Hedef İsrail değil İslam dünyası! İran şimdi de Pakistan topraklarına füze yağdırdı

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Hedef İsrail değil İslam dünyası! İran şimdi de Pakistan topraklarına füze yağdırdı

Dünya Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Irak ve Suriye’nin ardından Ceyşu’l-Adl isimli grubu hedef aldığını açıklayan Tahran yönetimi, Pakistan topraklarına füze yağdırdı. Gazetemize konuşan uzmanlar “Tahran yönetimi İslam ülkelerine saldırarak tarihî misyonunu tekrarlıyor. Gazze katliamını da perdeliyor” dedi

YILMAZ BİLGEN'İN HABERİ - İsrail’in Gazze katliamı sürerken İran füzeleri İslam ülkelerini vurmaya devam ediyor. Irak ve Suriye’nin ardından önceki gece Pakistan’daki Ceyşu’l-Adl isimli grubu hedef alan İran, füze ve İHA ile saldırı düzenledi. İran’ın saldırılarını değerlendiren uzmanlar “Tahran yönetimi İslam ülkelerine saldırarak tarihî misyonunu yineliyor. Aynı zamanda Gazze katliamını da perdeliyor. Tıpkı, sahabeler, Abbasi ve Emeviler ile birlikte Osmanlı ve Selçuklulara yaptığı gibi Sünni devlet ve toplulukları hedef alarak İslam düşmanı, işgalci güçlere alan açıyor” yorumunda bulundu. 

STRATEJİK SALDIRI

Güney Asya Araştırmalar Merkezi Başkanı Cemal Demir’e göre İran, dünyanın tek nükleer gücü niteliği taşıyan Pakistan’ı bilinçli bir strateji dahilinde vurdu. Gazetemize konuşan GASAM Başkanı Demir “Her şeyden önce İsrail yönetimi için dünyadaki en büyük tehdit unsuru Pakistan. Bu tutum iki ülke içinde geleneksel refleks boyutunda. Diğer yandan Gazze’nin yok edilişini sadece basit slogan ve karşılıksız tehditlerle geçiştirerek izleyen İran, Irak, Suriyeli muhalif bölgeler ve Pakistan’ı bombalayarak dikkatlerin Gazze katliamından farklı alanlara kaymasını sağlıyor. İsrail’e yönelttiği tüm tehditlere rağmen işgal mevzilerine tek bir füze dahi atmadılar. Üstüne üstlük her gün farklı bir İslam ülkesini vuruyor. Irak ve İdlib’in ardından Pakistan- Belucistan eyaletine fırlattığı füzelerle kadın ve çocukları öldürdü. ‘Bu füzelerin adresi neden işgalci ve Gazze’de dünyanın en büyük katliamına imza atan İsrail değil de İslam beldeleri’ sorusunu sormak gerekir. Pakistan ile 1.000 kilometre sınıra sahip İran’a karşı ülke içerisinde çok büyük öfke var” dedi. 

TAHRİK AMACI TAŞIYOR

Pakistan’ın önümüzdeki Şubat ayında yapacağı seçime dikkat çeken Cemal Demir “İran rejimi, Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’in ardından gözünü Pakistan’a dikmiş gözüküyor. Filistin dramının zirve olduğu böyle bir süreçte Pakistan’ı ülkede yaşayan ve nüfusun yüzde 10’unu teşkil eden Şiiler üzerinden karıştırmayı istiyorlar gibi bir durum var ortada. Mevcut bazı siyasi sıkıntılara ek etnik-mezhep temelli yeni bir bunalım üreterek Yemen, Suriye, Irak ve Lübnan gibi Pakistan’ı da kaosa sürükleme peşindeler. Pakistan’da saldırıya halk ve yönetim düzeyinde çok büyük tepki var. Pakistan hükûmeti bunu kendi egemenliğine karşı atılmış adım olarak nitelendirdi. İran’ın bütün dünyadan tepki göreceğini ve daha fazla yalnızlaşacağını bile bile bu saldırılara devam etmesi bilinen ötesinde çok farklı bir ajandası olduğunu gösteriyor. İslam dünyasına daha fazla dinamit ekerek İsrail’e zarar verilemez. Kudüs’e giden yol Pakistan, Türkiye, Lübnan, Irak, Afganistan, Azerbaycan, Suriye ve benzeri coğrafyalarda fitne ekerek açılmaz. Müslüman-Sünni ülkeleri kan gölüne çeviren İran silahları rotasını niçin işgalci emperyalistleri ve Siyonist merkezleri bulmuyor sorusu son yaşananlar ile daha da ciddi anlam kazandı” ifadelerini kullandı.

PROF DR. MEHMET ALİ BÜYÜKKARA: 550 YILDIR MÜSLÜMANLARLA SAVAŞIYOR

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara son saldırıları “İran’ın değişmeyen tarihî misyonu” olarak yorumladı. Dinî ve etnik temelde Şii-Fars diyalektiğin Sünni toplum ve Arap, Türk, Kürt gibi bölge milletlerini asli düşman olarak nitelendirdiğini vurgulayan Büyükkara “Şu ana dek İslam karşıtı hiçbir devlet ya da yapı ile mücadele etmediler. Zaman zaman Rus ve İngilizlerle çatışma zeminleri doğdu ancak anlaşma yoluna gittiler. Aynı yöntemi tarih boyu kendilerinden olmayan milletlerden ve Sünni İslam dünyasından esirgediler. Müslümanların Haçlı ve diğer işgal unsurları ile verdiği mücadeleye katılmadıkları gibi İslam ordularını arkadan hançerlemekten de geri durmadılar. Tam anlamı ile kendini 550 yıldır Müslümanlarla savaşa adamış bir İran gerçeği var karşımızda. Sünni-İslam dünyası ile savaşmak ve tek düşman olarak bizi görmesi DNA’larına işlemiş. Sürekli olarak Müslümanlarla savaşmaya kodlanmış ve savaş pratiğini buna göre geliştiren bir motivasyona sahipler. Müslümanlarla savaşmazlarsa yok olacaklarını düşünüyorlar. Bu sebeple batıda Osmanlılar, Kuzey’de Kafkasyalı Şirvanlar, Güney’de Araplar, doğuda ise hep Özbekler ve Afganlarla savaştılar” şeklinde konuştu.

PAKİSTAN: TÜM CEVAPLAR MASADA

Pakistanlı üst düzey istihbarat kaynakları, İran’ın saldırısına verilecek cevapta bütün seçeneklerin masada olduğunu belirtti. Tahran’ın masum çocuklara saldırdığını açıklayan Pakistanlı kaynaklar “Bölgesel durumun farkındayız. Gazze’deki krizin sona ermesi için katkıda bulunamadığı bir dönemde İran gündemde kalmaya niyetli” denildi. Bunun ardından Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mümtaz Zehra Beluç, Tahran Büyükelçisi’ni geri çağırdıklarını ve tüm üst düzey ziyaretlerin iptal edildiğini bildirdi.

Düzenleyen:  - Dünya
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...