Her 100 kişiden 1'ini etkiliyor, nedenleri sadece genetik değil! Çocukluk travmaları, şizofreni için risk

Tüm dünyada yaklaşık 21 milyon kişiyi etkileyen Şizofreni, sanıldığı gibi nadir bir hastalık değil! Her 100 kişiden birinin yaşamı boyunca bu hastalığa yakalanma riski var ve sadece genetik yatkınlıktan kaynaklanmıyor. Çevresel faktörler de büyük rol oynuyor. Göçmen olmak, toplumda azınlık konumunda bulunmak, sosyoekonomik olarak dezavantajlı bir bölgede yaşamak bile şizofreni riskini artırabiliyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Şizofreninin, düşünce, algı, duygu ve davranışlarda bozulmalara yol açan kronik ve epizodik seyirli bir psikiyatrik hastalık olduğunu söyleyen Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nden Prof. Dr. Alp Üçok’la şizofreninin bilinmeyenlerini konuştuk…
Şizofreninin genellikle ergenliğin sonları veya genç erişkinlik döneminde başladığını söyleyen Prof. Dr. Üçok, “Hastaların en büyük sorunu, hastalığın kendisinden çok toplum tarafından damgalanmak!” diyerek şizofreni hastalarının karşılaştığı en önemli zorluğu gözler önüne seriyor.
DAMGALANMA KORKUSU TEDAVİYİ GECİKTİRİYOR
Yıllardır şizofreni hastalarıyla çalışan Prof. Dr. Üçok, “Şizofreni, diyabet ya da hipertansiyon gibi kronik bir hastalık. Ancak bu tedavi edilemediği anlamına gelmiyor. Tedavisi mümkün ama toplumdaki önyargılar nedeniyle hastalar doktora gitmekten çekiniyor, tedaviye direnç gösteriyor” diyor. Prof. Dr. Alp Üçok, bir İngiliz hastanın “İnsanlar bizim iyi bir şey yaptığımızı asla göremeyecek. Çünkü biz sadece kötü haberlerle medyaya yansıyoruz” sözlerinin çok anlamlı ve durumu en net ortaya koyan ifade olduğunun altını çiziyor.
HASTAYIZ KATİL DEĞİL!
Şizofreni hastalarının işinde başarılı olabileceği ve normal bir yaşam sürdürebileceğini hatırlatan Prof. Dr. Üçok, “Ancak haberlerde ya da toplumda hep olumsuz örneklerle anıldıkları için, insanlar bu gerçeği göremiyor. Oysaki şiddet içeren pek çok olayın arkasında ruhsal bir hastalık bulunmuyor. Türkiye’de her yıl birçok kadın şiddete maruz kalıyor, öldürülüyor ama faillerin büyük çoğunluğu psikiyatrik hasta değil! Buna rağmen şizofreni hastaları haksız bir şekilde damgalanıyor” diye konuşuyor.
ESRAR KULLANIMI ARTIYOR
Şizofreninin görülme oranı yüzde 1, ancak ailesinde hastalık öyküsü olanlarda bu oran yüzde 10’a çıkıyor. Yani genetik faktörler etkili ancak tek başına belirleyici değil.
Prof. Dr. Alp Üçok, bu durumda en büyük risk faktörlerinden birinin madde kullanımı olduğunu belirtiyor:
“Esrar kullanımı dünyada yaygınlaşıyor ama zararları göz ardı ediliyor. İnsanlara tedavi için ilaç kullanmasını öneriyor, ‘Ben kimyasala karşıyım’ diyorlar ama esrarın içindeki kimyasalları bilmiyorlar. Bazı kişilerde esrar kullanımını bıraksa bile psikoz devam ediyor.”
