Cihada hazır mısınız?

Cihada hazır mısınız?

Ramazan Haberleri

Yurtları işgal olmuş, malları yağmalanmıştır. Ama en acısı da Tâbûtüssekineyi kaptırmalarıdır düşmana.

İsrâiloğulları, Mûsâ aleyhisselâma dahi tâbi olma hususunda gevşek davranırlar. Hâlbuki nice mucizelere şahit olmuş, nice felaketlerden kurtulmuşlardır onun duasıyla.
Daha sonra gönderilen peygamberlere de bir müddet bağlı kalır, sonra isyan tuğyan içine düşer, yoldan ayrılırlar. Nasihat dinlemez, fıska, fücura dalarlar.
Ne zaman ki zelil ve hakir olur, musibete uğrarlar, peygamberleri hatırlarlar.
“N’olur git Rabbine dua et derler”, “şu beladan halas etsin. Söz veriyoruz mütedeyyin bir mümin olacağız bundan sonra.”
Tövbe ile isyan arasında gider gelirler, kurtulanlar da olur, ayakları kayanlar da…
İşmoil aleyhisselâm, peygamber olarak gönderilmeden önce, Amâlika kavmi (bunlar Mısır, Suriye, Gazze sahillerinde yaşar) İsrâiloğullarına musallat olur. Yapılan savaşı kazanır, 70 bin kişiyi de esir alırlar. Ki içlerinden 440’ı hanedan mensubudur.
Başlarında melikleri olmayınca dağılırlar. Yurtları işgal olmuş, malları yağmalanmıştır. Ezilmektedirler ağır vergiler altında.
Ama en acısı da Tâbûtüssekineyi kaptırmalarıdır düşmana.

KABUL OLAN DUA
 Tâbût; Mûsâ aleyhisselâmdan beri nakledilegelen altın kaplamalı bir sandıktır. Hükümdârın muhâfazası altında bulunur. İçinde, Tevrât’ın nâzil olduğu levhalar, Mûsâ aleyhisselâmın elbisesi, asâsı, Hârûn aleyhisselâmın sarığı gibi mukaddes emânetler vardır. Hatta Tîyh sahrasında gökten inen kudret helvasından bir miktar.
Onlar için birlik, beraberlik vesilesidir bir bakıma.
Amâlika hegemonyası uzun sürer, üç dört asır dağınık yaşarlar. Kendilerini kurtaracak bir peygamber göndermesi için, Allahü tealaya yalvarırlar. Aralarında peygamber neslinden bir tek Alkama bin Bali vardır o da vefat eder. Hanımefendisi hâmiledir o sıra. İsrâiloğulları onun bir oğlan doğurmasını bekler. “Belki kız doğurup oğlanla değiştirir diye kadıncağızı bir yere kapatır, kontrol altında tutarlar. Nihâyet bir erkek evlad dünyaya gelir, annesi, ismini “Allahü teala duâmı kabûl etti” mânâsında “İşmoil” koyar.
Biraz büyüyünce Tevrat öğrensin diye Kudüs’e götürür, eliyle Beytülmakdise teslim eder. Âlimlerden biri, onu evlat edinir, yetiştirir itinayla.

VAHY GELİNCE  
İşmoil aleyhisselâm bir gece namaz kılarken Cebrâil aleyhisselâm gelir, hocasının sesine benzer bir ses ile hitap eder ona. Hocasının yanına gidip; “Buyurun efendim, ne istediniz” diye sorar.
Hocası “yok bir şey” der geçiştirir, fevkaladeliği hissetmiştir ama.
Yine ibadetine döner, Cebrâil aleyhisselâm önceki gibi nidâ eder. İşmoil aleyhisselâm da tekrar hocasının yanına koşar.
Hocası “Evlâdım” der, sen dön ve devam et namazına. Eğer seni yine çağıracak olursam sakın gelme, kal odanda.
İşte o gece Cebrâil aleyhisselâmı görmekle şereflenir, kendisine peygamberlik verildiği bildirilir.
İşmoil aleyhisselâm kavmine tebliğe başlar. Her zaman olduğu gibi önce mesafe koyar, “senin peygamber olduğunu nereden bileceğiz” der delil sorarlar. İkna olurlar zamanla.
Bir süre sonra kavmin ileri gelenleri, İşmoil aleyhisselâma çıkar; “Bize bir hükümdâr tâyin et de, emri altında toplanalım!”
- Peki ya üzerinize cihâd farz kılınırsa?
- Buna hazırız!

İYİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
 Söz verseler de güven vermezler, Hazreti İşmoil iyi düşünmelerini tavsiye eder onlara. Allahü tealanın emri ile şaka olmaz zira.
- Neden Allah yolunda cihâd etmeyelim? Elbette savaşırız. Bak evlatlarımızdan ayrı düştük, yurdumuzdan çıkarıldık. hakarete maruz kaldık. Eğer savaşmazsak düşman üzerimize gelir! Bu günleri de ararız sonra.
Allahü teala İsrâiloğullarına cihâdı farz kılar. Hükümdâr olarak da, Bünyamin neslinden Tâlût tâyin edilir onlara.
Şöyle ki Hazreti İşmoil’e uzunca bir asa ve bir boynuz verilir. Boynuz içinde hususi bir yağ vardır. Yağ kimin yanında kaynarsa melik odur, boyunu da ölçecektir “eğer asa kadarsa!”
Neticede bir gün Hazreti Bünyamin neslinden Tâlut, kaybettiği merkebini sormak için İşmoil aleyhisselamın yanına gelir.
Baksa ki yağ kaynamakta, asayı tutar, boyu tam. Ne eksik, ne fazla.
Ne var ki İsrâiloğulları, Tâlût’un hükümdârlığını kabûllenmez.
Talip olmuşlardır ama tabi olmazlar.
Mal mülk sahibi de değildir, debbağ ve çoban olabilir, yahut saka.
Lakin liderlik vasfına haizdir, hepsinden uzun boyludur, hitabeti düzgündür, siması hoşça.
İşmoil aleyhisselâm: “Tâlût’u, sizin üzerinize melik olarak Allahü teala seçti. Sizden daha zengin olmasa da daha âlim, daha heybetli, daha cesâretli. Allahü teala her şeye kâdirdir, mülkünü dilediğine verir. Onun ihsânı boldur, her şeyi bilir. Size düşen itaat etmektir.”
- Ama yine de bir alamet görmek isteriz. Tâlût’un melikliğini Allahü tealanın emrettiğini nereden bilelim?
- Peki size Tâbût’u getirse yeter mi?
- Elbette yeter. Ne isteriz ki başka?

TÂBÛT GELİNCE
İsrâiloğulları için bir sükûnet ve cesâret vesilesi olan Tâbût, Amâlikalılar için bir şey ifade etmez. O sandığa ve içindeki emânetlere hürmetsiz davranırlar. Bir putun altına destek yaparlar. Sabah gelip baksalar ki put altta tâbût yukarıda.
Putu tekrar yukarı koyarlar, sabah gelirler put yine aşağıda hem kolu bacağı da budanmış bu defa.
“Onların Rabb’i şüphesiz daha güçlü” der Tâbûtüssekineyi dışarı çıkarırlar. Bu sefer ahalide boyun ağrıları başlar. Nasıl ama koparcasına.
Yaşlı bir kadın “emaneti sahibine iade edin der, “bu dertten kurtulamazsınız yoksa!”
- İyi ama kimse yaklaşmak istemiyor ona.
- Öyleyse bir arabaya sapana koşulmamış iki inek bağlayın, Tâbût’u koyun üzerine, sürün onların topraklarına. Buzağısı aklına gelince inekler durur, boyunduruklarını kırar boşanırlar. Döner gelirler akşama.
Allahü tealanın izni ile melekler sığırları yönetir, Tâbût getirilir bırakılır Tâlût’un kapısına.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...