Türkiye Gazetesi E-Gazete Gazete Aboneliği
Türkiye Gazetesi
Arama
SON DAKİKA YAZARLAR BİZİM SAYFA GÜNDEM POLİTİKA EKONOMİ DÜNYA SPOR YAŞAM RESMİ İLANLAR HABER JET İzle
Türkiye Gazetesi
Türkiye Gazetesi
E-Gazete Abonelik
Gündem
  • Politika
  • Eğitim
Ekonomi
  • Borsa
  • Altın
  • Döviz
  • Hisse Senedi
  • Kripto Para
  • Emlak
  • Otomobil
  • Turizm
Spor
  • Futbol
  • Puan Durumu
  • Fikstür
  • Şampiyonlar Ligi
  • Avrupa Ligi
  • Basketbol
Dünya
  • Orta Doğu
  • Avrupa
  • Amerika
  • Afrika
  • İsrail-Gazze
Yaşam
  • Sağlık
  • Hava Durumu
  • Yemek
  • Seyahat
  • Aktüel
Kültür-Sanat
  • Sinema
  • Arkeoloji
  • Kitap
  • Tarih
Bizim Sayfa
  • Namaz Vakitleri
  • Sesli Yayınlar
Yazarlar
  • Bugünün Yazarları
  • Tüm Yazarlar
Diğer Kategoriler
  • Magazin
  • Teknoloji
  • Resmî Ilanlar
  • Haberler
  • Video Galeri
  • Foto Haber
Kurumsal
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Künye
  • Gazete Aboneliği
  • Danışma Telefonları
  • Yasal
  • Reklam Ver
Uygulamalar Türkiye Gazetesi App Store Türkiye Gazetesi Google Play
Takip Edin Favori mecralarınızda haber
akışımıza ulaşın
X Facebook LinkedIn YouTube Instagram TikTok Next Sosyal
© 2025 İhlas Gazetecilik A.Ş.
Tüm Hakları Saklıdır.
Haber Verin Editör masamıza bilgi ve materyal
göndermek için tıklayın
Bildirin
Kaçırmayın Ücretsiz üye olun, gündemi
şekillendiren gelişmeleri önce siz duyun
  1. Haberler
  2. Yasam
  3. Kar yılı, Kâr yılı... Sobalı zamanlar
Yasam

Kar yılı, Kâr yılı... Sobalı zamanlar

Son Güncelleme: 20 Şubat, 2021 - 06:26
Whatsapp İkon Bağlantıyı Kopyala
Paylaş
Paylaş
Facebook Facebook X X WhatsApp WhatsApp LinkedIn LinkedIn Next Sosyal Next Sosyal Bağlantıyı Kopyala Bağlantıyı Kopyala
Kar yılı, Kâr yılı... Sobalı zamanlar
Fotoğraf BaşlığıKar yili, Kâr yili... Sobali zamanlar

Hava azıcık soğuyunca sızlanırdık, meğer o lazımmış toprağa, suya. Yeterki, iyi kötü bir sobanız olsun ve biraz da odununuz kenarda...

Kaydet
a- | +A

İRFAN ÖZFATURA

Doğalgaz ve kombiye öyle alıştık ki, bilmem sobayla yapabilir miyiz bu saatten sonra. Evet üstünde kestane kavurmak, ekmek kızartmak hoş olur ama soba dediğin de öyle pat diye kurulmaz.
Her sene olduğu gibi o sene de tembellik basmış, odun kömür almamışsınızdır daha. “Havaların da maşaallahı var, bahar, bahar” derken gök kararıverir. Pencere kenarlarından kapı altlarından serin serin esmeye başlar. Eşiğe kilim battaniye ruloları koyar, camlara sünger yapıştırırsınız ama nafile. Beton soğumuştur bir kere; duvarlar buz, zemin ayaz.
Çayı piknik tüpüyle odada kaynatmayı denersiniz “cık” olmaz. Artık evde kimse, “Ohooo bunlar ne ki? Biz var ya Erzurum’da...” nutuklarınıza kulak asmaz.
Bakarsınız olacak değil, çıkarsınız çatı arasına, soba geçen sene bıraktığınız yerde yatmaktadır hâlâ. Lakin borulardan birkaçı delinmiş, kovaları eğilmiştir.
Soba tahtası ve altına serdiğiniz muşamba çürümüş böceklenmiştir. Al sana bi masraf daha...
Yoksa bir mermer mi kestirsem altına?
Çürük boruları ezer, eskicinin arabasına atarsınız, gider nalburdan yenilerini alırsınız. Çapı 13 boyu, 70 santimetre unutma.

