Akın Göksu

Yer Ankara: Kulüpler Birliği ve Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav konuşuyor, "Tahkim Kurulu tehdit altında!"

Beşiktaş, önemli sarsıntılardan sonra kupada ilk kez anlaşılır bir düzende sahada yer aldı. Siyah - beyazlılar, eldeki futbolcu niteliklerine göre en iyi onbirle maça başladır. İlk dakikalarda gelen Ailton'un golü, 4-4-2 sisteminin en belirgin örneği oldu.

Aziz Yıldırım'ın sert çıkışı Asbaşkan Hakan Bilâl Kutlualp için biraz talihsizlik oldu. Genelde böyle durumlarda "kol kırılır, yen içinde kalır" düşüncesinden bakılırsa birebir konuşmalarla çözümlenir anlaşmazlıklar...

İlk 45 dakika içinde Beşiktaş'ın yakaladığı üç net gol pozisyonu vardı. Bu pozisyonlar futbolun geleneksel oluşumuyla değil, tesadüflerle meydana geldi. Durum böyle olunca birinci devre için söylenebilecek sözler, birkaç kelimeyi geçmez.

Popülizmin oluşturduğu topluluklarda, söylenen sözlerin geri alınmasına, yanlış anlaşıldı denmesine hoş bakılması kadar doğal bir şey olamaz.

Benim bir arkadaşım var, adı Sabri... F.Bahçe'nin yaşadığı her sorunlu olayda mutlaka arar ve "Bunları yazsana" der.. Anelka işinde de hemen görevini yaptı, "Gördün mü bak, Fener'e yine çıkma var" diye..

Bana söyledi hoşuma gitti, onun için yazıyorum... Anlatan Beşiktaşlı, yolumuzu çevirdi ve sordu: "Abi yahu ben kombine bilet aldım. Şimdi Beşiktaş'ın maçlarına gitmek istemiyorum. Acaba bileti iade edip paramı geri alabilir miyim?.."

Futbol sonuç oyunu olduğu için krizlerin ve sevinçlerin süresini ve sonuçlarını kimse bilemez. Hatta her şey, hüsranla sonlansa da kimsenin umurunda olmaz.

Özellikle ilk yarıda tarafların birbirine açıkça üstünlük kuramadığını gördük. Bu yarının en büyüleyici özelliği, bir birine benzer iki atakta Anelka'nın gol bulması, Ailton'un ise golü kaçırması oldu.

Maçın 39. dakikasında Mustafa Doğan'ın sakatlanarak çıkması sonucu Beşiktaş'ın sahadaki oyun düzeni olumlu bir hal aldı. Rıza Çalımbay nedense maça defansif ağırlıklı bir dizilişle başladı. Mustafa Doğan çıkıp Youla oyuna girince Beşiktaş'ın pozisyonları tek tek gelmeye başladı. İlk yarıda Ali Tandoğan ve Ahmet Dursun'un net pozisyonları Beşiktaş'ta iyileşmenin olumlu işaretleri oldu... İkinci yarı başladığı zaman Kleberson en az dört pozisyon yakaladı. Onun yanı sıra Ahmet Dursun ve Youla'nın kaçırdıkları da vardı. Tekrar başa dönelim...

Yazının başlığı Ümit Karan ne yapmalıydı? Ama asıl "siz olsanız ne yapardınız?" Sivasspor savunma oyuncusu Hakkı, G.Saray maçında algılayamadığı bir pozisyonda ceza sahasının dışından bu bölgenin içine getirdiği topu yerden eline alınca şaşkınlık içinde hakemin penaltı noktasını gösterdiğini gördü. Evet, kurallara uygun bir durum.

Heinz'lı G.Saray rakibi karşısında bütün hatlarıyla ilk yarıda üstün bir oyun sergiledi. G.Saray'ın dizilişinde her haftadan farklı bir durum yoktu. Bütün gözler, Çek futbolcudaydı.

Danimarka, Yunanistan'ı yenerse.... Eee, biz de Ukrayna'yı bir yenersek... Peki ne olur? İkincilik yarışında en büyük rakibimiz saf dışı kalır....

Önce Beşiktaş taraftarı en küçük kışkırtma karşısında olgunluğunu korumayı öğrenecek, sonra da takımını sonuna kadar korumayı bilecek.

Adem Dursun'un yokluğu takımı önemli ölçüde etkiledi. Teknik direktör Rıza Çalımbay dörtlü savunmayla başladı oyuna. Sol tarafta ise uzun süredir takımda yer almayan İbrahim Üzülmez vardı. Onun için iyi bir şanstı aslında bu. Ne var ki; İbrahim Üzülmez henüz hazır değil.

Sergen'le oyuna başlayan Rıza Çalımbay her halde rakibi bir an önce silkelemek istedi. Ne var ki, Okan Buruk'un önünde Sergen'le kolaylıkla sonuca gidilemedi. Çünkü özellikle hücum bölgesinde Beşiktaş rakibin dörtlü savunma anlayışı içinde sıkıştı kaldı.

Mustafa Denizli, Milli Takımlar Teknik Direktörü olduğu dönemlerde Bülent Korkmaz'a ünlü Rus futbolcu ile hem isminin bezemesinden, hem oyun karakterinden yola çıkarak "Baltaca" derdi.

Beşiktaş maçında iki kişi arasında geçen olaya dayanılarak verilen ceza... F.Bahçe maçında ise cezaya dayanak gösterilen organizasyon bozukluğu...

Son 7 yılda gördüğüm en iyi Beşiktaş'tı dün akşam. Kleberson ve Ailton bu görünüşleriyle mükemmel transferler. Kleberson hemen hemen sıfır hatayla oynadı. Hem savunma anlayışıyla, hem hücum göreviyle eksiksiz mücadele etti.

Ali Tandoğan ve Yattara'nın gördüğü kırmızı kartlardan sonra insanın futbol seyretme arzusu örseleniveriyor. Asgari ücretle çalışan milyonlarca insanımızın işyerlerinde en küçük bir hatası sonucu enselerinde nasıl boza pişirilirse, ayda ortalama 10-15 bin dolar kazanan futbolcuların bu hataları nasıl geçiştirilir anlamak mümkün değil. Bu bizim kültürümüzün en karmaşık yönü.