Zanlının yapay zekayla zorla beynini okudular! Mahkeme delil saydı

Hindistan’da bir ceza davasında, zanlının beyin dalgaları mahkemede delil olarak kabul edildi. Beyin Elektriksel Salınım İmza Profilleme (BEOS) adı verilen nöroteknolojik yöntemle elde edilen sonuç, sanığın ifadesiyle çelişse de mahkumiyet kararında belirleyici oldu.
Hindistan’da gerçekleşen bir dava, ceza adalet sisteminin sınırlarını yeniden tanımladı. Sanığın ifadesi değil, beyin dalgaları konuştu. Yapay zeka destekli zihin okuma yöntemiyle elde edilen veriler, mahkumiyetin temel dayanağı oldu.
BEOS adlı tartışmalı teknolojiyle mahkemede “beyin delili” sunulması, etik, hukuki ve insan hakları açısından küresel çapta hararetli tartışmaları tetikledi.
"SUÇU KABUL ETMEDİ, AMA BEYNİ ETTİ"
2008’de 24 yaşındaki Aditi Sharma, nişanlısını zehirlemekle suçlandı. Fiziksel kanıt bulunmayan davada, araştırmacılar BEOS teknolojisine başvurdu. Zanlının başına elektrotlu bir başlık yerleştirildi, suçla ilgili cümleler dinletildi ve beyin aktivitesi izlendi. Araştırmacılar, Sharma’nın beyninin ‘suçla aşinalık’ sinyali verdiğini iddia etti.
Mahkeme, fiziksel delil olmamasına rağmen bu beyin tepkilerini kanıt olarak kabul etti.
BİLİMSEL Mİ, TAHMİN Mİ?
1999’da sinirbilimci Dr. C.R. Mukundan tarafından geliştirilen BEOS, bir kişinin suçla ilgili bilgileri tanıyıp tanımadığını EEG yoluyla ölçüyor. Destekçileri yöntemin %90 doğrulukla çalıştığını öne sürüyor. Ancak, Hindistan Adli Bilimler Müdürlüğü’nün verilerine göre bu teknoloji %5 oranında masumları da suçlu gösterebiliyor.
YÜKSEK MAHKEME: RIZA YOKSA YASAK
Hindistan Yüksek Mahkemesi, 2010 yılında BEOS, yalan makinesi ve narkoanaliz gibi tekniklerin gönüllü kabul olmadığı sürece hukuka aykırı olduğunu karara bağladı. Ancak raporlar, bu tekniklerin bazı durumlarda hala baskıyla kullanılabildiğini ortaya koydu.
BEOS İLE AKLANAN DA VAR, HATALI MAHKUM EDİLEN DE
BEOS testine gönüllü giren 20 yaşındaki Surjaram, tecavüz suçlamasından nörolojik bulgularla aklandı. Öte yandan, 2006 Mumbai tren saldırısıyla suçlanan Abdul Wahid Shaikh ve 12 kişi, defalarca BEOS ve benzeri testlere tabi tutuldu. Yıllar sonra delil yetersizliğinden beraat etmesi, sistemin yanıltıcı yorumları ve baskı altında alınan verileri yeniden gündeme taşıdı.
Etik uzmanları, kişinin sinirsel verilerinin rızası dışında toplanmasının zihinsel mahremiyet hakkı ihlali olduğunu belirtiyor. Avrupa’da da bazı ülkeler nöroteknolojiyi denemeye başlamış olsa da şeffaflık, denetim ve gönüllülük ilkeleri talep ediliyor.