Türkiye, nükleer müzakerelere ev sahipliği yapacak: 4 ülke İstanbul'da buluşuyor

Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşının ardından uluslararası diplomasinin merkezi haline gelmeye devam ediyor. Son olarak, İran ile E3 olarak bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya'nın dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde gerçekleştirilecek nükleer müzakerelere İstanbul ev sahipliği yapacak. 16 Mayıs'ta düzenlenecek toplantıda, İran'ın nükleer programı ve yaptırımların kaldırılması konuları masaya yatırılacak.

NÜKLEER PROGRAM VE YAPTIRIMLAR MASADA

Tahran merkezli "Irannuances" haber sitesinin aktardığı bilgilere göre, İstanbul'da yapılacak olan görüşmelerde İran'ın nükleer faaliyetleri ve bu faaliyetler karşısında uygulanan yaptırımların kaldırılması ele alınacak. Görüşmeler, bakan yardımcıları ve üst düzey diplomatlar tarafından yürütülecek.

ABD VE İRAN ARASINDA UMMAN ARACILIĞIYLA MÜZAKERE DEVAM EDİYOR

İran ile ABD arasında Umman'ın arabuluculuğunda süren nükleer müzakereler devam ederken, iki taraf da görüşmelerin olumlu geçtiğini duyurdu. İran, ABD'nin tek taraflı yaptırımları kaldırması durumunda nükleer programını kısıtlamaya hazır olduğunu belirtiyor. Ancak bu görüşmelerde Avrupa ülkeleri doğrudan yer almıyor.

ROMA GÖRÜŞMESİ İPTAL EDİLMİŞTİ

E3 ile İran arasında 2 Mayıs'ta Roma'da yapılması planlanan görüşme, ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ertelenmesi sonrasında iptal edilmişti. İstanbul buluşması, iptal edilen bu toplantının ardından gerçekleşecek ilk doğrudan temas olacak.

"TETİK MEKANİZMASI" ENDİŞESİ

İran, 2015'te imzalanan nükleer anlaşma çerçevesinde kaldırılan Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının geri getirilmesine yol açabilecek "tetik mekanizması" konusundaki endişelerini sürdürüyor. Bu mekanizmanın süresi 18 Ekim'de sona erecek. Avrupa ülkelerinin, İran'ın nükleer faaliyetlerinde çözüm bulunamazsa bu tarihi beklemeden mekanizmayı devreye sokabileceği öngörülüyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Fransız Le Point gazetesinde yayımladığı makalede, "tetik mekanizmasının kötüye kullanılmasının sonuçları olacağını" belirterek, "Bu durum sadece Avrupa'nın anlaşmadaki rolünün sonu değil, aynı zamanda geri dönüşü olmayan bir hale gelebilecek gerginliğin tırmanması anlamına da gelebilir" ifadelerini kullandı.