Tarihî mektuplar!..

A -
A +
Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı’dan yardım isteyen Fransa Kralı Fransuva’ya gönderdiği mektupta şöyle diyordu:
"Ben ki, Akdeniz’in, Karadeniz’in, Rumeli’nin, Anadolu’nun, Diyarbekir’in, Azerbaycan’ın, Acem’in ve bütün Arap ülkelerinin sultanı ve padişahı Sultan Süleyman Han’ım…  Sen ki, Fransa vilayetinin kralı Fransuva’sın. Ülkenin işgal edildiğini mağlup, esir ve hapis olduğunu bildirerek benden yardım istemişsin. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz…"
Reis Recep Tayyip de Mösyö Macron’a gönderdiği mektupta şöyle diyor:
"Ben ki, Türkiye, Türkistan, Balkanlar-Rumeli, Kırım, Kafkasya, Azerbaycan Türklerinin; Arap-Acem, Pakistan, Bangladeş, Hindistan, Endonezya, Malezya Müslümanlarının; mazlum ve mağdur bütün insanların gönüllerinde taht kurmuş ve her daim onların dualarını almakta olan Reis Recep Tayyip’im. Benim en büyük gücüm ve silahım, almış olduğum bu dualardır.
Haberdar oldum ki, ülkende sarı yelekliler, yeleksizler fitne-fesat ve isyan çıkarmaktadır. Hiç müteessir olma. Benim başıma da böyle bir durum geldi. Beni seven halkımın desteği ile bu büyük fitneyi püskürttük. Sen de halkının isteklerini yerine getir, cömert ol. Kimseyi aç, fakir ve yoksul bırakma.
Ve dahi, Karabağ’da Ermenileri desteklediğini öğrendim; buralara da burnunu sokma, senin Karabağ’da ne işin var?
Cezayir’de, Afrika’da Müslümanlara yaptığınız katliamları unutma. Türk milletinin tarihinde böyle soykırım yoktur. Dünyadaki bütün soykırımları sizin Avrupalılar yapmıştır, bunu hiçbir zaman aklından çıkarma!
Şimdi de, Avrupalıların, mültecilere yaptıkları işkence ve zulümleri üzülerek görmekteyim. Mültecilerin topu tüfeği, silahı yok. Ancak gözyaşları var. Onlar Akdeniz’in serin sularında boğulduğu gibi siz Avrupalılar da onların gözyaşlarında boğulacaksınız. Zulüm payidar olmaz...”
Bir de, "İslam’ı yeniden yapılandırmalı, reform yapılmalı" diyormuşsun. Sen hiç telaş etme Macron Efendi, bizim yeni yetme, ulema geçinen hocalar bu işi mükemmel yapmaktadır. Sana hiç ihtiyaç yok!
            Numan Aydoğan Ünal
 
ŞİİR
 
       Bilmiyoruz
 
Kalp kırmadan yaşamayı,
Bilmiyoruz bilmiyoruz.
Gönüllere taşınmayı,
Bilmiyoruz bilmiyoruz.
 
Telefonla konuşmayı,
Medenice tartışmayı,
Güzellikte yarışmayı,
Bilmiyoruz bilmiyoruz.
 
Trafikte sollamayı,
Garibanı kollamayı,
Yetim başı okşamayı,
Bilmiyoruz bilmiyoruz.
 
Nöbetçi der: “Bilmiyoruz
Aşırmadan başarmayı,
Sevgi dolu yaşamayı,
Bilmiyoruz bilmiyoruz.”
 
      "Nöbetçi Şair"-Şahin Ertürk
 
 
UNUTULMAZ TARİHLER
 
KORE SAVAŞI: Türkiye, Kore Savaşına 17 Ekim 1950 tarihinde General Tahsin Yazıcı komutasında 5090 kişilik bir tugay gönderdi. Katıldığı savaşlarda çeşitli görevler alan Türk tugayı, büyük başarılar kazanarak, dünyanın takdirini topladı. Türk tugayı, Kore’de 900’den fazla şehit vermiş, 2000 kişi de yaralanmıştı. Şehitlerin defnedildiği önemli bir şehitlik Güney Kore’de bulunmaktadır.
Değiştirme birliği hâlinde Kore’ye gönderilen subay, astsubay ve erlerimizin genel toplamı, 50.000 kişi civarındadır. Askerlerimizin orada tanıttıkları İslâmiyet, her geçen gün ilerlemiş, bugün Güney Kore’de pek çok insan Müslüman olmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.