Duayen diplomat Uluç Özülker: Derin eller İsveç’i sabote ediyor

- Güncelleme:
Duayen diplomat Uluç Özülker: Derin eller İsveç’i sabote ediyor

Dünya Haberleri

İsveç’te devreye giren derin devlet, Türkiye’nin PKK’nın ardından din hassasiyetini de kaşımaya çalışıyor. Yüksek mahkeme “Kur’ân-ı kerim yakılmasına izin verelim onlar (Türkiye) daha da sertleşsin, vetolarını kaldırmasın” hesabı yapıyor.

YEŞİM ERASLAN'IN HABERİ - İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili olarak Türkiye ve İsveç arasında 6 Temmuz’da yapılacak üst düzey toplantı için gözler Brüksel’e çevrilmişken, Stockholm’de Kurban Bayramının ilk günü, bir caminin önünde Kur’ân-ı kerim yakılmasına izin verilmesi, tartışmaları farklı bir noktaya taşıdı. Stockholm yönetiminin terörle mücadeleye ilişkin sözler vermesine, imzalanan mutabakat metnindeki maddeleri yerine getirmek için kanun çıkarmasına rağmen İsveç mahkemelerinden alınan kararlar ‘İsveç’te derin devlet devreye girdi’ yorumlarını beraberinde getirdi. NATO’ya üye olabilmek adına Ankara’nın onayı için anayasa değişikliğine giden İsveç’te her geçen gün “özgürlük” adı altında Türkiye’nin hassasiyetlerinin kaşınır hâle gelmesini gazetemize değerlendiren Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, 13 maddelik mutabakat metnindeki birçok maddenin yerine getirildiğini belirterek, geriye birkaç maddenin kaldığını ifade etti.

"İSVEÇ TAM TERSİNİ YAPTI"

İsveç hükûmetinin iyi niyetli olarak iadelerle ilgili dosyayı mahkemelere gönderdiğini, yasa çıkarılmasına karşı mahkemelerin tam tersi kararlar alarak kendi hükûmetini zora soktuğunu kaydeden Özülker, şunları kaydetti:

Kanun yasak getirmiş, polis izin vermiyor ancak Yargıtay konumundaki yüksek mahkeme, ‘Bu demokratik bir karar değildir’ diyerek Kur’ân-ı kerim yakma yasağını kaldırıyor. İsveç’te, bugüne kadarki tarafsızlık ve bağımsızlık politikasını devam ettirmeyi arzulayan ve bu kapsamda hükûmetin NATO’ya girmek için gösterdiği çabayı sabote etmek isteyen bir kesim var. Türkiye, teröristlerin iadesini isterken, mahkeme, bunları iade etmek yerine Türkiye’nin hassasiyetlerini bildiği için başka bir noktadan ayağına basmaya çalışıyor. İsveç iç mekanizması, NATO’nun bağımsızlığına engel olabileceği gerekçesiyle bir engelleme girişiminde bulunuyor. Diyorlar ki, ‘PKK ile ilgili kavgayı veriyorum ama Türkiye’nin bir hassasiyeti daha var din konusunda, biz bunlara izin verelim de onlar (Türkiye) daha da sertleşsin, vetolarını kaldırmasınlar.’ PKK olayı değil artık bu, Kur’ân-ı kerim olayı. Türkiye şu ana kadar netti. Türkiye açıkça; ‘PKK’yı hallet, Finlandiya kadar yap ‘evet’ diyeceğim’ dedi. İsveç tam tersine konuyu başka taraflara taşıyarak işi farklı noktalara götürdü.

“BUNA HAKLARI YOK”

İsveç toplumunda din faktörünün önemli olmadığını, ancak “Müslümanlara da ayrıcalıklı bakmıyorum” deme haklarının bulunmadığını ifade eden Özülker “İsveç’te son ortaya çıkan bu olay, PKK ile ilgili değil. Bir kişiyi iade edecekler onu da PKK’dan değil, uyuşturucu ticareti yaptığı için, orada bile PKK adını kullanmıyorlar. Polis yasağı olmasına rağmen ‘demokratik bir ülkede gereği yapılır’ diyerek yasağı kaldırmanın neresi demokratik? Kur’ân-ı kerim yakmanın, inanç sistemlerine saldırmanın neresi demokratik? Ama kafa bu” dedi.

İsveç hükûmetinin iyi niyetli olduğunu ancak bunun yeterli olmadığını belirten emekli Büyükelçi Özülker, mahkemelerin haziran ayında yürürlüğe giren kanunun uygulanmasına bile izin vermediğine dikkat çekti.

BU İŞ NATO'DA İHTİLAFA GİDER

Özülker, Macaristan’ın İsveç konusunda Türkiye ile hareket ettiğine işaret ederek şöyle konuştu: “Son olaylardan sonra İsveç konusunda NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in de ‘İdare edin’ diyecek hâli kalmadı. ABD’nin baskısı var ama zaten PKK’yı kendileri destekliyor. Türkiye ‘Hayır’ dediği zaman İsveç, NATO’ya giremez. Yunanistan, Makedonya’yı yıllarca bekletti, en son ülkenin adını değiştirmek durumunda kaldılar. O zaman İsveç de ismini değiştirsin, Türkiye de zamanı geldiğinde ne yapacağına baksın. Ancak 11-12 Temmuz’daki NATO toplantısı kolay bir toplantı olmayacak. Türkiye ‘Hayır’ dediği takdirde, haklı olduğu için arkadan dolanmak suretiyle vurmayı da beceremeyecekler. Bu iş NATO’da çok büyük ihtilafa doğru gidebilir. NATO’nun iki numaralı en büyük ordusuna sahip Türkiye’yi harcayamazlar ancak Türkiye’nin de ‘NATO’dan çıkıyorum’ demesi kendi açısından bir intihar olur.”

ERDOĞAN'IN TUTUMUNU DESTEKLİYORUM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı tutumuna vurgu yapan Özülker, şunları kaydetti: “Türkiye’nin bu tutumu doğrudur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutumunu destekliyorum. Cumhurbaşkanı, ‘Bak arkadaş, protokolü yaptık, yapacaksan gereğini yap. Başka tarafları kaşımak suretiyle iyi niyetli olmadığını ortaya koydun. Dolayısıyla taahhütnamede ne yer alıyorsa, onları yerine getireceksin, ben de sana o zaman ‘evet’ derim’ tutumuna yöneldi.

Düzenleyen:  - Dünya
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...