her kemalin bir zevali vardır. Eğer zeval vakti gelmişse bunu kimse durduramaz, yok eğer zeval vakti gelmemişse bunu kimse öne alamaz. Ayağımıza bir diken batsa bunu, bir günahımız sebebiyle oldu bilmeliyiz.

>Hastalıkta şifa vardır. Ayaklarınız rahatsızlansa bile. Bu vücuda rahatsızlık veren her şey insanın âcizliğini anlamasına, Cenab-ı Hakka dönmesine sebep olur. Bu sebeple kalb için şifadır.

ALLAH DOSTLARININ YAZILARI KALBİ TEMİZLER

> Allahü teâlâ Beraat gecesinde afv-ı mağfiret vadediyor. Cenab-ı Hak vaadinden dönmez.

> Allahü teâlâ sıkıntılı hâlde yapılan duayı kabul eder. Hastalık sıkıntı olduğu için, hastanın duası red olmaz. Her sıkıntı aynı şekildedir.

> Hastalığa, sıkıntıya üzülünmez. Ancak hizmetlerine, namazına mani olursa o zaman üzülünür. Bununla beraber, hastalık ve sıkıntıları istememelidir, hasta olmamak için sebeplere yapışılır, buna rağmen gelirse sabredilir.

> Kalbleri temizlemenin bir ilacı da, Allah dostlarının kelamıdır. Onların yazılarını okuyunca kalbler temizlenir.

MÜMİN TÜCCARA BENZER

> Cuma günleri mevtaların ruhları, tanıdıklarına evlatlarına gelirler, bir hediye beklerler, bir Yasin-i şerif okusa da sevabını bana hediye etse diye beklerler.

> Temiz ve helal ye de, ister sabaha kadar ibadet et, ister uyu!

> Mümin, bir tüccara benzer. Farzlar onun sermayesi, nafileler de kazancıdır. Sermaye kurtarılmadıkça, kazancı olamaz.

> Acele etme! Acele eden, ya hata yapar veya hatalı duruma yakın olur. Ağır ve temkinli hareket eden, o işte ya isabet kaydeder veya isabet etmeye yaklaşır. Acele şeytandandır. Ağır ve temkinli hareket etmek Allahü teâlâdandır. Umumiyetle aceleye sebep, dünyalık toplama hırsıdır. Kanaat sahibi ol. Kanaat bitmeyen bir hazinedir.

Acele etme! Bu yanlış, genelde dünya hırsından kaynaklanır

AÇLIKTAN MİDESİNE TAŞ BAĞLAMIŞTI

Hendek harbinde sevgili Peygamberimizin açlıktan midesi üzerine taş bağladığını gördüler. Cabir bin Abdullah hazretleri anlatır: “Efendimizden izin isteyip eve vardım. Hanımıma Resûl aleyhisselâmda öyle bir açlık hâli gördüm ki, dayanılır gibi değil. Evde yiyecek bir şeyler var mı?” diye sordum. O da; “Şu oğlaktan ve birkaç avuç arpadan başka bir şey yoktur” dedi. Hemen oğlağı kestim, zevcem de arpayı el değirmeninde öğütüp un hâline getirdi. Sonra onu hamur yaptı. Eti çömleğe koyup, tandırda pişirmeğe başladı. Bundan sonra Resûlullah efendimizin yanına vardım ve; “Ya Resûlallah! Çok az bir yemeğim var. Yanınıza bir iki kişi alıp bize yemeğe buyurun!” dedim. Resûlullah; “Yemeğiniz ne kadardır?” buyurdular. Söyledim. Bunun üzerine; “Hem çok hem de güzel yemektir. Hanımına söyle, ben gelinceye kadar tandırdan ne et çömleğini ne de ekmeği çıkarsın” buyurdu. Sonra mücahidlere dönüp; “Ey hendek halkı! Kalkınız! Cabir’in ziyafetine gideceğiz!” buyurdu. Bu emir üzerine Eshâb-ı kirâm toplanarak Peygamberimizin arkasından yürümeye başladılar.  (devam edecek)

BİR CEHENNEM ÇUKURU: SAKAR

Bundan sonra Allahü teâlâ, Cehennem derekelerinden, çukurlarından olan Sakardan bir kapı açar. Oradan ateş fışkırır. İşte bu ateş, her şeyi yaktığı gibi, ondört denizi kurutup, yeryüzünü kapkara eder ve gökleri sarı zeytinyağı yahut erimiş bakır gibi bir hâle koyar. Sonra, ateşin şiddeti göklere yakın olduğu vakit, Allahü teâlâ öyle bir dehşet ile meneder ki, tamamen söner. Ateşten hiç eser kalmaz. Bundan sonra, Allahü teâlâ, Arş-ı a’lânın hazinelerinden birini açar. Onda hayat denizi vardır. Bu deniz, Allahü teâlânın emri ile yer üzerine şiddetli yağmur yağdırır. (devam edecek)

EFENDİMİZİN DUALARI

(Allah’ım, bana öyle bir iman ve yakîn ver ki, sonu küfür olmasın!)
[Tirmizi]

ESHAB-I KİRAMIN HİKMETLİ SÖZLERİ

“Kişi dili altında saklıdır. Konuşturunuz kıymetinden neler kaybettiğini anlarsınız.” 
HAZRETİ ALİYYÜL MÜRTEZA (radıyallahü anh)

AGOUTİ UNUTUNCA

Güney Amerika’da yetişen ‘bertholet’ ağaçlarının kapsül içindeki tohumları zemine düşeTr ve hiçbir hayvanın ilgisini çekmez. Kemirci olan ‘agouti’ için ise bu tohumlar yiyecektir. Kapsülde 20 fındık vardır. Hepsini yiyemez. Yemediklerini toprağa gömer ve sonra unutur. Unutulan tohum filizlenir.

PAPAZIN HİDAYETİ

Cafer-i Sadık “rahmetullahi aleyh” hazretlerini başından geçen şu hadiseyi anlattı:
Bir rahibin evine gittim. Kapıyı çaldım ama geç açtı. Abdest almış meğerse. 
Bana dedi ki; - Sizi pencereden görünce heybetinizden korku geldi kalbime. Hemen abdest almaya gittim. Tevrat’ın tavsiyesi böyle. Orada yazıyor ki: “Bir şeyden korktuğun zaman abdest al ki, ondan zarar görmeyesin”.
Sevinmiştim.
İmana çağırmanın tam vaktiydi. 
Dedim ki: - Benim size bir teklifim olacak.
- Buyurun.
- Müslüman olur musun?
Rahip tereddütsüz;
- Hayhay! dedi.
Ve “Şehadet”i okuyup, imanla şereflendi.
Bir “abdest” sebebiyle ebedi Cehennemden kurtardı kendisini.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...