AB- SAFE krizinde gizli kazanan Türkiye mi? İngiliz diplomatik kaynaklar ilk kez konuştu
AB’nin SAFE sürecinde Türkiye’ye karşı izlediği muğlak tavır tartışmaları büyütürken, Londra’dan gelen açıklamalar dengeleri değiştirdi. Kraliyet tarafından onurlandırılmış üst düzey bir İngiliz diplomat, Türkiye Gazetesi’ne konuşarak "Türkiye–İngiltere ortaklığı SAFE’in ötesine geçti; yeni bir stratejik hat kuruluyor" dedi.
- Türkiye’nin 150 milyar avroluk AB SAFE savunma finansman programına katılımı, Yunanistan ve GKRY’nin siyasi itirazları nedeniyle engelleniyor.
- Üst düzey bir İngiliz diplomat, Türkiye ile İngiltere arasında SAFE dışındaki yeni bir stratejik savunma hattının kurulduğunu ve bunun NATO’nun güney kanadında önemli bir eksen olabileceğini belirtti.
- Türk yapımı SİHA’ların (Bayraktar TB2) Ukrayna, Suriye ve Libya’daki başarısı, Türkiye’nin küresel etkisini artırarak İngiltere’nin ilgisini çekti.
- Türkiye’nin Typhoon savaş uçaklarını satın alma süreci ve BAE Systems’in TF Kaan programındaki rolü, İngiltere ile savunma sanayii işbirliğini derinleştirerek NATO’yu güçlendirecek adımlar olarak görülüyor.
MÜZEYYEN BIYIK—Avrupa Birliği’nin 150 milyar avroluk SAFE savunma finansman programında ilk planların Brüksel’e sunulması, Türkiye’nin süreçteki konumu hakkında yeni bir tartışma başlattı. Yunanistan ve GKRY’nin tüm itirazlarına rağmen AB Komisyonu’nun Ankara’yı masadan tamamen kaldırmaması, Avrupa’da "Türkiye şimdi ne yapacak?" sorusunu bir anda en kritik başlık haline getirdi.
SAFE sürecinde yaşanan belirsizlik sürerken, Avrupa güvenlik mimarisini yakından takip eden, Kraliyet Ailesi tarafından Onur Ödülü verilen ve Avrupa Konseyi’nin FCNM Komitesi’nde Başkan Yardımcılığı yapmış üst düzey bir İngiliz diplomat, Türkiye Gazetesi’ne değerlendirmede bulundu.
Ankara–Londra hattının önümüzdeki dönemde öne çıkacağını söyleyen diplomat, değerlendirmelerinin anonim ve kayıt dışı paylaşılmasını talep ederek sorularımızı cevapladı.
TÜRKİYE–İNGİLTERE ORTAKLIĞI SAFE’İ AŞTI: YENİ STRATEJİK HAT KURULUYOR
Türkiye ile İngiltere’nin SAFE dışındaki pozisyonunun ortaya çıkardığı yeni tabloyu şöyle anlattı:
"İngiltere'nin SAFE dışında kalması, iki ülke arasında yeni savunma-sanayi ortaklıklarının önünü açtı. Son anlaşmalar bunun göstergesidir. Birleşik Krallık Küresel Britanya vizyonunu sürdürüyor. Türkiye ise özerk savunma sanayisini güçlendirmeye çalışıyor. Bu iki hedef birbirini tamamlıyor."
Almanya’nın yaklaşımına dair ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Her iki ülke de Almanya’nın Türkiye ve Birleşik Krallık ile ikili bazda hedefli savunma tedarik projeleri başlatmak isteyebileceğini görebilir.Türkiye ve Birleşik Krallık NATO’nun güney hattında önemli bir eksen olabilir"
Diplomat, Ankara–Londra savunma ilişkilerinin sadece ikili zeminde değil, çok taraflı formatlarda da etkisini artıracağını belirterek şunu söyledi:
"Türkiye ve Birleşik Krallık’ın işbirliği, NATO’nun güney kanadında ve Orta Doğu güvenlik dengelerinde önemli bir eksene dönüşebilir."
"TÜRK SİHA’LARININ BAŞARISI TÜRKİYE’NİN KÜRESEL ETKİSİNİ ARTIRDI: DERS ALMALIYIZ"
SİHA programının Londra’daki yansımalarını da anlatan diplomat, sahadaki tabloyu şu ifadeyle özetledi:
“Bayraktar TB2 gibi Türk yapımı SİHA’lar Ukrayna, Suriye ve Libya’da savaşta kanıtlanmış etkileriyle küresel tanınırlık kazandı.”
Birleşik Krallık’ın Türk sistemlerine ilgisi hakkında ise şöyle konuştu:
"Birleşik Krallık, Türkiye’nin düşük maliyetli ama yüksek etkili kabiliyetlerinden ders alabileceğini düşünüyor."
Türkiye’nin küresel pozisyonunu ise şu sözlerle değerlendirdi:
"Tüm bunlar Türkiye’yi önemli bir küresel aktör haline getirdi."
Muhtemel risklere ilişkin görüşü ise şöyle:
Dış politika önceliklerindeki farklılıklar ve kritik sistemlerde yabancı bileşen kullanımının devam etmesi uzun vadede bazı anlaşmazlıklara yol açabilir.
