Akademisyenlik ve akademisyen istihdamı

A -
A +

Dışarıdan bakanlar için akademisyenlik kolay bir iş. Bunun sebeplerinden biri, akademisyenlerin genellikle diğer çalışanlardan farklı olarak sabah başlayıp akşam biten bir mesai düzeninin olmaması. Akademisyenlik bir tür serbest öğretmenlik gibi görülmekte. Ancak, öğretmenlik akademisyenliğin tamamı değil. Akademisyenlerin sadece öğretmesi değil aynı zamanda bilgi üretmesi gerekiyor. Bu yüzden akademisyenleri öğretmen olarak vasıflandırmak hatalı ve eksik bir bakış.

 

Akademisyenlikte başka mesleklerde olduğu gibi mesai saati bitince işten ayrılmak diye bir şey yok. Akademisyen her yerde her zaman işiyle meşgul olmak zorunda. Mütemadiyen yeni yazı ve araştırma konuları bulmak; tek başına veya bazen küçük gruplar içinde bu konularla ilgilenmek durumunda. Dolayısıyla, iyi bir akademisyenin diğer iş kollarındaki insanlardan daha fazla çalıştığını söylemek kesinlikle bir abartma olmaz.

 

Akademik hayatta her yükselme bir sınava bağlı. Lisans eğitiminden sonra yüksek lisans akademik hayata geçişte ilk aşama. Daha sonra doktora dersleri ve ardından hayli zor doktora yeterlilik sınavı. Bunun peşinden uzadıkça ağırlaşan bir doktora tezi hazırlama süreci. Doktora tezinin tamamlanması ve bir jüri önünde savunulması kişinin akademik hayata kesin olarak girdiğini gösterir. Daha sonraki adımlarda da bir tür sınav vardır. Mesela Dr. Öğretim Üyesi olarak atanmak dil puanına ve sunulacak bir şahsî akademik çalışmalar dosyasının takdir edilmesine bağlı. Ardından doçentlik. Doçentlik sınavı da, çok sayıda örneğini gördüğümüz üzere, bir sıkıntı kaynağı olabiliyor. Dolayısıyla, en azından doçent olana kadar, akademisyenler mütemadiyen bir sınavlar dizisiyle yüzleşmekte. Üniversite değiştirme hâlinde de birçok alanda incelemeden geçmek gerekmekte. Bu niteliklerine bakarak akademisyenliğin zor bir iş olduğu söylenebilir. Nitekim, bu işe soyunanların yarısından çoğu ya süreçte elenmekte veya bizzat kendisi vazgeçmekte.

 

Akademisyenler, özellikle vakıf üniversitelerinde çalışanlar, bazen sıkıntılarla karşılaşabilir. Akademik veya şahsî ihtilâflar onların yönetimle ters düşmesine ve görevden alınmasına veya ayrılmasına yol açabilir. Bazen bazı yerlerde görülebilen toplu tasfiyeler, özellikle orta ve uzun vadede, bunu yapan üniversiteye fayda sağlamaz. Toplu tasfiye toplumda o üniversitenin şimdiye kadar niteliksiz öğretim elemanları tarafından doldurulmuş olduğu yolunda bir kanaat oluşmasına katkıda bulunabilir. Müstakbel öğretim üyelerini üniversiteden kaçırır. Benzer bir akıbete uğrayabileceklerini düşünen hocalar o üniversiteden uzak durmaya çalışır. Üniversite vasıflı eleman bulmakta zorlanır.

 

İşten çıkarılma endişesi, ayrıca, kendi alanıyla meşgul akademisyenlerin işini yapmasına da zarar verir. Zaten yükselmek için devamlı çalışmak zorunda olan akademisyen bu tür meselelere zaman ayırmak zorunda kalır. Ayrıca, görevden uzaklaştırmalar mahkemeye taşınabilir ve muhtemelen yargı bunların en azından bir kısmını durdurur. Bu yüzden, bilhassa vakıf üniversiteleri için doğru olan, hocalarını kadroda tutmaya çalışmak, toplu ve keyfî tasfiyelerden kaçınmak ve öğretim üyelerini tek tek ve zaman içindeki başarılarıyla değerlendirmektir. Ayrıca, akademik pozisyonlara giriş süreci uzun olduğu ve akademisyenlerin istihdamı genellikle ders yılı öncesinde yapıldığı için üniversitelerin kesinlikle beraber çalışmak istemedikleri hocalara görev sürelerinin uzatılmayacağı bilgisini makul bir süre -tercihen bir ders yılı- öncesinde vermesi de iyi olur.

 

Son olarak, parlak zihinleri çekmek için akademisyenlerin maaşlarının ve özlük haklarının iyi olması gerektiğine dikkat çekmekte fayda var. Akademisyenlik itibarlı bir meslek, ancak, sadece itibar bu işe yatkın kafaları mesleğe çekmeye yetmeyebiliyor. Akademisyenlikten zengin olmak çok zor ama insanların elde ettikleri gelirle hiç olmazsa ciddî bir geçim sıkıntısı çekmeyeceklerini bilmeleri üniversitelerin akademik eleman seçme havuzunu genişletecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.