ÖĞRETMEN YEM EVİ

A -
A +

Akşam yorgun argın apartmandan içeri girip bir kat merdiven çıktıktan sonra, daire kapısının yanındaki posta kutusunda elle yazılmış bir pusula buldum:

 

***

 

Emekliye ayrıldık. Komşularımızla küçük bir kutlama yapmayı planlıyoruz. Bize katılır mısınız?
Devrim & Hasan

 

***

 

Devrim Hanım ile kocası Hasan Bey, yıllardır bizim apartmanın en üst katında oturuyordu.

 

Her sabah birlikte aşağı iner, otomobillerine biner, okullarına giderlerdi.

 

Aynı okulda Devrim Hanım müdire, Hasan Bey biyoloji öğretmeniydi.

 

Emekli olma sürelerini çoktan doldurmuşlardı ama demek ki şimdi ayrılmayı uygun gördüler. 

 

***

 

Apartmanımızda 18 daire vardı. (Deri tüccarı Mustafa amca memleketi Mardin’e gittiği için) davete 16 komşu katılmıştık. Hemcinsler rahat sohbet edebilsin diye kadınlar oturma odasına, erkekler salona alınmıştı.

 

Hep pencereden gördüğüm Devrim Hoca’yı ilk kez bu kadar yakından görmüş oldum. Zarif bir hanımefendiye benziyordu. Kızı ile birlikte servis için salona girip çıkıyordu.

 

İkram işi bitince Devrim Müdire de salonda oturdu, konuşmaya başladı:

 

- Yorulduk artık. Biraz da genç meslektaşlarımız çalışsın. Geriye dönüp baktığımda, vicdanen müsterihim. Cumhuriyet değerlerine bağlı, karakterli, kişilikli, özgür ruhlu öğrenciler yetiştirdim.

 

Araya girdim:

 

- Bundan sonra evde mi oturacaksınız, bir meşgaleniz olacak mı?

 

- Evde oturmak olur mu? Bir küçük dükkân açmayı planlıyoruz; hobi, eğlence kabilinden...

 

Kocası Hasan Bey, konuşma cezası almış öğrenci gibi sessizce kurabiye yiyordu.

 

- Ne dükkânı olacak bu, diye sordu Ali.

 

- Dünürümüz Süleyman Bey Eminönü’nde kedi köpek maması ve kuş yemi satıyor. İşleri gayet iyi. Biz de bir bakıma onun şubesi gibi bir şey yapacağız burada.

 

***

 

Gerçekten de kısa sürede dükkânı kiraladılar. Hemen bizim apartmanın karşı caddesinde, yeni yapılan binanın giriş katında, bizim balkondan görünecek konumda bir yer.

 

Beş kat basamakla dükkân önüne çıkıyorsunuz, beton bir alan var, bu alanı çerçeveleyen demir parmaklıklar… Karı koca emekli öğretmenler buraya birkaç sandalye atıp, müşteri olmadığı zamanlarda dışarıda oturuyorlar.

 

Dükkânı malzeme ile doldurduktan sonra tabelayı astılar:

 

ÖĞRETMEN YEM EVİ

 

Kapı kenarına bir de elektronik tabela koydurdular. Siyah tabelada sürekli olarak şu kırmızı ışıklı yazı akıyor:

 

… KÖPEK MAMASI… KEDİ MAMASI… KUŞ YEMİ… 

 

***

 

Bir gece malum sebeple balkona çıkmıştım. İster istemez gözüm yem evine kaydı. Karı koca emekli öğretmenler, önde Devrim Hanım, arkasında Hasan Bey ışıkları kapatıp dükkândan çıkıyorlardı.  

 

Dükkânın büyük tabelası ışıkla çevrili olduğu için ikiliyi görebiliyordum.

 

Tam o anda, kahverengi bir kedi, yalvaran bir miyavlamayla dükkânın kapısına geldi; içeri girmeyi zorladı mı tam seçemedim. Ama Devrim Hoca’nın, elindeki şemsiye ile bir golf topuna vurur gibi olanca gücüyle kediye vuruşunu gayet net seçtim. Kedicik önce demir parmaklıkların üst kısmına çarptı, sonra caddeye düştü.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Ahmet Özdemir 25 Mayıs 2024 11:20

Kedi düşmanı kedi yemi satıyor bari başka bir iş yapsaydı

Ahmet Özdemir 25 Mayıs 2024 11:16

Kediciye yazık olmuş