Dünyanın en tehlikeli sırrı: ABD 6 nükleer silahı nasıl kaybetti?
ABD ordusunun onlarca yıl önce yaşadığı “Broken Arrow” adı verilen nükleer kazalarla ilgili belgeler yeniden tartışma konusu oldu.
ABD en az 32 ayrı nükleer silah kazası geçirdi ve bunların altı tanesi hala kayıp durumda.
Bu silahların bazıları okyanus tabanında, bazıları bataklıklarda, bazıları ise hiç bulunamayan bölgelerde yer alıyor. Kayıp savaş başlıklarının bir bölümü hidrojen bombası niteliğinde.
TYBEE ADASI’NDA KAYBOLAN MARK 15 BOMBASI
Şubat 1958’de Georgia kıyılarında bir B-47 bombardıman uçağı ile F-86 avcı uçağı havada çarpıştı. B-47, 3,8 megatonluk Mark 15 hidrojen bombası taşıyordu. Çarpışmanın ardından pilot, bomba inişte patlayabilir endişesiyle silahı Wassaw Sound bölgesine bıraktı.
Donanma iki ay boyunca arama yaptı ancak bombaya ulaşılamadı. Yıllar boyunca bombanın eğitim simülasyonu olduğu söylense de daha sonra yayımlanan belgeler silahın tam donanımlı bir nükleer savaş başlığı olduğunu ortaya koydu.
1966 PALOMARES KAZASI: BİR BOMBA DENİZE GÖMÜLDÜ
17 Ocak 1966’da iki ABD askeri uçağı havada çarpıştı. Dört adet B28 termonükleer bomba İspanya’nın Palomares bölgesine saçıldı. Üçü kısa sürede bulundu ancak biri Akdeniz’in derinliklerine battı.
Aylar süren arama çalışmalarında özel denizaltılar ve yeni arama yöntemleri kullanıldı. bomba sonunda bulundu, ancak yüzeye çıkarılırken paraşütün etkisiyle halat koptu ve silah daha derine düştü. Daha sonra farklı bir ekibin müdahalesiyle bombaya ulaşıldı ve kasası kesilerek etkisiz hale getirildi.
ABD’NİN HALA BULUNAMAYAN DİĞER NÜKLEER BOMBALARI
Belgeler, ABD ordusunun kaybettiği silahlardan üçünün bugün bile kayıp olduğunu gösteriyor:
- 1958 Tybee Adası: Mark 15 hidrojen bombası
1965 Filipin Denizi: B43 termonükleer bomba
1968 Grönland: B28FI savaş başlığının ikinci aşaması
Filipin Denizi’nde kaybolan B43 bombası, bir uçak gemisinden denize düşen bir A4E Skyhawk’ta bulunuyordu. Uçak ve bomba 16.000 fit derinlikte kayboldu ve bir daha bulunamadı.
SOVYET DENİZALTILARINDAKİ NÜKLEER KAYIPLAR
Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği de birçok nükleer silah kazası yaşadı.
1970’te K-8 nükleer denizaltısı Biscay Körfezi’nde battı ve üzerindeki dört nükleer torpido suyun altında kaldı.
1968’de ise üç nükleer füzeyle donatılmış K-129 denizaltısı Pasifik’te battı. ABD bombayı geri almak için Azorian Projesi adıyla gizli bir operasyon yürüttü, ancak denizaltı yüzeye çıkarılırken parçalandı.
PATLAMA RİSKİ NE KADAR?
Uzmanlara göre kayıp nükleer silahların çoğunda nükleer kapsül silaha ayrı olarak takılıyor. Bu nedenle, silahların büyük bölümünün anında patlama riski taşımadığı düşünülmekte.
Bununla birlikte, silahların içindeki geleneksel patlayıcıların bozulmamış olması çevre için tehlike oluşturabilir.
Tybee bombasını inceleyen ABD Hava Kuvvetleri raporlarında, "konvansiyonel patlayıcıların sağlam olması halinde ciddi bir tehlike oluşturabileceği" notu yer alıyor.
BUGÜN HALA ARANIYORLAR
Arama çalışmalarında görsel takip, sonar taraması ve radyasyon ölçümü yöntemleri kullanılsa da kayıp silahlara ulaşmak son derece güç.
Uzmanlara göre bu bombaların bulunduğu bölgeler çok geniş ve su altı aramaları teknik olarak sınırlı.
ABD’nin bugüne kadar kaybettiği nükleer silahların üçü hâlâ okyanusun dibinde ya da kalın çamur tabakalarının altında duruyor.
Nükleer mühendisler, bu silahların kayıp olması nedeniyle oluşan tehlikenin yalnızca teknik değil, aynı zamanda ülkelerin nükleer sistemlerinin kırılganlığını göstermesi bakımından da hafızalara kazındı.
TÜRKİYE’DE BENZER BİR KAYIP NÜKLEER SİLAH OLAYI YAŞANABİLİR MİYDİ?
Türkiye’de böyle bir olay kayıtlara geçmedi. Türkiye, NATO üyesi olarak nükleer silahların hareketi ve depolanmasıyla ilgili tüm faaliyetleri ittifakın denetim mekanizmaları içinde yürütüyor.
Yıllar önce Atomic Scientists adlı dergide Robert S. Norris ve Hans M. Kristensen tarafından yayımlanan çalışmada, Türkiye’ye ilişkin iddialar da yer almıştı.
Raporda, İncirlik Üssü’nde 60–70 arası B61 tipi nükleer bombanın bulunduğu bilgisi verildi ve Türkiye’nin Avrupa’daki nükleer dağıtım listesinde yer aldığı aktarıldı. Çalışmada, envanter hareketleri incelendi ancak ABD’nin kayıp savaş başlıklarının Türkiye’de olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı belirtildi.
