Partilerin meşruiyeti ve HÜDA PAR

A -
A +
Demokratik siyasetin ana ve vazgeçilmez aktörleri olan siyasi partilerin meşru olması özellikle Türkiye’de demokrasinin ana meselelerinden biri. Demokrasi ancak meşru siyasi partilerle işleyebilir. Siyasi partilerin kendilerinden beklenen fonksiyonları yerine getirebilmek için meşru olması gerekir.
 
Partilerin meşruiyeti iki ana alanda değerlendirilebilir. Bunların ilki şekil ve usul kurallarıyla ilgili olanları; ikincisi ise demokrasiye zıt fikirlerle donanmamış olmaları. İlk şartı yerine getirmeyen partide ikinci şarta bakmak çok da anlam taşımaz.
 
Meşruiyetin şekille ve usul kurallarıyla ilgili şartlarının başlıcaları partinin iktisadi-ticari işlerle uğraşmaması ve şiddeti kategorik olarak dışlamasıdır. Bu bakımdan bir meşruiyet sorununa sahip olan iki parti CHP ve HDP’dir. CHP İş Bankası’ndaki ortaklığı yüzünden demokratik meşruiyet alanının dışında kalmakta. HDP ise şiddetle ve şiddet örgütüyle organik bağları yüzünden demokratik meşruiyetten mahrum.
 
Ne var ki bugünlerde demokratik meşruiyet tartışması daha ziyade HÜDA PAR üzerinden yapılmakta. Bu partinin terör örgütü Hizbullah ile olan bağları ve özellikle kadınlarla ilgili görüşleri yüzünden antidemokratik olduğu ileri sürülmekte. Hatta hızını alamayan bazıları HÜDA PAR’ın Türkiye’de bir Taliban rejimi oluşturma tehlikesi oluşturduğunu ileri sürmekte.  
HÜDA PAR’ın geçmişinde bir terör olduğu inkâr edilemez. Hizbullah adı verilen bu örgütün kanlı cinayetlere imza attığı da. Gelgelelim bu sayfa çoktan kapandı, mazide kaldı. 2000 yılı itibarıyla Hizbullah yargılandı, suç işleyen mensupları cezalandırıldı ve örgüt ortadan kalktı. Yani Hizbullah’a atıf yapanlar bugüne değil 23 yıl öncesine gönderme yapmakta. 2000 yılından beridir Hizbullah adına ve hesabına işlenen bir terör suçu yok. HÜDA PAR’a bağlı militanların varlığından ve onların üslendiği yerlerden de haberdar değiliz. Hizbullah’ın yayın organları ve oralarda konuşan, çeşitli mesajlar veren öncüleri ve sözcüleri de yok ortalıkta. Diğer taraftan şimdiye kadar konuşmuş olan tüm HÜDA PAR sözcüleri açıklamalarında şiddeti açıkça kınıyor ve mahkûm ediyor. Türkiye’nin bayrağı ve bütünlüğü ile bir problemleri olmadığını söylüyor.
 
HÜDA PAR’ın fikirlerini değerlendirmeden önce bu hususa dikkat etmekte fayda var. HÜDA PAR şiddeti reddetmiş ve demokratik siyaseti benimsemiş bir organizasyon olarak faaliyet yürütüyor. Buna karşılık HDP için ne yazık ki aynı şeyleri söylemek mümkün değil. HDP sözcülerinin defalarca yaptıkları, terörle ve terör örgütüyle bağlarını yansıtan açıklamalar var. Sırtlarını PKK’ya, YPG’ye dayadıklarını dile getiriyorlar. Kandil’deki terör ağaları da seçim süreci boyunca Erdoğan’ın gitmesi için Kılıçdaroğlu’na destek verdiklerini açıkladı.
 
HÜDA PAR’ın görüşleri arasında bazı insanları rahatsız eden şeyler olabilir. Ancak, HÜDA PAR’ın sadece 3 milletvekili çıkardığı ve bir kanun çıkarma ve siyasete yön verme gücü olmadığı da bir gerçek. Demokratik etkileşim ortamında, kararların verilme sürecinde etkilenecekleri ve kimi görüşlerini revize edecekleri de muhakkak. Diğer taraftan, 21 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin “şeriatı getirme” ve “Türkiye’yi Afganistan’a çevirme” peşinde koştuğunu söyleyebilmek için gerçeklerden hayli kopuk olmak lâzım. AK Parti döneminde kadınların önü açıldı. Eğitim almalarının önündeki engeller kaldırıldı. Kadınlar toplumsal hayatın her alanında yoğun şekilde yer aldı. Kadın vekillerin sayısı arttı… AK Parti’nin iktidar performansı bu türden dehşet ve korku senaryolarını kesin olarak boşa çıkarmakta…
 
HÜDA PAR, HDP’den farklı olarak, meşru bir demokratik aktör.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.