Diş çürüğü sinsi bir tehdit! Tüm vücudu tehlikeye atabilir
Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Erkut Kahramanoğlu, önlenmeyen diş çürüğünün ağızda bakterilere neden olup diğer organlara zarar verebileceğini ve sistemik rahatsızlıkları tetikleyebileceğinin altını çizdi.
Doç. Dr. Erkut Kahramanoğlu, diş temizliğinde fırçalamanın önemine işaret ederek, kullanım alanına göre farklı fırça seçenekleri olduğunu, herhangi bir sorun yaşamayanların orta sertlikte bir fırça kullanabileceklerini anlattı.
FIRÇALARKEN ÇOK BASTIRMAYIN
Yine kullanılan elektrikli fırçaların ise dişe ve diş etine zarar vermemek için çok bastırılmaması gerektiğini dile getiren Kahramanoğlu, "Ancak bu fırçalar diş fırçalamayı eğlenceli hale getirdiği, süresini ayarladığı için hastalarımız bununla fırçalamayı tercih edebilir. Çocuklar elektronik fırçaları velilerinin gözetiminde olmak şartıyla kullanabilirler" dedi.
DİŞ TEDAVİSİNDE ESTETİK GERİ PLANDA
Kahramanoğlu, diş tedavisinde asıl amacın hastanın şikayetini ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Tedavinin amacı konuşmayı, yeme ve içmeyi sağlamak. Bazı hastalarda ciddi estetik problemler olabiliyor. Bazen çene, bazen diş gelişiminde problemler olabiliyor. Zamanla renklenmeler, çapraşıklıklar meydana gelebiliyor. Bu da hastanın psikolojisini, sosyalleşmesini, çalışmasını kötü etkiliyor. Bu tür durumlarda asıl amaç hastanın memnuniyetini artırarak toplumdaki yerini kazandırmak. Bu tür durumlarda estetik ön plana çıkıyor, onun dışında hasta estetiği bizim için daha geri planda kalır. Estetik gerekli değilse yapılmasını önermiyoruz. Yapılacaksa da mutlaka diş hekimiyle birlikte karar verilmeli.”
6 AYDA 1 KONTROL ŞART
Kahramanoğlu, kişinin tüm sağlık sistemini etkileyen ağız sağlığının kanser, kalp rahatsızlıkları gibi diğer sorunlarla da ilgili olduğuna dikkati çekerek, "Başlangıç safhasında önlenmeyen diş çürüğü ilerlediğinde ağız içinde belli enfeksiyonlara yol açabilir, diş etine zararları olabilir. Bu enfeksiyon ilerlediğinde, ağız içindeki bakterilerin diğer organlara zarar vermesi veya diğer sistemik rahatsızlıkları tetiklemesi beklenebilir. Rutin kontrollerle bu tür istenmeyen durumların ortadan kaldırılması sağlanabilir. Minimum 6 ay ile 1 sene arasında diş hekimine kontrol için gidilmeli. O aşamada çürükleri, diş etiyle ilgili rahatsızlıkları ve ağızla ilgili problemleri erken safhada yakalama şansımız var” bilgisini verdi.
Gerekli tedavilerin uygulanmasıyla hastanın daha komplike bir durumla karşılaşmadan iyileştiğini belirten Kahramanoğlu, düzenli kontrollerde ağızda belirti veren bazı hastalıkların da erken fark edilerek hastanın ilgili uzmana yönlendirildiğini kaydetti.
AĞIZ HİJYENİNE DİKKAT EDİLMELİ
Kahramanoğlu, ağız içindeki bakterilerin kalp kapakçığına dahi yerleşebildiğini aktararak, şöyle konuştu:
"Endokardit riskiyle sonuçlanabiliyor. Dolayısıyla mümkün olduğunca ağız hijyeninin çok iyi sağlanması lazım. Organ naklinde bile önce diş sağlığının tamamlanması ve daha sonra organ naklinin yapılması gerekiyor. Hamilelikten önce diş sağlığının iyi olması gerekiyor. Kalp sağlığında da durum aynı. Sağlık ağızda başlar. İyi bir ağız hijyeniyle diğer hastalıkların başlamasını, tetiklenmesini veya ilerlemesini engellemiş oluyoruz."
KÖTÜ AĞIZ SAĞLIĞI HASTALIĞA DA DAVETİYE ÇIKARIYOR
Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Dilek Türkaydın ise ağız ve diş sağlığının, dişlerin, diş etlerinin ve ağız içindeki tüm dokuların sağlığını içerdiğini dile getirdi.
Sağlıklı dişlerin ve ağız sağlığının beslenme, konuşma ve estetik gibi temel fonksiyonları da kapsadığını anlatan Türkaydın, şunları söyledi:
"Ağız ve dişlerin korunmasıyla kişilerin genel vücut sağlığının önemli bir unsuru da korunmuş olur. Kötü bir ağız sağlığı birçok sistemik hastalığa yol açabileceği gibi estetik olarak ciddi kaygılar oluşturmaktadır. Çürümüş, çapraşık dişleri olan kötü bir ağız yapısı başta beslenme olmak üzere konuşma ve estetik gibi kaygılara yol açar. Ağız kokusu, kötü ağız hijyeni gibi durumlar da kişilerin sosyal hayatını ciddi anlamda etkileyen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor."
