Hakkında soruşturma izni istenen Mansur Yavaş sessizliğini bozdu

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, hakkında soruşturma izi istenmesine ve konser harcamalarına ilişkin konuştu. Yavaş, "İzne gerek yok, çağırsınlar ifade vermeye giderim. Ankara halkının bir kuruşunun, bir imzasının hesabını vermekten hiçbir zaman çekinmedim" dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde (ABB) 2021-2024 yılları arasında düzenlenen konser organizasyonlarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, 14 şüpheli hakkında "nitelikli zimmet" suçlamasıyla iddianame hazırlarken dün akşam yeni bir gelişme yaşandı.
SORUŞTURMA İZNİ İSTENDİ
Başsavcılık, dün akşam ABB Başkanı Mansur Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu'na soruşturma açmak için İçişleri Bakanlığı'ndan izin istedi.
YAVAŞ: SAKLAYACAK BİR ŞEYİM YOK!
Yavaş ise bugün konuyla ilgili bir açıklama yaptı. İzne gerek olmadığını ifade eden ABB Başkanı, "Görev sürem boyunca her adımımı hukukun evrensel ilkeleri, demokratik değerler ve kamu vicdanı doğrultusunda attım. Ankara halkının bir kuruşunun, bir imzasının hesabını vermekten hiçbir zaman çekinmedim. Bugün bir kez daha açıkça söylüyorum: Hiçbir iddia, hiçbir girişim; şerefime, itibarımıza ve inandığım değerlere gölge düşüremez. Çünkü ben doğruyu yaptım. Çünkü ben milletimin emanetini namus bildim.
Bu süreçte defalarca devletin kendi kurumları, Mülkiye Müfettişleri ve MASAK yetkilileri tarafından kapsamlı incelemeler yapıldı.
Belgeler, dosyalar, hesaplar satır satır incelendi. Sonuç açık ve nettir: Her işlemimiz şeffaftır, her kuruşun kaydı vardır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma yürütmesi için İçişleri Bakanlığı’ndan izin almasına gerek yoktur. Çağırırlarsa, gönüllü olarak ifadeye vermeye hazırız. Çünkü bizim gizleyecek, çekinecek, saklayacak hiçbir şeyimiz yoktur. Kolaylık sağlamak, sürecin uzamasına fırsat vermemek adına izin alınmasını bile gerek görmüyoruz. Hesabını veremeyeceğimiz tek bir işlemimiz yoktur.
"İDDİANAMEDE ADIMIZIN OLMAMASI BAZILARINI RAHATSIZ ETMİŞ"
Hafta başında hazırlanan iddianamede ismimizin yer almaması, anlaşılan o ki bazı çevreleri rahatsız etmiştir. Geçtiğimiz günlerde eski dönem yolsuzluklarına ilişkin detaylı açıklamayı zaten basın toplantımda yapmıştım.
Tek tek hepsini yeniden anlatmayacağım ama yapılan çifte standartlar hukuk devletinin üzerine gölge düşürmektedir. Biz hem bu konularla ilgili hem de soruşturmayı sızdıran ve sürece siyaseten müdahil olan kişiler hakkında işlem yapılmasını bekliyorduk. Ancak ne yazık ki, tam tersine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bizim hakkımızda DENETİM GÖREVİMİ YETERİNCE YAPMADIĞIM gerekçesiyle soruşturma izni talebinde bulunduğunu öğrendik. Bu durum, adaletin terazisini şaşırtmak isteyenlerin çabasıdır.
Bizim kapımız devlete de adalete de sonuna kadar açıktır. Ama kimse unutmasın: Bu ülke, adaleti eğip bükerek yönetilemez.
Unutmayın; gün gelir, bu kantar herkesi tartar. Demokrasi sadece sandıkta değil, adalete güvenle yaşar. Adaleti siyasetin malzemesi yapmayın. Çünkü hukuk, bir gün herkese lazım olacaktır. Bizim kapımızı çalmak kolaydır, çünkü biz hesap vermekten korkmayız. Zor olan, kirli kapıların önüne gitmektir. Siz o kapıları atladınız."