Kar yılı, Kâr yılı... Sobalı zamanlar
Başlık ResmiKar yılı, Kâr yılı... Sobalı zamanlar

USTASI BURADA
Soba kurmak sizin gibi bir konstrüksiyon uzmanı için leblebi çekirdektir. Nitekim boruları ekler bitirirsiniz. Hatta takviye gereken yerleri telle sarar, duvara sabitlersiniz. Damlatması muhtemel noktalara konserve tenekeleri dizersiniz itinayla.
Bir kenarda geçen seneden kalma yaldız boya vardır, hafif gazla seyreltir üstünkörü sürersiniz. Soba birden şekle girer, pası pisi kalmaz. İlk günlerde biraz koku yapsa da, eh olacak o kadar.
İnersiniz odunluğa, kesif bir rutubet kokusu. Bodrumun da altıdır, girişten iki kat aşağıda. Yeryüzü ile hiç bir irtibatı yoktur, tavanda kırk mumluk bir ampul yanar. Kirden sapsarı olmuştur, kendini bile aydınlatmaz.
Her dairenin hücresi ayrıdır, takriben beheri üç metrekare civarında.
Önlerine çıkma kapılar takılmıştır, hiçbiri diğerine benzemez ve pervazlara oturmaz. Güya bir kilit asmışsındır ama hangi anahtarı soksan açılır, anahtarsız da açılır, hırsızı üzecek değildir asla. Bir bakalım dersin, geçen seneden neyimiz kalmış acaba?

KAPKARA
Dişe dokunur bir şey yoktur, bir öbek tozlu kömür kırığı, üç kucak da odun çıkar anca. Bunlar da biraz şeylidir zaten, nasıl desem, hani geçen yıl rögar taştığında...
Neyse kovaları usulünce doldurursunuz, altta yarım kova kömür, üstüne odun daha üstüne meyve kasası filan. Her taraf örümcek ağıdır, yüzünüze dolanırlar..
Ulen bu merdivenler mi dikleşti, biz mi kilo aldık yoksa? Kovaların boşu bile gâvur ölüsü, bu sene işimiz var bunlarla.
Neyse eve getirir yerleştirirsiniz sobaya. Kese kâğıdı, müsvedde ney bulup buluşturur, buruşturup sokuşturursunuz çıraların arasına. Kibriti çakarken endişelisinizdir. Tütecek mi acaba?
Öhö öhö öhö. Bu duman da ne ya?
Kapaklar tamam, borular tamam. Sakın bir kuş, yuva yapmış olmasın bacaya!

Kar yılı, Kâr yılı... Sobalı zamanlar
Başlık ResmiKar yılı, Kâr yılı... Sobalı zamanlar

