Hasret, vuslat...

Hasret, vuslat...

Ramazan Haberleri

Ümmü Seleme validemiz anlatır: Mekke'de sıkıntılar içindeydik kocam Abdullah (Ebû Seleme) ile birlikte hicrete niyetlendik.

Tam devemizi kaldırıyorduk ki kabilemin mensupları (Mugireoğulları) geldi, "kızımızı nereye götürüyorsun" deyip beni kenara çektiler. O esnada beyimin kabilesi de (Esedoğulları) geldi onlar da oğlumu sürüklediler. "Biz de sizin çocuğunuzu alıkoyarız" dediler inatla. Çekiştirirken çocuğun bileği çıktı hatta.
Beyimin yapacağı bir şey yoktu, yalnız başına devam etti yoluna. Ben aylar boyunca Medine cihetine baktım, kocamdan gelecek bir haber bekledim. Sonunda acıdılar, tamam ne istiyorsan yap dediler artık ağlama. Aynı gün kocamın kabilesi de oğlumu saldı. Medine'de tekrar buluştuk, çok tatlı günlerimiz geçti Kuba'da.
O günlerde Resulullah Efendimizin ‘Herhangi bir kula bir musîbet isâbet eder de İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn der sonra "Ey Allâhım! Sen başıma gelen bu musîbetle beni mükâfatlandır ve yerine daha hayırlısını nasib et’ derse Allahü mutlaka sevâba nâil kılar ve yerine daha hayırlısını ihsân eder’ dediklerini işittim.
Kocama da anlattım. Musibet denince birbirimizi kaybetmek geliyordu aklımıza. "Gel seninle bir sözleşme yapalım" dedim, "içimizden biri ölürse, diğeri evlenmesin bir daha."
Ebu Seleme biraz durdu "sen beni dinler misin?"
-Dinlerim.
-Ben ölürsem sen evlen, hayata küsme, karalar bağlama.

BAK SONUNA SABREYLE
Ebu Seleme Bedir'den kazasız belasız geldi, ancak Uhud'da pazusundan yaralandı. Onu sarıp sarmaladık, güzelce besledim kalktı ayağa. Sonra Kutn civarındaki müşrikler üzerine gittiler, cenkte yarası tekrar açılmış, bir geldi kan revan içinde ve şehit oldu sonunda. Efendimize haber verdim ki halasının oğluydu, gelip gözlerini kapattılar. Güzel bir duada bulundular. Ebu Seleme'yi Cennet-ül bakiye defnettiler, ben kaldım mı 4 çocukla başbaşa.
Efendimizden duyduğum duayı okuyordum İnna lillah... Sabredecektim ve inanıyordum ki bu musibet sevap kazandıracak, hayra tebdil olacaktı sonunda.
Ebu Seleme müstesna bir insandı, annesi Abdülmuttalib'in kızı Berre idi. Gayet güzel okur yazar ve herkese öğretirdi ayrıca. Ondan hayırlısı kim olabilir ki derken Resulullah Efendimiz evlilik teklif etti bir aracıyla. "Ben yaşlı ve kıskanç bir kadınım" dedim, "üstelik dört çocuğum var, yük olmayalım."
Bu sefer bizzat kendileri teşrif etti "Biz de yaşlıyız" buyurdular, "Dua ederiz kıskançlığın da biter inşaallah. Çocuklarına gelince onlar bizim de çocuklarımız olacak."
Düşünün Resulullah’a baba diyebilmek. Ne saadet ama.
Ümmü Seleme, Peygamberimize yakınlığıyla tanınır. Ev halkı bile bir şey isteyecek olsa onu koyar araya.
Büyük bir fakihedir, bilhassa kadınlarla ilgili mevzularda. Hazret-i Âişe’den sonra en fazla hadis rivayet eden odur Ezvac-ı tahirat arasında.
“Kocası kendisinden razı olduğu hâlde ölen kadın cennete girer.”
"Allahümme yâ mukallibel kulûb sebbit kalbî 'alâ dînike" (Ey kalpleri döndüren Allah’ım! Kalbimi dinin üzerine sabit kıl.)
Ümmü Seleme annemiz bereketli bir ömür sürer. Hicri 58'de Medine’de vefat eder (84), cenaze namazını Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) kıldırır, Cennet-ül Baki’ye defnederler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...