Galatasaray'da milli maç arası Dursun Özbek'in 'yeni sözleşme' açıklamaları ve bolca Mauro Icardi iddiasıyla geçti.
Liverpool zaferinin ardından Beşiktaş'a karşı 10 kişiyle kaybetmeyen teknik patron Okan Buruk ile NEOM'un 40 milyon euro ile yol ayrımına getirdiği Barış Alper Yılmaz'ın, hatırı sayılır zamlarla kontratlarının güncellendiği ortaya çıktı.
Buna paralel bir Icardi konusudur sürüp gidiyor. Mukavelesinin son yılındaki futbolcu için henüz ekim ayında başlayan haber trafiği, iki ismin imzasıyla birlikte gündemden inmiyor. Belli ki spor medyasında alıcısı çok bir tartışma.
Yeni kontrat her futbolcu gibi Icardi'nin de beklentisi ama Arjantinli'nin güncel durumundan bahsederken; ilk iki yılında şampiyonluğa direkt etki eden ceza sahası canavarı performansı ve rakipler için aynı korkutuculuktan söz etmek büyük haksızlık olur.
Bir nesli Galatasaraylı yaptığı, tribünde adı desibeli en yüksek haykırıldığı, çocukların sevgilisi fenomen halini aldığı muhakkak. Tabii işin saha içi gerçekleri de var. Bir de zor zamanlarda psikolojiyi doğru yönetebilme kabiliyeti.
Bir değil, iki farklı bölgeden -menisküs hasarı, ön çapraz bağ kopması- sakatlık yaşamış, mecburi operasyon geçirmiş, 9 ay maç temposundan uzak kalmış, formasına kavuşsa da 90 dakika çıkaracak fizik kapasiteye ulaşamadığı aşikar 32 yaşında bir futbolcu konumuz. Rekabet ettiğiniz ismin Victor Osimhen olması ayrı bir konu. Tüm bu soru işaretlerinden bağımsız yıllık 10 milyon euro garanti ücret içeren bir yatırım var ortada.
Psikoloji kısmına gelirsek takım kaptanından; 11'de başlamadığı karşılaşmalarda ısınmaya çıkmayan, oyuna geç alınınca kameralar önünde hocasını dinlemez surat ifadesini sakınmayan, Liverpool galibiyeti gibi Türk futbolunda benzerine pek rastlanmayan 90 dakika sonunda takım sevincine ortak olmayan görüntü vermesi beklenemez.
Ne kadar sevilirse sevilsin yeniden milyonlarca euroyu gözden çıkarabilmek çok bilinmeyenli cesaret. Devre arası transfer dönemine bile 2,5 ay olması riskin boyutu açısından düşündürücü.
Kuşkusuz oyuncunun menajeri tarafından bütün tuşlara basma misali her gün basında Icardi için 'gitti, gidiyor' tadında haberler çıkaradursun; Galatasaray yönetimi, ocak ayına kadar 'bekle-izle-gör' taktiğini benimsemekle doğru yol izliyor. Yanlış olan ise kadronun büyük bölümüyle kontratların bitimine uzun süre kala yeni imzalar atmak.
Yunus, Abdülkerim, Kaan, Sanchez, Günay, Torreira, Barış... Elindekini korumak, hak edene hakkını teslim etmek, değerli hissettirmek takdir edilesi elbet. Ancak kantarın topuzunu ayarlamak gerek.
Yeni sözleşmelerin adeta havada uçuştuğu, neredeyse yüzde 100'e varan zamların konuşulduğu ortamda; kaba tabirle Icardi, 'ekim ayından benim meseleyi de çözelim, kafamız rahatlasın' ruh haline bürünebilir. Bu noktadan bakınca o kadar da anormal gözükmüyor yaşananlar.
Güncel futbol ikliminde santrforların sadece gol atması yeterli olmuyor. En az rakip kadar koşmak, son düdüğe kadar mücadele etmek, en önemlisi fizik kondisyonunla ayakta kalmak gerekiyor. Icardi, mutsuz halinden sıyrılıp, yeniden takımın vazgeçilmezi olması için neyi eksik yaptığını sorgulamalı.