AH O BACA
Çatıya çıkarsınız, kuş yuvası yoktur ama künkler ziftten daralmıştır ayan beyan. Ah o geçen seneki yağlı kömür, ayda bir boruları tıkıyordu, demek bacayı da sarmış sonunda.
Bunlar yanar biliyor musunuz, iyi ki de alev almamış.
Evden “İtfaiye’ye çağıralım” derler kızarsınız. “Yani şimdi İtfaiye’nin işi yok da bizim bacamızla…”
-Çok güzel temizliyorlarmış, Neriman’ın eltisi yaptırmış da...
-Yaa sen bana bırak. Şimdi yukarıdan bir ip salacağım, siz çul çaput bağlayın, yukarı çekerken kurumları söküp alacak, sekman atılmış motor gibi olacak.
-Bak numarayı buldum, masanın camı altındaymış, istersen bi’ ara.
-Gerek yok dedim ya, ben şimdi beş dakkada...
İpi salarsınız, eski taş bezlerini bağlarlar. İki uzun bir kısa çekerler, işaret tamam. Asılırsınız gayet güzel geliyor, söküp alıyordur âdeta. Ama o da ne? Niye boşaldı bu kınnap?
Yıllardır yağmurla ıslanıp güneşle kuruyan çamaşır ipinin dayanacağı bu kadar. Tel, urgan mı bağlasaydık acaba?
Şimdi dördüncü katta mı kaldı? Yoksa beşinci katta mı? Hangisi duvarının kırılmasına izin verir ki, ikisi de titiz insanlar.

KEM ALATLA
Gidip mahalle bakkalına akıl sorarsınız. Sonunu dinlemez bile, terazi önünde duran kilolardan üstünde “2” yazanı uzatır, umursamaz bir edayla: Abi, bunun topuzuna tel bağla, azıcık yükseltip yükseltip bırak, katar önüne indirir biiznillah.
-He ya, niye gelmedi ki aklıma?
Dediği gibi yaparsın, kuzgun renkli kurumları da indirir odaya.
Hâlbuki çok söylemişsindir, çocuklu evde beyazlı kanepe olursa...
Astarı yüzünü aşmıştır. Oturur “İtfaiye’yi ararsın” sonunda.
Aman geç olsun güç olmasın da.
Gelirler ellerinde hususi aletler, demir taraklar, tel fırçalar, kancalar, tertemiz bitirir giderler kısa zamanda.
“Kadın bunu baştan söylesen ya!”

BİZE KAÇA?
Oldu olacak, kırıldı nacak. O hızla çıkıp mahrukatçıları dolaşırsın. Fatih gibi tarihî semtlerde odun satanlar (ve araba yıkayanlar) genellikle eski medrese ve cami harabelerine konar. Bir nevi işgal. Mezar taşlarını örter, gömer, gözden ırak tutarlar.
Neyse mevzumuz o değil. Baktığınız odunlar sırılsıklamdır, sıksan şıp şıp suyu akacak.
“Ne bu abi” dersin “Balat İskelesi’nin ayaklarında bile bu kadar yosun yok inan!”
-Şeker kardeşim yaz ortasında gelmiş gibi konuşuyorsun, kaç gündür rahmet yağıyor, ben hortum tutup ıslatmadım ya?
-Evet, geç kaldık biraz.
-Ağustosun yarısı yaz, yarısı kış derler. Tedarik edecektin zamanında!
Yapacak bir şey yoktur, baskülde iki çeki tarttırır, attırırsın arabaya.
Sürücü “deeh” der at yürür. Meşin koşumlar gerilir gıcırtıyla.
Döktürür gelirsin, bu sefer Yavuzselim, Darüşşafaka, Draman sapağına.
Kenarda kömür kamyonları yatmaktadır. Yorgun bezgin Bedford’lardır bunlar. Kömürleri açık ocaktan tabaka tabaka koparır kasaya yığarlar. Daha ziyade Terkos Kilyos taraflarından gelir ve ağaç kömürü diye anılır halk arasında. Ağaçlı’dır aslında. Yükte de kaloride de hafiftir. Yanmasına yanar da, külü kendinden çok çıkar.
Fiyatı ne zaman aldığınıza bağlıdır, eh böyle kış bastırdıysa...
Neyse gelir, yeter deyinceye kadar sokağa döker, tarttırmaya gider kantara.

