Haftanın kitapları | “Bu Çağın İnsanı”

MURAT ÖZTEKİN - Haftanın kitaplarında bu hafta üç kitap öne çıkıyor.

'İNSANLIĞA' DAİR DENEMELER

Bedia Ceylan Güzelce’den günümüzün tuhaflıklarına, tenakuzlarına, çılgınlıklarına ve daha birçok durumuna dair denemeler... Yazarın “Bu Çağın İnsanı” adlı eseri, okuyucularla buluştu. Güzelce, baş döndürücü bir süratle değişen dünyada “insan” olmanın garip yanlarına ışık tutuyor. Yazar, yer yer âdeta şiire dönüşen üslubuyla, enteresan ve bir o kadar da hazmı kolay bir okuma tecrübesi sunuyor. Okuyucuyu 1970’lerden bugüne çekip getiren eserde, git gide hissizleştiğimize dikkat çekilerek inadına yaşamak, inadına insan olmak ve inadına hatırlamak üzerine hem bir durup soluklanma hem de bir hatırlama seansı niteliği taşıyor. Kitap bir noktada modernite tenkidine de dönüşüyor. 

Yazar, bazen okuyucuyla karşılıklı konuştuğu eserinde hafızalara kazınacak ifadeler de kullanıyor: Sen bu çağın insanı, yılanların yuvaları üzerine yaptın evlerini, şimdi bu korkuyla yaşayıp dur!. Bir diğeri de şöyle: Her şey boş demenin içi, hiç bu kadar dolu olmamıştı.

EN BÜYÜK SORU: İNSANOĞLU

İlhami Fındıkçı’nın kaleme aldığı “İnsanın Anlamı” adlı eseri Alfa Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. Kitapta tarih boyunca insanın ne olduğunun en büyük soru olarak karşımıza çıktığı vurgulanıyor. Yazar eserinde “Varlığımızın anlamını öğrenmek, insan olarak en önemli ihtiyacımız ve amacımız olmalıdır” ifadesini kullanıyor ve şöyle devam ediyor: Zira insan anlamına erişemediği oranda ahlakın gücü zayıflıyor, gücün ve güçlünün ahlakı büyüyor. Ancak modernizmin ölümü, hayatı ve hayatın merkezinde yer alan insanı anlamından uzaklaştırma gayreti, yapay zekânın zorladığı insan ötesi (post-hümanizm) yaşam arayışı, insanlığı bir uçurumun kenarına getirmiş durumda. Küresel sistemin dayattığı haz ve hız arayışı, insanın ufkunu ve yüz yüze iletişimi daralttı. 

11 bölümden meydana gelen eserde; “Hayatı Anlamlandıran Ölüm”, “İnanma İhtiyacı” ve “Tek Sermaye: Zaman” gibi dikkat çeken kısımlar bulunuyor.