Erdoğan’ın avantajları

Sesli Dinle
A -
A +
Türkiye’de yaşanan bir ilkle bu pazar cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu yapılacak. Adaylardan biri ipi göğüsleyecek ve cumhurbaşkanlığı görevini üstlenecek. Elbette her iki adayın da avantajları ve dezavantajları var. Geleneksel medyada ve sosyal medyada buna ilişkin yorumlar pek çok. Bu konu Liberal Düşünce Topluluğu tarafından İstanbul’da 18 Mayıs Perşembe günü düzenlenen ve Prof. Dr. Ömer Çaha, Prof. Dr. Zeki Bayraktar ve Anavatan Partisi Gençlik Kolları Başkanı Asrın Tok’un konuşmacı olarak katıldığı bir panelde de ele alındı. Tüm konuşmacılar ikinci tura Erdoğan’ın önde ve bazı avantajlarla girdiğinde ittifak etti. Bu yazıda, bu hususta dile getirilen kimi görüşleri özetleyerek derlemek istiyorum.
 
Erdoğan’ın sahip olduğu ilk avantaj, ilk turda Kılıçdaroğlu’na yüzde 4,5 fark atmış olması. Bu elbette muhalefette büyük bir moral kaybına sebep oldu. Bu yüzden, durumu tersine çevirme gayretlerine rağmen, muhalif seçmenlerin bir kısmının sandığa gitmemesi mümkün, hatta muhtemel. Ancak, bunun Erdoğan’a oy vermiş olan seçmen tabanında da bir gevşekliğe veya -Erdoğan’ın deyişiyle- rehavete yol açması da mümkün...
 
İkinci avantaj Cİ’nın TBMM’de açık bir üstünlük kazanmış olması. Bunun anlamı, muhalefetin, ikinci turun sonucu ne olursa olsun, iki ayaklı seçimin bir ayağını geri dönülmez şekilde kaybettiği. Başka bir deyişle artık parlamenter sistem beklentisi bir hayal oldu. Nitekim muhalefet de bunu kabullendi ve gündeminden çıkardı. Böylece muhalefetin seçim stratejisi hemen hemen tamamıyla çöktü. Buna karşılık, Erdoğan seçim stratejisinde önemli bir değişiklik yapmasına gerek kalmadan yoluna devam edebildi...
 
Üçüncü avantaj seçmen kitlelerinde az görülmeyen “kazananın vagonuna atlama” olgusunun bu seçimde de işlemesi ihtimali. Bu nokta yönetimde istikrar arayışı tarafından da desteklenebilir. TBMM’de kontrolü elinde bulunduran ittifakın cumhurbaşkanlığını da kazanmasının daha iyi olacağı düşüncesi seçmenleri Erdoğan’a oy vermeye teşvik edebilir...
 
Dördüncü avantaj Kılıçdaroğlu’nun dengesinin bozulması ve hızlı bir dönüş gerçekleştirme mecburiyetinde kalması. Bu dönüş elbette Kılıçdaroğlu’nun inandırıcılığını azalttı. Nitekim HDP üzerinden PKK ile ittifak yaptığı söylentilerine ve suçlamalarına karşı sessiz kalmış olan Kılıçdaroğlu son günlerde yine PKK adını pek geçirmemekle beraber terörle mücadele vurguları yapmaya başladı. HDP ile tam tersi noktada duran Zafer Partisi ile ittifak arayışı içine girdi. Bunların HDP’yle ilişkilere zarar vermesi kesin...
 
Beşinci avantaj Kılıçdaroğlu’nun CHP oylarına katkısı hemen hemen yok seviyesinde -veya çok az- olan, tabiri caizse, tabela partilerine yaklaşık 40 milletvekilliği kaptırmış olması. Bunun ne gibi sıkıntılara yol açacağı ileride görülecek. Ancak, anlaşıldığı kadarıyla, Kılıçdaroğlu kendi adaylığını kabul ettirebilmek için partisinin meclis grubunu çok küçültmeyi göze aldı.
 
Son olarak ilk turda Erdoğan’a deprem bölgesinde kuvvetli bir destek verilmesi üzerine CHP’li medyada ve CHP çevrelerinde depremzedelere karşı başlatılan hakaret ve aşağılama kampanyası Erdoğan için bir tür avantaja dönüştü. Bunda zirveyi Tekirdağ Belediyesi’nin ağustos ayına kadar misafir etmek üzere söz verdiği depremzedelerin yerleştiği otelleri terk etmesini istemesi yaptı. CHP ne yazık ki bu belediye başkanı hakkında disiplin soruşturması açmadı…
Bütün bunlara bakarak ikinci tura Erdoğan’ın avantajlı ve önde girdiğini söyleyebiliriz. Ancak, bu, kuşku yok ki, seçimin sonucunun şimdiden belli olduğu anlamına gelmiyor. Kılıçdaroğlu aritmetik olarak hâlâ kazanma şansına sahip… İki gün sonra durumun ne olduğunu hep birlikte göreceğiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.