Hukuk savaşında yapay zekâ önde! Sanatçılar ile makineler karşı karşıya

Sanatçılar bugüne kadar yapay zekâ şirketlerine karşı birçok telif davası açtı ama hiçbiri neticelenmedi. Peki, bu “savaşı” kim kazanacak? Konuya dair hukuki boşluk olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mustafa Ateş, “Yapay zekâ şirketlerinin elinin daha güçlü olduğu görünüyor” diyor.
MURAT ÖZTEKİN - Yapay zekâ, bütün sahalarda olduğu gibi sanattaki ağırlığını artırıyor. Tabii, sanatçılar artık sık sık yapay zekâyla hukuki cephede karşı karşıya geliyor. Çizerlerden edebiyatçılara, fotoğrafçılardan sinemacılara kadar birçok sanatçı, 2023’ten bugüne kadar farklı yapay zekâ platformlarına “telif ihlali” iddiasıyla dava açtı. Haklarında dava açılan şirketlerin arasında Midjourney, Meta, Microsoft ve OpenAI gibi şirketler de yer aldı. Son olarak sinema dünyası hareket geçti: Hollywood’un iki büyük film stüdyosu olan Universal ve Disney, film karakterlerini kopyaladığı iddiasıyla yapay zekâ şirketi Midjourney’e dava açtı. Böylece Hollywood ile bir yapay zekâ şirketi arasındaki “ilk büyük hukuki hesaplaşma” başladı.
Farklı yapay zekâ modelleri; sanatçıların telif hakkıyla korunan video, film, resim, müzik ve kitap gibi milyonlarca eseriyle eğitiliyor. Yapay zekâ şirketleri, bunun “adil kullanım” çerçevesine girdiğini ve yapay zekânın “yeni şeyler ürettiğini” iddia ediyor. Sanatçılar ise kopyalama olduğunu savunuyor.
Yakın zamanda Fransa merkezli CISAC tarafından yapılan ekonomik çalışmaya göre; yapay zekânın 2028’e kadar farklı sahalardan sanatçıların gelirlerinin dörtte birini veya beşte birini ele geçireceği ifade ediliyor. Bu durum da endişelen sanatçıları ve sinemacıları yapay zekâ platformlarına dava açmaya itiyor. Ancak bugüne kadar yapay zekâya karşı çoğu ABD’de açılan davaların, neticeye ulaşmadığı görülüyor. Türkiye’de ise bu hususta henüz açılmış bir dava bilinmiyor.
Peki, yapay zekâya karşı açılan bu davalarda netice ne olacak? Artık realist videolar oluşturarak sinema dünyasını da endişelendirmeye başlayan yapay zekânın sanattaki ilerleyişi duracak mı?
BELİRSİZLİK VAR
Bu hususa dair sorularımıza cevap veren Prof. Dr. Mustafa Ateş, normal olarak hukukun teknolojinin peşinden ilerlediğini kaydederek “ABD gibi Anglosakson dünyada ve Almanya gibi kıta Avrupası ülkelerinde konuyla ilgili davalar açıldı. Ancak düzenleme eksikliğinden kaynaklanan bir belirsizlik durumu olduğu için mahkemeler karar için ihtiyatlı bir yaklaşım sergiliyor” diyor.
YAPAY ZEKÂNIN ÜRETTİKLERİ “ESER” SAYILIR MI?
Yapay zekâ bir şahsiyet mi? Yapay zekânın ürettikleri ‘eser’ sayılır mı? Prof. Ateş, belirsizliğin tam da bu sorular etrafında ortaya çıktığını söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Yapay zekâ insan değil ama insan gibi üretimler ortaya koyuyor. Fikrin insana ait olduğu yapay zekâ destekli işler, eser olarak kabul ediliyor. Fakat bence yapay zekânın kendi deterministik sistemi içerisinde meydana getirdiği ürünlerin, eser sayılmaması gerekiyor. Çünkü hukuk kuralları, insanın ürününü korumak için meydana getirilmiştir. Makine tarafından üretilen şeylerin telif hakları çerçevesinde korunması ise hukuken içinden çıkılmaz durumları beraberinde getirir.”
YAPAY ZEKÂ ŞİRKETLERİNİN ARGÜMANI GÜÇLÜ
Sanatçılara karşı yapay zekâ şirketlerinin güçlü hukuki argümanlarının olduğuna dikkat çeken Prof. Ateş “İnsana özgü eserler, yapay zekâ tarafından kopyalanırsa bile bu hukuken suç sayılır. Ancak yapay zekâ şirketleri ‘Biz eserleri eğitim amacıyla kullanıyoruz’ diyorlar. En güçlü argümanları da bu. Dolayısıyla yapay zekâ, birçok sanat eserinden yararlanarak taklit denemeyecek kadar farklı bir iş ortaya çıkarırsa mevcut kanunlara göre telif hakkı ihlali söz konusu olmaz. İntihal yasaktır ama ilham alma serbesttir. Şu anda hukuki boşluk olduğu için yapay zekâ şirketlerinin elinin daha güçlü olduğu görünüyor” şeklinde konuşuyor.
Bütün dünyada yapay zekâ ve telif hakları hususunda düzenlemeler için hazırlıklar devam ediyor. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) de bu konuda çalışan milletlerarası kuruluşların başında geliyor. Prof. Dr. Mustafa Ateş, “Mevcut telif hakları mevzuatıyla teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı meseleleri çözmek mümkün değil. Şahsi kanaatim, yeni teknolojileri engellenmemeli ama insan tarafından üretilen şeylerin korunmasını sağlayacak düzenlemeler de yapılmalı” diyor.