"TYPHOON SÜRECİ NATO’NUN SAVUNMASINI GÜÇLENDİRECEK BİR ADIMDIR"
Türkiye’nin Typhoon dosyasının etkisine değinen Foreign Policy Centre danışmanı diplomat şunları söyledi:
"Türkiye’nin Typhoon savaş uçaklarını satın alması için yürütülen süreç, NATO’nun kolektif savunmasını güçlendirecek bir adımdır ve İngiltere’de binlerce kişilik istihdamı güvence altına alacaktır."
TF Kaan programında İngiliz şirketlerinin rolüne ilişkin olarak ise şu ifadeyi kullandı:
"BAE Systems, TF Kaan hayalet savaş uçağı programı gibi önemli Türk projelerinde yer alıyor."
Türkiye’nin savunma sanayisinin diplomasiye etkisini anlatırken diplomat şu değerlendirmeyi yaptı:
"Türkiye’nin savunma sanayindeki ilerlemesinin diplomatik etkisini ve yumuşak gücünü artırdığına dair güçlü kanıtlar var."
Bu etkinin sahadaki yansımasına dair ek olarak şunu söyledi:
"Türkiye savunma kapasitesini küresel gücünü göstermek için etkili şekilde kullanıyor."
AB SAVUNMA YAPILARINDAN DIŞLANMA: YAPISAL BOŞLUK MU?
SAFE tartışmalarının ortasında diplomat, AB’nin Türkiye’ye yaklaşımını şu ifadeyle özetledi:
"AB’deki uzlaşma eksikliği Türkiye’nin katkılarının kısa vadede AB savunma mimarisinin dışında kalacağı anlamına geliyor. Bu durum Türkiye için kalıcı bir yapısal boşluğa neden oluyor."
Bu boşluğun nedenlerini şöyle sıraladı:
"Türkiye EDF, EDA ve PESCO’dan zaten dışlanmıştır. SAFE’den dışlanma bu eğilimin bir parçasıdır. 27 üyenin oybirliği gerektiği için Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle Türkiye’yi engelleme tehdidi sürüyor. SAFE gibi girişimler ortak standartlar oluşturuyor. Türkiye bu sürecin dışında bırakılıyor."
"TÜRKİYE’NİN NATO’DAKİ KONUMU EN ÖNEMLİ DENGE UNSURUDUR"
Diplomat son olarak şunu söyledi:
"Türkiye NATO’da ikinci en büyük orduya sahip. Bu rol, AB’den dışlanmanın getirdiği boşluğa karşı en önemli denge unsurudur"
SAFE NEDİR? TÜRKİYE VE İNGİLTERE NEDEN DIŞINDA KALDI?
SAFE (Security Action for Europe), Avrupa Birliği'nin yeniden silahlanma sürecinde oluşturduğu 150 milyar avroluk savunma finansman programı.
AB ülkelerinin ortak savunma projelerine düşük maliyetli krediyle yatırım yapmasını hedefleyen yeni bir mekanizma olarak tanımlanıyor.
SAFE’in öne çıkan özellikleri şöyle:
- Finansman modeli:
AB Komisyonu, piyasadan borçlanarak elde ettiği fonlarla projelere destek sağlıyor. SAFE kalıcı bir araç değil; Avrupa’nın savunma kapasitesini hızla artırmaya yönelik istisnai ve geçici bir mekanizma olarak görülüyor. - Zamanlama:
Krediler 2030 sonuna kadar dağıtılacak ve 45 yıl içinde geri ödenecek. - "Hazırlık 2030" stratejisinin parçası:
SAFE, Avrupa savunma tedarik zincirindeki verimsizlikleri azaltmayı amaçlayan ReArm Europe / Readiness 2030 planının bir alt başlığı niteliğinde. - Üretim şartı – Avrupa tercihi:
İNGİLTERE NEDEN ANLAŞMA SAĞLAYAMADI?
AB Komisyonu, İngiltere ile SAFE kapsamında daha geniş erişim sağlanmasına yönelik müzakerelerin sonuçsuz kaldığını duyurdu.
Süreçte öne çıkan noktalar şöyle:
İngiltere, SAFE projelerinde yüzde 35 sınırını aşmak için AB’ye finansal katkı ödemeyi kabul etmedi.
Komisyon, Londra’dan 4–6,5 milyar avro aralığında katkı talep etti.
Müzakereler “iyi niyetle” yürütülse de taraflar finansal şartlarda uzlaşamadı.
İngiltere’nin AB ile ilişkilerden sorumlu Bakanı Nick Thomas-Symonds, şu açıklamayı yaptı:
"Ulusal çıkarlara uygun ve karşılığını veren bir anlaşma olmadığı sürece imza atmayız."
Anlaşma olmayınca İngiliz savunma sanayii SAFE projelerinde yalnızca bileşen maliyetinin yüzde 35’ine kadar yer alabilecek.
TÜRKİYE NEDEN İLK DALGADA YER ALMADI?
Türkiye SAFE’e resmî başvurusunu yaptı; ancak AB Komisyonu başvuruyu “beklemede” tutuyor.
Bunun nedenleri:
Yunanistan ve GKRY’nin siyasi itirazları, AB’nin oybirliği zorunluluğu, Türkiye’nin daha önce EDF, EDA ve PESCO gibi programlardan dışlanmış olması, AB’nin savunma alanında Türkiye’yi giderek daha fazla “üçüncü ülke” olarak tanımlaması. Ancak bu durum Türkiye’nin tamamen dışlandığı anlamına gelmiyor.
Komisyon sürecin devam ettiğini, Türkiye’nin daha sonraki aşamalarda müzakere masasına çağrılabileceğini ifade edildi.
