Netanyahu'dan talimat geldi: NATO benzeri müdahale planıyla Yunanistan ve Rumlara güvenlik kalkanı oluşturulacak
Kudüs’te düzenlenen İsrail–Yunanistan–GKRY zirvesinde, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin artan etkisi karşısında NATO benzeri bir ortak müdahale ve savunma mekanizması masaya yatırıldı. Planın, özellikle Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı kapsayan bir güvenlik kalkanı oluşturmayı hedeflediği belirtiliyor.
- İsrail, Yunanistan ve GKRY liderleri Kudüs'te toplanarak askeri ve güvenlik işbirliğini artırma kararı aldı.
- Üç ülke arasında, birine yönelik saldırının tüm taraflara yapılmış sayılacağı, bölgesel bir NATO benzeri ortak müdahale gücü kurulması gündeme geldi.
- İşbirliği kapsamında İsrail'den Yunanistan ve GKRY'ye gelişmiş silah satışları ile ortak askeri eğitim ve tatbikatlar artırıldı.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gölgesi İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi’ni Kudüs’te aynı masada buluşturdu.
Üç ülke, artan askeri ve güvenlik işbirliğini daha ileri taşıma kararı alırken, Gazze’de süren saldırıların gölgesinde yapılan zirve Doğu Akdeniz’deki güç mücadelesini yeniden gündeme taşıdı.
Yunanistan’da büyük çatlak! Miçotakis’e "Uyan" çağrısı! "Netanyahu bizi Türkiye ile savaşa sürüklüyor"
NATO BENZERİ MÜDAHALE MEKANİZMASI MASADA
I24 News’te yer alan bilgilere göre, Yunanistan, GKRY ve İsrail arasında kurulabilecek muhtemel ortak müdahale gücü, bölgesel bir NATO modeli gibi işleyecek.
Taraflardan birine yönelik saldırı, tüm taraflara yapılmış sayılacak. Karşılıklı destek taahhüdü çerçevesinde gerektiğinde askeri güç kullanımı da gündemde tutulacak.
NETANYAHU’DAN GÜVENLİK MESAJI
İsrail Başbakan Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ve GKRY lideri Nikos Hristodulidis ile Kudüs’te düzenlenen ortak toplantının ardından konuştu.
Netanyahu, güvenlik ve savunma alanındaki işbirliğinin derinleştirilmesi konusunda uzlaşıya varıldığını söyledi. Üçlü yapının herhangi bir ülkeyi hedef almadığını savunsa da, bölgedeki askeri tablo dikkat çekti.
MİÇOTAKİS: İŞBİRLİĞİ ZAMANLA GÜÇLENDİ
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis, bunun üç ülke arasındaki 10. üçlü toplantı olduğunu hatırlattı. İşbirliğinin yıllar içinde dayanıklılığını kanıtladığını dile getiren Miçotakis, özellikle askeri alandaki yakınlaşmanın somut sonuçlar ürettiğini söyledi. İsrail’in Yunanistan ve GKRY’ye yaptığı silah satışlarındaki artışa değindi.
SİLAH, FÜZE VE İHA TRAFİĞİ ARTTI
İsrail, Atina ve GKRY için önemli bir silah tedarikçisi konumuna geldi.
Gelişmiş füzeler, insansız hava araçları ve elektronik harp sistemleri bu işbirliğinin öne çıkan başlıkları arasında yer aldı. İsrail ordusunun Yunanistan ve GKRY topraklarını eğitim ve tatbikatlar için sık sık kullanması da askeri entegrasyonun boyutunu gözler önüne serdi.
GKRY lideri Nikos Hristodulidis, savunma ve güvenliğin yanı sıra turizm ve enerji alanlarında da işbirliğinin genişlediğini dile getirdi.
Üç ülke arasındaki ortaklık için “sınırsız imkan” ifadesi kullanıldı.
"EN TEHLİKELİ CEPHE"
Jerusalem Post’a konuşan İsrailli emekli Tümgeneral Giora Eiland, Türkiye’yi İsrail için “diğer yedi cepheden daha tehlikeli” bir konuma yerleştirdi. Eiland, bu tabloyu “Türk cephesi” sözleriyle tarif etti.
"TÜRKİYE ARTIK İSRAİL’İN GERÇEK DÜŞMANI"
Giora Eiland, 23 yıl öncesine kadar Türkiye’nin İsrail’in en yakın müttefiklerinden biri olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın göreve gelmesiyle bu tablonun tamamen değiştiğini dile getiren Eiland, Türkiye’nin İsrail açısından açık bir tehdit haline geldiğini ifade etti. Son iki yılda bu tutumun daha da sertleştiğini öne sürdü.
Eiland’a göre Türkiye’nin İsrail’e karşı duruşunu sertleştiren üç temel gelişme bulunuyor. Gazze’de devam eden savaşın ardından İsrail’in uluslararası alanda yalnızlaşması ilk başlık olarak öne çıktı. İkinci başlıkta Türkiye’nin Suriye’deki süreçte belirleyici rol üstlenmesi yer aldı. Suriye lideri Ahmed Şara’nın Ankara’ya bağlı bir çizgi izlediği ve Türk askeri desteğine ihtiyaç duyduğu aktarıldı. Üçüncü başlıkta ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaki kişisel ilişkilere dikkat çekildi.
"TÜRKİYE DENİZDEN ABLUKA YAPABİLİR"
Eiland, Türkiye’nin sahip olduğu büyük ve nitelikli donanmanın İsrail için ciddi bir risk oluşturduğunu savundu. Türkiye’nin istemesi halinde İsrail’e yönelik denizden abluka uygulayabilecek kapasiteye sahip olduğunu söyledi. Bu ihtimalin İsrail güvenliği açısından son derece kaygı verici sonuçlar doğurabileceğini dile getirdi.
SURİYE HAVA SAHASI UYARISI
İsrailli emekli general, Suriye hava sahasının da kritik bir başlık olduğuna işaret etti. İsrail’in güney Suriye üzerindeki hava kontrolünden vazgeçemeyeceğini aktaran Eiland, bu durumun Türkiye ile sınırlı bir askeri çatışma riskini beraberinde getirdiğini söyledi. Bu hava kontrolünün, İsrail’in İran’a yönelik askeri hareket kabiliyeti için vazgeçilmez olduğu vurgulandı.
“YUNANİSTAN VE KIBRIS İLE İŞ BİRLİĞİ ŞART"
Eiland, Türkiye’den gelebilecek tehdit algısı nedeniyle İsrail’in Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile daha yakın iş birliği kurmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Bu iki ülkenin de Türkiye’yi kendileri için bir tehdit olarak gördüğünü söyledi.
Eiland, yirmi yıl önce Türk mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmelere de değindi. Bu görüşmelerde Türk tarafının 1923’te çizilen sınırları kabul etmediğini öne sürdü. Türkiye’nin doğal sınırlarının güneyde, Ege Denizi’nde ve Kıbrıs’ta genişlemesi gerektiği yönünde ifadeler duyduğu hakkında dezenformasyon üretti.
HALEP-MOSUL HATTI VE KIBRIS MESAJI
Güney sınırı için Halep ile Musul arasındaki hattın “adil sınır” olarak görüldüğünü iddia eden Eiland, Ege Denizi’nde ise Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınırın ana karalar arasındaki orta hattan geçmesi gerektiği görüşünün dile getirildiğini söyledi. Bu durumda birçok adanın Türkiye’ye geçmesi gerektiğini savundu. Kıbrıs için ise adanın kuzeyinin tamamının Türkiye’ye ait olması gerektiği yönünde değerlendirmeler aktardı.
