Mesut Bakkal: Teşvik olayı çok abartıldı

HASAN SARIÇİÇEK

Küme düşme potasındaki kulüplerin “Gel bizi kurtar” diyerek görev verdiği, Türkiye’nin en çok takım çalıştıran duayen hocalarından birisi Mesut Bakkal… Ama son dönemde başarıları, çalıştırdığı takımlar ve de teknik adamlık kariyeriyle değil, geçtiğimiz aylarda çıkardığı “Mesut Bir Adamın Hikâyesi” kitabında anlattıklarıyla gündemde. Futboldan uzak kaldığımız şu günlerde Hoca’yı arayıp ‘teşvik’ ve ‘doping’ itiraflarını, kitabında neyi niye anlattığını sorduk. İşte Mesut Bakkal’ın sözleri…

SUÇ OLSA ALIR MIYDIK?
“Yolda, alışverişte, bakkalda, manavda kim görse bana hâlâ 40 sene önce yaşanmış, sırf mizah olsun diye hiçbir maddi değer gözetmeden eşe dosta yazılmış bir kitapta yazdığım ‘teşvik primi’ni soruyorlar. Diyorum ki ‘O dönemdeki insanların bir kısmı öldü. O günkü şartlar da, kanun, hak, hukuk, adalet anlayışı da değişti.’ Eğer teşvik primi o gün suç olsaydı ben anlatır mıydım böyle bir mevzuyu? Gel de bunu bugünkülere anlat! Medyamız da maalesef 40 yıl geriden geliyor.”

22 YAŞINDAYDIM!
"1986 yılında yaşanmış bir hatıranın abartılı bir şekilde anlatılmasını kabul edemiyorum. O dönemde teşvik primi TFF Disiplin Talimatı’nda suç değildi. Hatta o dönemlerde çok normaldi, sıradandı. Suç olsa bunu kabul eder miydik? 1992-93’te Afyon’a gittim kiralık olarak. İlk idmanda sakatlandım, Denizli’ye geri döndüm. Aldığım yüklü transfer ücretini de iade ettim, Fair Play’a aday gösterildim. Bir sonraki sayfada bu hatıramı anlatıyorum, ama kimse bunu konuşmuyor!”

SORUŞTURMA AÇILDI
Mesut Bakkal’ın kitabındaki itirafları üzerine siyah-beyazlı yöneticiler “1986-87 şampiyonluğunun Beşiktaş’a verilmesi” için TFF’ye başvuruda bulundu. Galatasaray da Bakkal’ı “Asılsız ve mesnetsiz iftiralarda bulunduğu gerekçesiyle” savcılığa şikâyette bulundu. Tecrübeli Hoca’yla ilgili soruşturma başlatıldı.

ESKİ ÇAMLAR BARDAK OLDU!
“Takke düştü kel göründü. Her şey durdu, futbol da durdu. Aslında futbol çoktan beri bataktaydı, koronavirüs salgını bu gerçeği sadece fark etmemizi sağladı. Şimdi titreyip kendimize gelme vakti. Nitekim FIFA, UEFA ve TFF o eski canlılığı yeniden sağlayabilmek için çırpınıyor. Fakat o eski normali yakalamak zor. Eski çamlar bardak oldu. Ha, bu futbol adına ümitsiz miyim, hayır!”

“Futbol mutlaka düştüğü yerden ayağa kalkacaktır, kalkmalı da! Başka bir ihtimal düşünemiyorum. Niçin mi? Futbol hayat kaynağıdır da onun için. Bu oyun; ekonomik, hukuki, teknolojik tarafı olan büyük bir sektör ama en önemli özelliği toplumları rahatlatan çok önemli sosyal ve psikolojik bir hadise olması. Bu yönüyle de asla vazgeçilecek bir oyun değil.”

CANKURTARAN GİBİ HİSSEDİYORUM!
> Günü kurtarıyorlar
“Nerede bir kulüp küme düşme noktasına gelse ‘Mesut Bakkal’ diyorlardı. Kendimi cankurtaran simidi gibi hissediyorum. Bu durumdan hoşnut muyum, asla değil. Hangi teknik adam bir kulüpte uzun süre çalışmayı istemez, tabii ki ben de isterim. Niye 14 farklı kulübü dolaşayım? Sonradan gelip 7-8 takımı kümede tuttum. Uzun vadeli düşünen yok. Seni ‘Gel bizi kurtar’ diye çağırırlar, sonra da gönderirler. Ben de yıllarca bir takımı çalıştırayım isterdim. Fakat bu teknik adamın elinde olan bir durum değil, yetki yönetimlerde. Hepsinin derdi günü kurtarmak.”

