Yargıtay'dan emsal karar! Yurt dışında boşananları yakından ilgilendiriyor

Düzenleyen: / Kaynak: İhlas Haber Ajansı
- Güncelleme:
Yargıtay'dan emsal karar! Yurt dışında boşananları yakından ilgilendiriyor

Gündem Haberleri  / İhlas Haber Ajansı

Yurt dışında boşananları ilgilendiren emsal bir karara imza atan Yargıtay, mal rejiminin tasfiyesi davalarında zaman aşımı başlangıç tarihinde görüş değişikliğine gitti.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yabancı ülkede boşananları ilgilendiren emsal bir karara imza attı. İçtihat Bülteni'nden edinilen bilgiye göre; Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Aile Mahkemesi sıfatıyla baktığı davada, davacı yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davasının Türkiye’deki tanıma tenfiz davasından itibaren 10 sene içerisinde zaman aşımı başlaması gerektiğini savunarak mal rejiminin tasfiyesini istedi. Ancak mahkeme Türkiye’de gerçekleşen tanıma tenfiz davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren değil; yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren zaman aşımının başlayacağı gerekçesiyle davayı reddetti.

Bunun üzerine dava temyiz edildi ve 2021 yılında Yargıtay 8. Hukuk Dairesi yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davaların zaman aşımının tanıma tenfiz davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren gerçekleşmesi gerektiğini ifade ederek bozma kararı verdi.

ZAMAN AŞIMI TARAFLARIN İRADESİNE BIRAKILMIYOR

Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Aile Mahkemesi sıfatıyla kararında direnmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2023 yılında, mal rejiminin tasfiyesi davalarında, yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davalarında tanıma tenfiz davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren değil; yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren zaman aşımı başlangıcının gerçekleşmesi gerektiğine karar verdi.

Yargıtay’ın verdiği emsal kararı yorumlayan İstanbul Barosu Avukatlarından Fatih Karamercan LL.M. (Legum Magister), bu şekilde zaman aşımı başlangıcının artık tarafların iradesine bırakılmadığını, dolayısıyla kararın hem hukuken hem de sosyolojik olarak doğru ve yerinde olduğunu söyledi.

BİRİNCİ DERECE MAHKEME KARARINDA DİRENİNCE DEĞİŞİKLİĞE GİDİLDİ

Kararın detaylarını anlatan Avukat Fatih Karamercan, şu ifadeleri kullandı: "Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla baktığı davada; davacı yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davasının Türkiye’deki “tanıma tenfiz” davasından itibaren 10 sene içerisinde zaman aşımı başlaması gerektiğini savunarak mal rejiminin tasfiyesini istiyor. 2019 yılında mahkeme Türkiye’de gerçekleşen tanıma tenfiz davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren değil; yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren zaman aşımının başlayacağı gerekçesiyle davayı reddediyor.

Dava temyiz edilince devreye Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021 yılında giriyor ve yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davaların zaman aşımının tanıma tenfiz davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren gerçekleşmesi gerektiğini içtihat ediyor. Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesi aile mahkemesi sıfatıyla kararında direniyor. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2023 tarihinde verdiği emsal kararında, yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davalarında tanıma tenfiz davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren değil; yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren zaman aşımı başlangıcının gerçekleşmesi gerektiğine karar verdi."

"hukuksal sorunlara yol açıyordu"

Daha önceki içtihadı eleştirdiklerini ifade eden Karamercan, "Gerçekleşen içtihat değişikliği ile zaman aşımı başlangıcı artık tarafların iradelerine bırakılmamıştır. Bu şekilde zaman aşımı ruhuna uygun bir karar verilmiştir. Özetle; yabancı ülkelerde gerçekleşen boşanma davalarında, mal rejiminin tasfiyesi davaları açısından yabancı ülkede gerçekleşen boşanma davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren 10 yıl içerisinde mal rejiminin tasfiyesi davası açılmalıdır. Daha önce şu şekildeydi; diyelim ki Almanya’da, Köln’de boşanma davası açıldı ve kesinleşti, önceki içtihata göre zaman aşımı başlamıyordu. Türkiye’de taraflar ne zaman isterse, tanıma tenfiz davasını açtıktan sonra o davanın Türkiye’de kesinleşmesi tarihinden itibaren 10 sene içerisinde mal rejiminin tasfiyesi davası açılabiliyordu. Ancak bu hem sosyolojik hem de hukuksal sorunlara yol açıyordu" ifadelerini kullandı.

"DOĞRU VE YERİNDE BİR KARARDIR"

"Genelde bu davaların da yıllar sonra açılması sebebiyle bu davalar tarafların mirasçıları arasında görülüyordu" diyen Karamercan, "30-40 sene sonra bile bu davaların açılması mümkün hale gelmişti. Şu andaki içtihata göre, örneğimizde olduğu gibi; Almanya Köln mahkemelerinde kesinleşmesi tarihinden itibaren 10 sene içerisinde Türkiye’de mal rejiminin tasfiyesi davası açılmalıdır. Bu karar hem hukuken hem de sosyolojik olarak doğru ve yerinde bir karardır" diye konuştu.

Düzenleyen:  - Gündem
Kaynak: İhlas Haber Ajansı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...