İŞ BAŞA
Hamal parası da az buz değildir, sizin iki yevmiyenizden fazla. Zaten çok açıldınız, mecburen girersiniz okkanın altına.
“Nerede benim eski urbalarım?”
-Efendi, onları bir fukaraya ver dedin ya.
Neyse gözden çıkarılabilecek bir pantol mintan bulur, kollar sıvarsınız.
Bazı evlerin mazgalı olur, açarsınız kapağı, itersiniz, kanaldan akar, doooğru bodruma. Bu delik odunlukları da havalandırır, rutubeti azaltır ayrıca.
Apartman yöneticisi, “Biz de yaptıralım” dediğinde itiraz etmişsindir. Kat maliki de değilsindir ama artık o gün neyi taktıysan kafana.
Kova kova taşımak yorucudur, derken yağmur hızlanır, fanilanı yapıştırır sırtına. “İyi iyi, yağsın barajlar dolsun” dersin, “Köylü kim bilir nasıl sevinecek buna.”
Nihayet biter. Yukarı çıkar zili çalarsınız. Bi’ dakka Süpermen, supürmen lazım der, kullanmaktan el kadar kalmış süpürgeyi uzatırlar. Hakikaten evin önü berbattır, tozu kıymığı derken iki kova zibil çıkar.

KEYFİ BAŞKA
Tamam onu da hallettiniz, temizinden iki kilo vermişsinizdir bu arada. Hareket gibisi var mı canım, iyi gelmiştir elinize kolunuza.
Baştan aşağı is içindesinizdir; ter, topuğunuzdan akmakta.
Çıkarsınız ohh ev ısınmış, soba tam kıvamında. Çayı demlemişler, güğüm inceden ağıt yakmakta. Üstüne portakal kabuğu bile koyulmuş, ne istersin daha!
Fokurdamaya meyyal güğümü kapar, girersiniz banyoya. Çıkınca sobanın yanına uzanırsınız, çayınız gelir, çerez, kurabiye artık ne olursa. Ohh keyif bu işte. Çarşamba günü pazardan kestane de almalı çocuklara.
Ya nedir o kombi dedikleri zımbırtı, üzerinde bir sürü düğme, buton, gösterge. Bi’ yerine yanlış basacaksın bozulacak, servisle uğraştıracak. Hem kalorifer insanın ağzını boğazını kurutasıymış, gelen yüksek faturalar da caba… Mı acaba?

Whatsapp İkon Facebook İkon Bağlantıyı Kopyala
Paylaş
Paylaş
Facebook Facebook X X WhatsApp WhatsApp LinkedIn LinkedIn Next Sosyal Next Sosyal Bağlantıyı Kopyala Bağlantıyı Kopyala
Yayın Tarihi | 20 Şubat, 2021 - 06:26
Haberle İlgili Daha Fazlası
Yasam
Bizi Takip Edin Bizi Takip Edin
X ikonu Facebook ikonu LinkedIn ikonu Next Sosyal Google Haberler ikonu
YORUMLAR
Yorum   0 yorum
ÇOK OKUNANLAR
  • 1
    Tel Aviv, Türkiye gerçeğini itiraf etti!
    Tel Aviv, Türkiye gerçeğini itiraf etti!
    Kaydet
  • 2
    Galatasaraylı yıldıza beş kulüp talip oldu, Okan Buruk reddetti: Takımda kalıyor
    Galatasaraylı yıldıza beş kulüp talip oldu, Okan B...
    Kaydet
  • 3
     Cemal Özgörkey’in 30 yaşındaki yeğeni Leyla Mizrahi uykusunda öldü: 6 aylık bebeği annesiz kaldı
    Leyla Mizrahi uykusunda öldü!
    Kaydet
  • 4
    Barış Yarkadaş'tan dikkat çeken Sadettin Saran önerisi: Fenerbahçe başkanlığından affını istemesi lazım
    Barış Yarkadaş'tan dikkat çeken Sadettin Saran öne...
    Kaydet
  • 5
    Afrika Kupası maçları hangi kanalda, nereden izlenir? Maç programı açıklandı
    Afrika Kupası maçları hangi kanalda yayınlanıyor?
    Kaydet
YAZARLAR
  • Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
    Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci Basit ama kanlı bir darbe… Babıali baskını
    Kaydet
  • Cem Küçük
    Cem Küçük Eyes Wide Shut hafif kalır!..
    Kaydet
  • İsa Karakaş
    İsa Karakaş 2026'da memur ve emeklilerini ne bekliyor?
    Kaydet
  • Fatih Selek
    Fatih Selek Medya bağırsaklarını ne zaman temizleyecek?
    Kaydet
  • Akif Bülbül
    Akif Bülbül İnsan, sanat, ödül...
    Kaydet
Bize Haber Verin

