Kılıçdaroğlu’nun söylem değişikliği dünya basınında: İyi kalpli dede gitti

İlk turda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerisinde kalan Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs seçimlerine günler kala söylem değişikliği dünya basının da dikkatini çekti. The Times Kılıçdaroğlu için “İyi kalpli ve dede kimliğinden sıyrıldı” dedi.
Türkiye 28 Mayıs’ta ikinci kez sandıklara gitmeye hazırlanırken seçimler yine dünya gündeminde. İlk turda yüzde 44,88 oyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerisinde kalan CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu söylem değişikliğine gitti.
KILIÇDAROĞLU’NDAN STRATEJİ DEĞİŞİKLİĞİ
İkinci tura günler kala strateji değişikliğine giden Kemal Kılıçdaroğlu, terör ve mülteciler üzerinden milliyetçi seçmene mesaj vermeye çalışıyor. Kılıçdaroğlu’nun ilk turdaki yenilgisinin ardından söylem değişikliğine gitmesi dünya basının da dikkatini çekti.
“İYİ KALPLİ DEDE KİMLİĞİNDEN SIYRILDI”
İngiltere merkezli The Times gazetesi, bu durumdan bahsederken "Erdoğan'ın rakibi, aşırı sağı kazanmak için kalpleri terk etti" diye yazdı. 74 yaşındaki Kılıçdaroğlu'nun, ikinci turda Türkiye'nin kararsız seçmenini etkilemek için "iyi kalpli ve dede kimliğinden sıyrıldığı" belirtildi.
https://twitter.com/thetimes/status/1660397554817994754
“KİŞİLİK NAKLİ GEÇİRDİĞİNİ DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ”
Bu tespitten şöyle bahsedildi:
Türk muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçen perşembe günü sahneye çıktığında, onun kişilik nakli geçirdiğini düşünebilirsiniz. Demokrasiye ve çoğulculuğa dönüşten bahseden ve kampanya yolunda elleriyle kalp şekilleri yapmaya başlayan dede figürü gitmişti.
“MİLLİYETÇİYE DÖNÜŞTÜ”
CHP Lideri'nin 14 Mayıs'ta oluşan tabloda Erdoğan'ın gerisinde kalmasının, söylem değişikliğini tetikleyen etmen olduğuna dikkat çekildi:
Geçen pazar günü yapılan seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerisinde kaldıktan sonra Suriyeli mültecileri evlerine gönderme hedefini tekrarlarken katı bir milliyetçiye dönüştü. Önümüzdeki pazar günü ikinci tura gidilecek.
Mülteciler konusunun bir zamanlar "koruyucu" bir dille ifade edildiği, şimdi ise kullanılan üslubun "kesinlikle nahoş" olduğu görüşü aktarıldı.