Kimselere bakmadım, benden daha güzel...

A -
A +

Adam evin salonunda otururken telefonunu çıkarıp onlarca selfie çekiyor. Önden, yandan, hafif alttan, gülerken, düşünürken vs.

 

Sonra çayını yudumlayarak öz galerisinde mesaiye başlıyor. Çektiği fotoğraflar cep podyumunda salınarak yürürken gözlerini kısarak hepsini puanlıyor.

 

Paylaşım kategorisinde finale kalanları ayırıyor ve yeniden bir elemeye tabi tutuyor. Gözü yarı kapalı çıkmış, dudağı kenara kaykılmış, bakışları bayılmış, omuzları yayılmış birkaç fotoğrafı daha siliyor. İlk üçe kalan fotoğrafları tebrik edip kendisine yeni bir çay dolduruyor ve ilk yudumu çekip birinciyi seçiyor.

 

Fotoğrafla bir süre bakıştıktan sonra estetik operasyona girişiyor adam. Çene hatlarını keskinleştiriyor, biraz saç ekimi yapıyor, cildi geriyor, bakışlara hafif hülya ekliyor. Fotoğraf hazır olunca da altına yazacak bir özlü söz arıyor ve buluyor:

 

“Sevmek zaman ayırmaktır. Boş zamanları doldurmak değil.”

 

Sözü yapıştırıp paylaşıyor.

 

Gelen beğenileri ve yorumları keyifle takip ederken çayı bitiyor. Boş çay bardağını alıp mutfağa giderken koridordaki boy aynasında kendisini görüyor. Aynada filtre olmadığı için “Bu kim ya?” diye düşünüyor.

 

Biraz önce paylaştığı kişiden eser yok. Postür mostür hak getire! “On yaşıma daha girdim” diyor içinden.

 

Şaşkın bir şekilde aynaya yansıyan görüntüsünü incelerken, Sait Faik’in “Plajdaki Ayna” öyküsünden bir cümle geliyor aklına: “Güzel insanları çirkin gösteren ayna, onların derununu tefriş eder.”

 

Canı sıkılıyor. “Derun merun uğraşamam şimdi” deyip üçüncü çayını doldurup salona geri dönüyor. Sonra aynada gördüğü kendisiyle, ekrandaki kendisi arasındaki farkları bulmaya çalışıyor.

 

Ve kaç tane fark bulursa, o kadar estetik operasyon ihtiyacı doğuyor.

 

İşte bu yüzden tıp fakültesine en yüksek puanla giren öğrenciler artık beyin cerrahlığını değil, estetik cerrahiyi seçiyor.

 

Beyinde bir problem yok sonuçta.

 

 

Niçin çok konuşuyoruz?

 

 

İnsan emin olmadığı veya doğru olduğuna inanmadığı konularla ilgili çok konuşma eğiliminde oluyor.

 

Bunu özellikle suç belgeselleri seyrederken fark ediyorum. Adam suçluysa ve suçunu örtmeye çalışıyorsa çenesi düşüyor. Konuyu detaylara boğup asıl meseleden uzaklaşmaya çalışıyor. Ama suçsuz olanlar net. Birkaç cümle söyleyip arkasına yaslanıyor.

 

Gündelik hayatta da durum çok farklı değil. Konuşan kişinin zihni ne kadar bulanıksa, cümleler de o kadar kalabalık oluyor.

 

Üç artı bir cümleye rahat rahat sığacak bir durum var mesela… Söyleyip geçeceksin. Ama konu bağlamından kopup bir genişliyor, cümleler bir yayılıyor sormayın!

 

Yaniler, aslındalar, hâlbukiler… Cümleler birbirine bağlana bağlana paragraflara, paragraflar girift metinlere dönüşüyor.

 

Dumanla haberleşiyor olsak ortada ağaç kalmayacak yani…

 

O yüzden çok konuştuğum zamanlarda kendime “Acaba neyi gizlemeye çalışıyorum?” diye soruyorum. Cevabı bulunca da susuyorum.

 

Size de tavsiye ederim.

 

 

Poşetleme performansı

 

 

Marketlerde kasa önlerindeki alanlar neden her geçen gün daralıyor acaba? “Bu kadar gündemin içinde kafayı buna mı taktın?” diyeceksiniz belki ama anlamakta zorlanıyorum. Özellikle BİM'de kasiyerin ürün okutma hızına denk bir poşetleme performansı göstermek için iflahım kesiliyor.

 

Sepet doluluk oranından poşet sayısını öngörebilmek zaten başlı başına bir işti. Tam o konuda uzmanlaştık derken bir de bu çıktı başımıza!

 

İzin verin de hayatın her alanında giriştiğimiz performans yarışına bari market kasasında mola verelim.

 

 

Yatırım tavsiyesi

 

 

Çok iyi bir özelliğiniz var diyelim. Eğer bunu herkese anlatıp piyasaya sürerseniz, TL gibi değeri düşer. Eğer anlatmaz ama anlatmak için sürekli fırsat kollarsanız borsa gibi bir iner bir çıkar. Ama hiç kendinizden bahsetmez ve enerjinizi başka insanları övmek için harcarsanız altın yatırım olur.

 

Yatırım tavsiyesidir.

 

 

 

 

 

Salih Uyan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.