DEM ile iş birliği: Doğrular ve yanlışlar

A -
A +

Terörsüz Türkiye sürecinde işler ilerliyor. Ancak, süreçten rahatsız olanlar da eleştirilere ve süreci sabote etme çabalarına devam ediyor. Tipik bir faşist ve Kemalist eleştiri Cumhur İttifakı ile DEM, hassaten AK Parti ile DEM arasındaki ilerlemekte olan iş birliği üzerinde duruyor ve mealen diyor ki “AK Parti DEM ile iş birliği yapınca bu iyi bir şey olarak takdim ediliyor, ama CHP DEM ile iş birliği yapması yüzünden özellikle AK Parti çevreleri tarafından hain ilan edilmişti.”

 

Bu eleştiride ciddiyet ve tek bir doğru taraf yok ne yazık ki. Bunu yapanlar ne alandaki durumdan ne de değerlendirmede baş vurulması gereken ilkelerden haberdar. Yaptıkları sırf çarpıtma.

 

Demokrasilerde teröre yer olamaz, çünkü insanlar ve gruplar demokratik siyasetin imkânlarından yararlanarak taleplerini dile getirme ve onları siyasi olarak takip etme imkânına sahip. Hiçbir demokraside terör örgütleri hoş görülmez ve terör örgütleriyle iş yapan partilere de müsaade edilmez.

 

DEM çok yakın bir tarihe kadar kendisini PKK’nın siyasi kolu olarak konumlandırmaktaydı. Türkiye demokrasisi buna rağmen ona tahammül gösterdi ve kapatma yoluna gitmedi. Ama mesela İspanya demokrasisi Batasuna Partisine sırf terörü kınamadığı için müsaade etmedi. Partiyi kapattı ve önde gelen liderlerine cezai işlemler uyguladı. Türkiye demokrasisinde bu çerçevede DEM’in yapması gereken terör ile bağlarını fiilen kesmek ve terörü açıkça kınamaktı. DEM bunu ne yaptı ne de yapacağına dair bir işaret verdi.

 

CHP bu nitelikteki bir DEM ile iş birliği yaptı. Parti özünde Kürt probleminin ana sorumlusu olmasına, faşist tonlar taşımasına ve hatta Kürtlere karşı düpedüz ırkçı olmasına rağmen Erdoğan nefreti ve Erdoğan’dan kurtulma arzusu bu sorumluluğun geri plana düşmesine ve DEM tarafından da görülmemesine veya dillendirilmemesine sebep oldu. Bu süreçte CHP, DEM ile iş birliğinden çok istifade etti. Mesela gerek 2019 gerekse 2024 İstanbul BB başkanlıklarının CHP tarafından kazanılmasında DEM seçmeninin rolü inkâr edilemez. Buna karşılık CHP, DEM’e hiçbir alanda bir eleştiri yapmadı ve onu terör örgütüyle bağlarını kesme konusunda teşvik de etmedi. Tek yaptığı DEM’in seçmen tabanından yararlanmaktı.

 

Buna karşılık şu anda DEM ile Cumhur İttifakı ve AK Parti arasındaki yakınlaşma olağan ve demokratik meşruiyete sahip bir süreç. Her şeyden önce PKK’nın Öcalan tarafından feshedilmesi yolunda Bahçeli’nin çıkışı, Erdoğan’ın ona destek vermesi ve nihayet Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma ve kendisini dağıtma çağrısı inşallah terörün bitişine gidecek süreci başlattı. Yani Cumhur İttifakı ile DEM arasındaki iş birliği hem demokratik açıdan meşru hem de memleketin hayrına, çünkü CHP’nin yaptığı gibi dolaylı olarak terör örgütüyle iş birliği yapmak anlamına gelmiyor. Hedef terörü bitirmek, en azından şimdilik ortada oy hesapları yok.

 

Bu satırların yazarı yıllar önce ülkenin daha demokratik hâle gelmesi yolundaki umudunu AK Parti ile DEM geleneği arasındaki muhtemel iş birliğine bağlamıştı. Buna ilişkin yazılar arşivlerde mevcut.(*) Bunun başlıca sebebi hem AK Parti’nin hem de DEM geleneğinin sisteme gerçek anlamda muhalif olmalarıydı. Her iki cenah da mesela Kemalizme karşıydı. Birlikte hareket etmeleri ülkenin ve demokrasinin önünü açardı. Ne yazık ki bu bir hayal olarak kaldı. Şimdi ise aynı gelişmenin bu sefer ırkçılıktan hayli uzak bir milliyetçi çizgi tutturmaya çalışan MHP’nin de katılımıyla gerçekleşmeye başlaması umutları artırıyor.

  • https://hurfikirler.com/atilla-yayla-kurt-probleminin-cozumu-uzerine-bazi-notlar/

Atilla Yayla'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.