BAE'ye 24 saat süre vermişlerdi: Yemen'de askeri varlıklarını sonlandırdılar!
Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ile yaşanan gerilimin ardından Yemen'deki "terörle mücadele ekiplerini kendi isteğiyle feshettiğini” açıkladı
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ile yaşanan sert gerilimin ardından Yemen’deki “terörle mücadele ekiplerini kendi isteğiyle feshettiğini” açıkladı. Karar, Körfez’de günlerdir tırmanan krizin ardından gelen ilk resmi adım olarak dikkat çekti.
Gerilimin fitili, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı’nın BAE’nin Yemen’in doğusundaki askeri faaliyetlerini “ulusal güvenliğe açık tehdit” olarak nitelendirmesiyle ateşlendi. Riyad yönetimi, Abu Dabi’ye Yemen’den çekilmesi için 24 saatlik süre tanımıştı.
Suudi Arabistan'dan BAE’ye 24 saatlik ültimatom! "Yemen’de kırmızı çizgi aşılıyor"
Suudi Arabistan, Yemen Cumhuriyeti'nin talebi doğrultusunda BAE’yi, Yemen topraklarında bulunan askeri unsurlarını 24 saat içinde çekmeye ve ülkedeki herhangi bir tarafa askeri ya da mali destek vermemeye çağırdı.
BAE destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) Yemen'in güneyi ile doğusunu; Husiler kuzeyi ile kuzeybatısını; uluslararası toplumun tanıdığı hükümet ise kuzeyde sınırlı bazı bölgeleri kontrol ediyor.
YEMEN'DE KİM, HANGİ BÖLGEYİ KONTROL EDİYOR?
Buna göre, BAE'nin desteklediği ayrılıkçı GGK, aralık ayının ilk günlerinde Yemen'in doğusu ve kuzeydoğusunda, Suudi Arabistan ile Umman sınırında yer alan vilayetleri askeri olarak ele geçirdi.
GGK Başkanı Ayderus ez-Zubeydi, 9 Aralık'ta geçici başkent Aden'de düzenlediği toplantıda, Güney Silahlı Kuvvetleri'nin Mehra vilayetinin kontrolünü sağladığını açıkladı.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi ise GGK'ye Hadramevt ve Mehra vilayetlerinden çekilme çağrısında bulundu.
Petrol zengini Hadramevt'te hayati öneme sahip kentler, petrol sahaları ve stratejik bölgelerin GGK'nin kontrolüne geçmesiyle birlikte ülkedeki gerilim daha da arttı.
Uluslararası toplum tarafından tanınan Yemen hükümeti, Hadramevt ve Mehra'yı askeri olarak kaybetmesinin ardından güneyde fiilen kontrol ettiği son bölgeyi de yitirmiş oldu.
Yemen hükümetinin kısmen kontrolü sağladığı Taiz, Marib ve Şebve vilayetleri ise ülkenin kuzeyinde yer alıyor.
Zübeydi liderliğindeki GGK, Mayıs 1990'daki birleşme öncesinde Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti sınırlarını oluşturan bölgelerin büyük bölümünü kontrol ediyor.
GGK'nin kontrolündeki bölgeler nüfusun az olduğu ancak Suudi Arabistan ve Umman sınırına uzanmasının yanı sıra Arap Denizi ve Aden Körfezi'ndeki çok sayıda limana sahip olması hasebiyle stratejik açıdan önemli noktalar.
İran destekli Husiler ise başkent Sana'nın yanı sıra ülkenin kuzeyindeki Zemar, Beyda, İbb, Rayme ve Amran vilayetlerinin tamamında denetimi elinde bulunduruyor.
Husiler ayrıca batıda Hudeyde vilayetinin sahil kesimini ve Suudi Arabistan'a kara sınırı bulunan Cevf vilayetini de kısmen kontrol ediyor.
Hacce ve Sada vilayetlerinde ise merkezleri dahil olmak üzere kontrolün büyük kısmı Husilerin elinde bulunuyor.
Bu arada, ne hükümete ne de Husiler ile GGK'ye bağlı olan Yemen Başkanlık Konseyi üyesi Tarık Salih ise "Cumhuriyet Muhafızları" adındaki güçleriyle Taiz vilayetinin sahil şeridindeki bir bölgeyi kontrol ediyor.
YEMEN'DE SON 10 YILDA NELER OLDU?
Arap Yarımadası'nı Afrika kıtasından ayıran Babu’l Mendeb Boğazı’nın kuzeydoğunda yer alan Yemen, İran destekli Husilerin 21 Eylül 2014’te başkent Sana’yı ele geçirmesi ve Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu’nun Mart 2015’teki müdahalesiyle çatışma sürecine girdi.
BAE desteğiyle 2017 yılında Zubeydi başkanlığında kurulan ayrılıkçı GGK, Yemen’in kuzeyden ayrılması ve 1990’daki birleşme öncesi statüsüne dönülmesi talebiyle hükümet güçlerine karşı askeri hamleler başlattı.
GGK, Yemen hükümetinin Arap Koalisyonu'nun destekleriyle Husileri uzaklaştırarak geçici başkent ilan ettiği Aden’i ve çevre illerini, 2019’da başlattığı çatışmalar sonucunda ele geçirdi.
GGK ile hükümet arasındaki çatışmalar 2019'da Suudi Arabistan'da sağlanan mutabakatla son bulmuşken, Husiler ile hükümet güçleri arasındaki çatışmalar da Nisan 2022'de Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda sağlanan geçici ateşkesle durdu.
