“Ne varsa senin evinde var...”

A -
A +
“Durumu anlatıp ‘bana hatalı televizyon vermişsiniz, ikide bir bozuluyor’ dedim...”   Televizyon hatıramı anlatmaya devam ediyorum... Televizyon o cuma da bozulmuştu… Üç hafta süre kardeşimle denedik ama arızayı bulup gideremedik. Bu defa işin boyutu değişmişti. Denemek için siyah beyaz bir televizyon bulup getirdik. Denedik o da arıza yaptı. Artık sinir olmuştum. Aldığım siyah beyaz televizyonu iade ettim... Arıza sebebiyle gittiğim televizyon tamircisi artık cumartesi günleri de çalışmaya başlamıştı... Şimdi kurtulacaktım cumaları çalışmayan televizyondan… Üç ay sonra değişik marka yeni bir televizyon aldım. Getirip kurdum. O yıllarda servise kurdurtmak gibi bir kurumsallık yoktu… Aynı şekilde, pırıl pırıl çalışan televizyon Cuma günü bozuldu… Üsküdar Doğancılar’da bulunan servise götürdüm. Tamir ettiler. Getirdim tekrar çalışmaya başladı. Bakalım cuma günü nasıl olacaktı? Merakla geçen beş günün ardından cuma günü yine bozuldu televizyonum!.. Bu durum yeni televizyonda da beş altı defa tekrarladı… Öyle ki artık servistekiler bana bozuk çalmaya ben servistekilere sinirlenmeye başlamıştım. Bana göre onlar televizyonu iyi tamir etmiyorlar, baştan savıyorlardı. Onlara göre de ben mahsus bozup getiriyordum... Canım sıkıldı. Televizyon ile satın aldığım mağazaya vardım. Durumu anlatıp “Bana hatalı televizyon vermişsiniz” dedim. Sağ olsunlar anlayışla karşılayıp gözümün önünde orijinal kutusundan bir televizyon çıkarıp yine gözümün önünde denedikten sonra teslim ettiler. Artık biraz olsun rahatlamıştım. Ama içimde yine bir ses, “aynı gün yine arızalanacak” diyordu. Televizyonu kurdum. Baktım pırıl pırıl, net olarak çekiyor… Hayret bir şey… Cuma günü geldiğinde o pırıl pırıl televizyon bıçak kesilir gibi kesildi… Kafayı yiyeceğim neredeyse… Bu defa Ümraniye’de bir servise götürdüm. Üç defa üst üste yine bozulup yine götürünce onlar da benden şüphelenmişler. Tamir ettikleri yere işaret koymuşlar. Eğer o işaret bozulursa benim bozduğum ortaya çıkacakmış. Benim haberim yok. Tekrar bozulup gittiğimde oradaki görevli: “Gel kardeşim ben buraya işaret koymuştum. Açıp baktım işaret bozulmamış.” Usta bozulan parçayı hayret ederek değiştirdi. Sonra da “Arkadaş ben yılların tamircisiyim. Böyle bir şey görmedim” dedikten sonra tekrar tamir ederek bu defa tembihte bulundu. Sakın eve gidince televizyonu çalıştırma. Önce evindeki arızayı bul… Ne varsa senin evinde var… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.