Terörsüz Türkiye sürecinde kritik gün! Feti Yıldız'dan dikkat çeken açıklama: Sözü olan son olarak söylesin
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 20. defa toplandı. Komisyonda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, dikkat çeken ifadeler kullandı. Ortak raporun vakit kaybetmeden hazırlanması gerektiğini belirten Yıldız, "Burada, hazırlayacağımız rapor konusunda arkadaşlarımızın fikirlerine başvuracağız. Söylenecek sözü olan son olarak söylesin." ifadelerini kullandı.
- Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, ortak raporun hazırlanması amacıyla 20. kez toplandı.
- MHP, raporun Anayasa'nın ilk dört maddesi ve beka kavramına uygun, gecikmeden hazırlanmasını istedi.
- MHP; üniter devlet yapısı, toprak bütünlüğü, Türkçenin resmi dil statüsü ve laik Cumhuriyet ilkelerinin pazarlık konusu edilemez olduğunu vurguladı.
- Terörle mücadele ve demokratikleşme adımlarının devletin temellerini sarsmayacak ve üniter yapıyı bozmayacak şekilde planlanması gerektiği belirtildi.
TBMM'de Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında Tören Salonu’nda 20. defa toplandı.
"SÖYLENECEK SÖZÜ OLAN SON OLARAK SÖYLESİN"
Toplantıda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, ortak raporun vakit kaybetmeden hazırlanması gerektiğinin altını çizerek "Burada, hazırlayacağımız rapor konusunda arkadaşlarımızın fikirlerine başvuracağız. Söylenecek sözü olan son olarak söylesin. Sonra da partilerin görevlendirdiği arkadaşlar bir araya gelerek müşterek raporu hazırlasın. Bunu da geciktirmeden yapmak zorundayız." dedi.
Terörsüz Türkiye süreç komisyonunun süresi uzatıldı
"Bu rapor hazırlanırken bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak bazı görüşlerimiz, kıstaslarımız, kriterlerimiz vardır" diyen Yıldız şu ifadeleri kullandı:
"Terörsüz Türkiye ideali askeri operasyonların ötesinde hukukun üstünlüğü, ekonomik refah, demokratik katılım, toplumsal dayanışma ilkeleri ile temellendirilmiş bir devlet vizyonunu ifade etmektedir. Bu vizyonun başarısı yalnızca iç güvenliğin sağlanmasına değil Türkiye'nin bölgesel barış mimarisi içerisindeki konumuna da doğrudan katkı yapacaktır. Türkiye'de beka kavramı yalnızca siyasal literatürde değil, toplumsal hafızamızda da tarihsel derinliği olan bir güvenlik paradigmasını ifade eder. Osmanlı-Türk İmparatorluğu'nun son yüzyılında yaşananlar kolektif bilinçte süreklilik kazanan varlık yokluk endişesi doğurmuştur. Dolayısıyla modern Türkiye'de terörle mücadele yalnızca güncel bir güvenlik politikası değil, devletin devamlılığını, toprak bütünlüğünü, anayasal kimliğini koruma iradesinin kurumsal hafızasıdır"
"BEKA KAVRAMI ANAYASA'NIN İLK 4 MADDESİYLE TANIMLANDI"
Yıldız, beka kavramının Anayasa’nın ilk dört maddesiyle tanımlandığını vurgulayarak devletin dili, bayrağı, üniter yapısı gibi unsurların vazgeçilmez olduğunu söyledi.
"Milliyetçi Hareket Partisine göre Türkiye'nin üniter devlet yapısı, toprak bütünlüğü, Türkçenin resmi dil statüsü, Türk milleti üst kimliği, laik Cumhuriyet ilkesi hiçbir siyasi pazarlığa konu edilemeyecek temel değerlerdir" diyen Yıldız, demokratikleşmenin bu çerçevenin korunmasıyla mümkün olacağını ifade etti. "Demokratikleşme adımları ancak bu çizgiler korunarak, mevcut anayasal çerçeve içinde yapılabilir." diyen Yıldız şöyle devam etti:
"Terörle mücadelede kararlılıklar taviz verilmeden, hukukun üstünlüğü ilkesinden sapılmadan ve ulusal güvenlik kaygıları göz ardı edilmeden yapılacak reformlar, bu gibi düzenlemeler elbette ülkemizin geleceği için faydalı olacaktır. Terörsüz Türkiye hedefi Türk milletini kucaklayan, toplumsal barışı ve huzuru tesis eden kutlu bir hedeftir. Ancak bu hedefe ulaşma yolunda atılacak adımlar devletin temellerini sarsmayacak, üniter yapıyı bozmayacak, teröre yeni hareket alanları açmayacak şekilde planlanmak zorundadır"
