Arjantin’in Milei’si ve siyaset...

Sesli Dinle
A -
A +

Arjantin’de başkanlık yarışının ikinci turundan Javier Milei galip çıktı. Milei yüzde elli altı oyla rakibine büyük fark attı. Böylece başkanlık koltuğuna oturdu.

 

Milei çok tartışmalı bir figür. Bazıları onu ‘aşırı sağcı’ olarak etiketlemekte. Kuşkusuz, Milei aşırı sağcı değil. Bu etiketlemeyi yapanların bütün dünyası, galiba, geleneksel sol ve sağ ayrımına dayanıyor. Milei bazı liberal fikirlere de sahip ve bunları cesaretle seslendirmekte olan bir insan. Milei’nin sadece genel olarak ekonomi hakkındaki görüşleri dahi geleneksel aşırı sağ düşünceyi yıkmaya yeterli.

 

Milei’nin yarışta ikinci tura kalışı ve ikinci turdan galip çıkması bazı liberalleri-liberteryenleri çok memnun etmişe ve heyecanlandırmışa benziyor. Özellikle de siyasete bir şekilde bulaşmış ve siyasetin liberal fikirleri hayata aktarmanın en temel veya başlıca aracı olduğunu düşünenleri... Bunlar Milei’nin tipik bir liberteryen olduğu ve iktidara gelişinin liberteryen düşüncelerin uygulanması için yeni bir alan açacağı görüşünde. Hatta, daha fazlası, Milei’den bir "hariküladelik" bekleme eğilimi içinde.

 

Bence Milei hakkında ihtiyatlı ve dikkatli olmakta fayda var.

 

Her şeyden önce Milei’nin bedava -kamu, devlet, daha doğrusu vergi mükellefleri tarafından finanse edilen- eğitim ve sağlık gibi hizmetlerden vazgeçme fikri birçok liberteryen tarafından paylaşılmakta. Sanırım bu görüşleri yanlış ve haksız şekilde kendisinin aşırı sağcı olarak etiketlenmesinde etkili oldu. Gelgelelim Milei her konuda ortalama liberteryen fikirlere yakın durmuyor. Mesela kürtaja bakışı hayli illiberal. Milei kürtajın tamamen yasaklanacağını söylüyor. Bu maalesef gayri liberal bir bakış. Bu görüş daha önce başkaları tarafından dile getirildi ve uygulanmaya çalışıldı; ama hiçbir zaman tam bir başarı sağlayamadı. Bu sefer de öyle olmaması için bir sebep yok. Sanırım toplumdaki karşı görüşler ve direnişler Milei’nin bu hususta istediği adımı atmasına izin vermeyecektir.

 

Diğer bir problem Milei’nin Arjantin parası pesoya bakışı. Pesonun disfonksiyonel hâle geldiği tespiti doğru. Ancak, pesonun Arjantin’in para birimi olmaktan çıkarılacağı ve yerine ABD dolarının konacağı görüşü de çok tartışmalı. Her şeyden önce paranın pula dönmesi paranın yok edilmesini değil ıslah edilmesini gerektirir... İkincisi para sadece bir ekonomik araç değil aynı zamanda bir millî semboldür. Para bütün ülkelerin millî egemenliğinin bir yansıması olarak görülür. Başka bir ülkenin parasına geçmek millî egemenliğe darbe indirmek anlamına gelebilir. Milei, bunun yerine, altına bağlı paradan bahsetse ve böylece keyfî para basımının önleneceği vaadinde bulunsa çok daha iyi yapardı...

 

Bir diğer sorun Milei’nin katil ve işgalci devlet İsrail’e verdiği kuvvetli destek. Bu da en azından Müslüman liberteryenleri rahatsız edebilecek bir durum. İsrail işgalci ve insan haklarını tanımayan bir devlet. Filistin topraklarını adım adım Filistinlilerden arındırma peşinde. Son olarak Gazze’ye yaptığı amansız ve ahlaksız saldırı tüm insan haklarına ve uluslararası hukuka aykırı. Böyle bir devlete destek vermesi Milei için çok ciddi bir zaaf...

 

Milei’ye gösterilen liberal-liberteryen ilgi bunu yapanların siyasete bakışını ve liberteryen mücadeleyi nasıl gördüğünü de yansıtmakta. Siyaset bir toplumda iyi şeyler yapmanın ne en iyi ne de tek yoludur. Uzun vadede liberteryen mücadele bir kültürel mücadele olmak zorundadır. Bu yüzden Milei’ye büyük umut bağlayan liberteryenler, korkarım, büyük hayal kırıklıklarına uğrayabilir. Nitekim, Milei bir ittifak zinciri içinde seçildi; yani tavizler verdi. Bu tavizler, ister istemez, politikalarına da yansıyacaktır…

 

Milei ne yapacak ve nasıl yapacak, bekleyelim ve görelim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.