Editör masasıyla bilgi ve materyal paylaşmak için tıklayın

GÖZDEN KAÇMASIN
  • Bu kez Suriye’ye göz diktiler! Miçotakis'in danışmanı itiraf etti
    Bu kez Suriye’ye göz diktiler! Miçotakis'in danışmanı itiraf etti
    Kaydet
  • San Francisco'da dev elektrik kesintisi! Şehirde hayat felç oldu
    San Francisco'da dev elektrik kesintisi! Şehirde hayat felç oldu
    Kaydet
  • Kapalı Çarşı'da yarıştılar! 1500 sporcunun katıldı
    Kapalı Çarşı'da yarıştılar! 1500 sporcunun katıldı
    Kaydet
  • Galatasaray’a Lucas Torreira'dan kötü haber
    Galatasaray’a Lucas Torreira'dan kötü haber
    Kaydet
  • Yunus kariyerinde bir ilke imza attı
    Yunus kariyerinde bir ilke imza attı
    Kaydet
ÖNE ÇIKANLAR
Vapur seferleri iptal mi? 22 Aralık iptal olan seferler (Şehir Hatları, İDO, BUDO)
Vapur seferleri iptal mi?
Kaydet
Meclis'e çocuk teklifi! 5 yaşına kadar ebeveynden biri izinli olsun
5 yaşına kadar ebeveynden biri izinli olsun
Kaydet
Sadece 10’da biri sigortalı! Marmara depreminde 350-400 milyar $’lık ekonomik kayıp olur
Marmara depreminde 350-400 milyar $’lık ekonomik kayıp olur
Kaydet
SONRAKİ HABER
Türkiye Gazetesi
Google Haberler E-GAZETE ABONE OL GİRİŞ
Gündem
  • Politika
  • Eğitim
Ekonomi
  • Borsa
  • Altın
  • Döviz
  • Hisse Senedi
  • Kripto Para
  • Emlak
  • Otomobil
  • Turizm
Spor
  • Futbol
  • Puan Durumu
  • Fikstür
  • Şampiyonlar Ligi
  • Avrupa Ligi
  • Basketbol
Dünya
  • Orta Doğu
  • Avrupa
  • Amerika
  • Afrika
  • İsrail-Gazze
Yaşam
  • Sağlık
  • Hava Durumu
  • Yemek
  • Seyahat
  • Aktüel
Kültür-Sanat
  • Sinema
  • Arkeoloji
  • Kitap
  • Tarih
Bizim Sayfa
  • Namaz Vakitleri
  • Sesli Yayınlar
Yazarlar
  • Bugünün Yazarları
  • Tüm Yazarlar
Diğer Kategoriler
  • Magazin
  • Teknoloji
  • Resmî Ilanlar
  • Haberler
  • Video Galeri
  • Foto Haber
Kurumsal
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Künye
  • Gazete Aboneliği
  • Danışma Telefonları
  • Yasal
  • Reklam Ver
Uygulamalar Türkiye Gazetesi App Store Türkiye Gazetesi Google Play
Takip Edin Favori mecralarınızda haber
akışımıza ulaşın
X Facebook LinkedIn YouTube Instagram TikTok Next Sosyal
Haber Verin Editör masamıza bilgi ve materyal
göndermek için tıklayın
Let me Know
Kaçırmayın Ücretsiz üye olun, gündemi
şekillendiren gelişmeleri önce siz duyun
© 2025 İhlas Medya Grubu. Tüm Hakları Saklıdır
Son Dakika Site Haritası RSS KVKK Aydınlatma Metni Gizlilik Politikası Çerez Politikası