> UÇK ve TFF niçin var?
“Sözleşme mi? Yapsan ne olacak? Biz Türk’üz. Türkçe konuşuyoruz ve Türkiye’de yaşıyoruz. Yönetici ‘Seninle çalışmak istemiyorum’ derse teknik adam ne diyecek, ne diyebilir, arkana bakmadan gidiyorsun. Bursaspor’dan 2 milyon TL alacağım var, hakkımı istediğimde ‘Mahkemeye git’ diyorlar. TFF özerk değil mi, niçin mahkemeye gideyim? Ayrıca mahkemeye gitsem ne olacak, iki yıl adliye koridorlarında dolaşacaksın. UÇK niçin var, TFF bu işi çözemez mi? Bu işi kulüplerin ve yönetimlerin inisiyatifine bırakmamalı.”

ÖZDEMİR VE KOÇ BÜYÜK ŞANS
“Türkiye en tanınmış iş adamları taşın altına gövdesini koymuş. Nihat Özdemir ve Ali Koç’un futbola ihtiyacı mı vardı, hayır! Ama her ikisi de futbolun içinde. Bu ülke sporu adına büyük bir kazanç. Ne var ki Ali Koç gibi iş dünyasının en tanınmış siması ekrana çıkıyor Fenerbahçe için para istiyorsa bu futbolun acıklı durumunu anlatmaya yeter de artar bile. Başka bir yoruma ihtiyaç yok!”

MESUT BAKKAL
Kitabında ne demişti?
∂ “Denizlispor’da oynarken İstanbul’daki Beşiktaş maçından önce Galatasaray tarafından ağırlandık. Ergun Gürsoy’un bürosunun karşısındaki Dedeman Oteli’nde kaldık. Bir çanta içinde para geldi otele. Kişi başına düşen para bizim transfer taksitimizden fazlaydı. Kişi başı ikişer milyondu. Maça gittik. Orada bize atlar için kullandıkları haplardan verdiler. Maç 1-1 bitti, şampiyonluk yarışında ipler Galatasaray’ın eline geçti.”

1986-1987 SEZONU
O maçta ne olmuştu?
∂ 1986-87 sezonunda Beşiktaş ile Galatasaray şampiyonluk için yarışıyordu. Siyah-beyazlı ekip, ligin bitmesine bir hafta kala kendi evinde Denizlispor ile 1-1 berabere kalmıştı. Beşiktaş öne geçmesine rağmen 85’te yediği golle puan kaybı yaşamıştı. Beşiktaş'ın averajı Galatasaray'dan 10 fazlaydı. Beşiktaş, Denizlispor’u yense Galatasaray ile aynı puana sahip olacak ve sezonu averajla şampiyon olarak kapatacaktı...

BAKKAL'DAN KISA KISA...
¥ Bir teknik adam bir kulübe üç ayda başarı adına heyecan kazandırmak dışında ne verebilir? Ersun Yanal başarısız mıydı da gönderildi?
¥ Maalesef bu ülkede futbolcuya dayalı düzen var. Bu düzen teknik adamların gelmesinde de gitmesinde de hatta oyuncu transferlerinde de etkili oluyor.
¥ Bir bilet alarak kendini kulübün sahibi gibi gören amigolar var ki birçok yönetimi etki altında alarak gereksiz transferlerle, kulübü borca sokturuyor.
¥ Bence başarı şampiyonluk ya da kümede kalmanın çok ötesinde bir durum. Millî takımlara oyuncu yetiştirmek ve pazara oyuncu sunabilmektir başarı.
¥ Ben Merih Demiral'ı alıp, oynattığımda herkes, 'Sen çılgınsın ne yapıyorsun, kendini de takımı da ateşe atıyorsun' diyordu. Şimdi nerede Merih?
¥ Kendi çocuğuna inanacaksın, Trabzonspor, Abdülkadir ve Yusuf'a inandı. Çağlar, burada forma bulamazken İngiltere'de en iyi savunmacı oldu.
¥ Sık sık teknik adam değiştirmek kulüpleri başarıya değil daha da kötüye götürür. İnanmazsanız istatistiklere bakın; sonuçlar hüsran verici.
¥ Menajerlik müessesine saygım var ama maalesef bizde kulüplerin karadeliklerinden bir de menajerlerdir. Fahiş bedellerin sebebi onlardır.