Esrarın yanı sıra, çocukluk çağı travmaları da şizofreni riskini artırıyor. Prof. Dr. Alp Üçok bu konuda şunları dile getiriyor:
“Genetiğin bir rolü var ama çevresel faktörlerin de rolü var. Ayrıca toplumda artan cinsel, fiziksel, duygusal travmalar. Bunlar yine çocuğun küçükken şiddete maruz kalması, cinsel şiddete maruz kalması, temel duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının ihmal edilmesi de depresyona yol açtığı gibi psikoza da yol açabiliyor. Bu vücudun verdiği hormonal tepkileri etkiliyor ve kortizol salımındaki miktar artıyor ve onu tehditten korumak için işleyen sistem artık kötüye çalışmaya başlıyor. "Çocukken sevgi görmedim" gibi ifadeler yaygın ama bunlar gerçekten ciddi boyuttaysa psikoz riskini artıyor. Şizofreniye yol açan yaşam koşulları da önemli. Mesela, varlıklı bir semtte düşük yaşam koşullarında yaşıyor olmak da şizofreni riskinde artışla ilişkili. Azınlık konumunda olmak, göçmen olmak, farklı bir dini veya etnik gruba sahip olmak kişide psikoz riskini arttırıyor. Bunun nedeni olarak beyindeki gri maddenin daha ince olduğu görülüyor. Bunlar hep hormonal ve genetik değişiklikler. Olay sadece anneden babadan doğarken olanlar değil. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, eğitim eşitsizliği, azınlık olmak da risk etkeni olabiliyor.”
ŞİZOFRENİ TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK
Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Erhan Yüksek, Dünya Sağlık Örgütü’nün gerçekleştirdiği ve 15 ile 25 yıl süren Uluslararası Şizofreni Çalışmasına dikkat çekiyor. Çalışma, şizofreninin iyileşme potansiyeli yüksek bir hastalık olduğunu güçlü biçimde ortaya koyuyor. Bu çalışma kapsamında 16 farklı ülkeden yüzlerce hasta, 15 ila 25 yıl boyunca takip edilmiş ve çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir.
Dr. Erhan Yüksek; “Bu çalışma, şizofreni hastalarının büyük bir kısmının zamanla belirtilerinden kurtulabildiğini, sosyal hayata dönebildiğini ve üretken bir yaşam sürdürebildiğini göstermektedir. Şizofreni ile ilgili olumsuz ön yargılar maalesef iyileşme öykülerinin bile paylaşılmasının önünde engeldir. Ancak bilimsel veriler artık çok daha net bir biçimde şunu söylemektedir: Şizofreni, doğru zamanda ve doğru şekilde ele alındığında, umut vadeden bir iyileşme süreci barındırır.”
Sonuç olarak; şizofreni, toplumun yüzleşmesi gereken bir sağlık sorunudur. Tedavi edilebilir, iyileşme mümkündür, yaşam devam eder. Ancak damgalama ve önyargılar, bu süreci yavaşlatır.
ŞİZOFRENİN 3 ÖNEMLİ BELİRTİSİ
Şizofreninin belilrtileri 3 ana bölümde toplanabilir…
1. Pozitif Belirtiler (zihinsel işlevlerin bozuk çalışmasının sonucu olan belirtiler):
• Varsanılar (halüsinasyonlar): En sık işitsel halüsinasyonlar (sesler duyma)
• Sanrılar (hezeyanlar): Gerçek dışı, sabit inançlar (örneğin takip edildiğini düşünme)
2. Negatif Belirtiler (normal zihinsel işlevlerin eksik, azalmış biçimde çalışmasının sonuçları):
• Duygulanımda küntleşme (yüzdeki duygu ifadelerinin silinmesi)
• Sosyal çekilme
• Konuşmada fakirlik
3. Bilişsel Belirtiler:
• Dikkat dağınıklığı
• Bellek ve yürütücü işlevlerde bozulma
• Düşünce organize etmede güçlük
Psikotik dönem, hastalığın alevlenme evresidir. Bu dönemde kişi;
- • Gerçeklik algısını kaybedebilir,
• Olmayan sesleri duyabilir,
• Gerçek dışı düşüncelere kesin biçimde inanabilir,
• Çevreyle iletişimi bozulur.
Bu dönemde hasta korkulu, içine kapanık ya da ajite olabilir. Ancak tedaviyle çoğu zaman bu belirtiler gerileyebilir ve kişi işlevsel yaşama dönebilir.