Çay'ın tarihi yeniden yazıldı! İlk yılları bir fen memurunun arşiviyle gün yüzüne çıktı
Rize’de Fen Memuru Rauf Başar’ın ulaşılan arşivi, çay üretiminin sanılandan daha erken, 1931 yılında başladığını ve ilk yıl yalnızca 35 kilogram yaş çay elde edildiğini ortaya koydu.
- 1934'te Rauf Başar, bugünkü Ziraat Bahçesi olan dönemin Fidanlık Merkezinde görev yapmış.
- Başar, çayla birlikte mandalina, portakal ve limon fidanlarının üretimini de yürütmüş ve bu fidanlar halka ücretsiz dağıtılmış.
- Çay tarımının ilk yılında yalnızca 35 kilogram yaş çay elde edilmişti.
- Rauf Başar, çay tarımına büyük katkılarına rağmen literatürde adının geçmediği belirtildi.
- Belgelerde, Başar’ın 1942 yılında yaptığı toprak analizlerinde, Rize topraklarında amonyum sülfat gübre kullanılmaması gerektiği belirtilmiştir.
- Arşiv Başar’ın yeğeni Tanıl Başar tarafından kendilerine ulaştırıldı.
Rize’de çay üretiminin bilinen tarihini değiştiren önemli belgeler gün yüzüne çıktı. Fen Memuru Rauf Başar’ın arşivi, çay tarımının 1938-1939 değil, 1931 yılında başladığını ortaya koydu. İlk yıl elde edilen yaş çay miktarından yapılan toprak analizlerine kadar birçok detayı da netleştirdi.
Çay ocağında kupa sergisi: “Kuşçu Çaycı”nın başarı hikayesi
Ortaya çıkan arşive göre, 1934’te bugünkü Ziraat Bahçesi olan dönemin Fidanlık Merkezinde görev yapan Rauf Başar, çayla birlikte mandalina, portakal ve limon fidanlarının üretimini yürütmüş. Bu fidanlar da o dönemlerde halka ücretsiz dağıtılmış. Belgelerde, bugün günde 15 bin tonları bulan çay tarımının ilk yılında yalnızca 35 kilogram elde edildiği bilgisi de yer alıyor.
Araştırmacı-Yazar Recep Koyuncu, arşivin çay tarihini yeniden yazdığını belirterek “Belgeler çayın 1931’den itibaren dikildiğini gösteriyor. Günlük kayıtlarında elle yapılan üretim ve toplanan yaş çay miktarları açıkça yazılı. İlk ürünün 35 kilo olduğu da bu defterlerle netleşti” dedi.
Koyuncu, Rauf Başar’ın çay tarımına büyük katkılarına rağmen literatürde adının geçmediğine dikkat çekerek “1934’te fen memuru olarak işe başlamış, kısa ömrüne rağmen çayla ilgili raporlar, rehberler hazırlamış. 1937’den itibaren İçişleri Bakanlığına sunulan birçok raporun da aslında onun tarafından yazıldığını bu arşivle öğrendik” diye konuştu.
DİKKAT ÇEKEN UYARI
Arşivdeki en çarpıcı detaylardan biri ise amonyum sülfat gübre uyarısı oldu. Koyuncu “Rauf Başar’ın 1942 yılında yaptığı toprak analizleri de bizim bu arşivimizde var. O tarihteki analizleri sonucunda Rize topraklarında amonyum sülfatın kesinlikle kullanılmaması gerektiğini, eğer kullanılırsa toprağı yumuşatacağını ve sellerin önüne geçilemeyeceğini yazmış. Yasak yaklaşık 70 yıl sonra 2019’da geldi. Eğer o dönemde dikkate alınsaydı, Rize bugün sel bölgesi olarak anılmayabilirdi” ifadelerini kullandı. Belgelerin Başar’ın yeğeni Tanıl Başar tarafından kendilerine ulaştırıldığını aktaran Koyuncu, arşivin korunmasının tarih açısından önemine dikkat çekti. Hasan Fehmi Demir İHA
