Dede Korkut'la birinci oldular! Görme engelli öğrencilerden tarihi proje

Erzurum'da okuyan Görme Engelliler Ortaokulu öğrencileri İrem Nur Çelik ve Sinan Çelik, TÜBİTAK yarışmasında "Dijital Dede Korkut" projesi ile bölge birinciliği elde etti. Ankara'daki Türkiye geneli finaline katılan öğrenciler ikinci olarak okulları adına tarihi bir başarı elde etti. Projede Dede Korkut'u yapay zeka desteğiyle konuşturan öğrencileri, gönül gözleriyle tarihi hikayeleri günümüze taşıdı.
Erzurum Görme Engelliler Ortaokulu öğrencileri İrem Nur Çelik ve Sinan Çelik, danışman öğretmenleri Özlem Ağgül rehberliğinde "Dijital Dede Korkut ile Her Değerde Bir Kahraman: Yapay Zekâ ile Sonsuz İlham" adlı proje hazırladı.
TÜBİTAK yarışmasında bölge finalinde birincilik elde eden proje Ankara’daki Türkiye geneli finallerine katılmaya hak kazandı.
Ankara’daki Türkiye Finalleri’nde de büyük bir başarıya imza atan proje, ikincilik ödülüne layık görüldü.
Geleneksel değerlerle yapay zekâyı buluşturan proje görme engelliler okulları için bir ilki temsil ediyor.
DEDE KORKUT VE YAPAY ZEKA
Proje kapsamında adalet, cesaret, dürüstlük, merhamet, sabır, vatanseverlik ve yardımseverlik gibi değerler yapay zekâ destekli "Dijital Dede Korkut"un dilinden anlatıldı.
Dede Korkut'un anlattığı kahramanları dinleyen öğrenciler de sonrasında kendi hikâyelerini yazdı.
Hikâyeler, "Mavi Beyaz Düşler" adlı dijital kitapta toplandı. Kitabın adı, görme engelli öğrencilerin duygularını ve umutlarını simgeleyen özel bir anlam taşıyor. "Mavi" özgürlüğü, "beyaz" ise saflığı ve aynı zamanda beyaz bastonu temsil ediyor.
"TARİH KİTAPLARINDAN BİRİ CANLANIP BİZİMLE KONUŞUYORDU"
Dede Korkut'un kendilerine ilk seslendiğinde çok şaşırdığını ifade eden Sinan Çelik, "Sanki tarih kitaplarından biri canlanıp bizimle konuşuyordu. Böyle bir şeyi hiç beklemiyordum. O an dedim ki, bu projeyi en güzel şekilde anlatmalıyız. Hep düşündüm, daha iyi nasıl olur diye. Öğretmenimiz daha iyisi için hep inandırdı. Ben çok inandım kendime" dedi.
"SANKİ BİR YOLCULUĞA ÇIKTIK"
İrem Nur Çelik ise kitabı seslendirirken çok mutlu olduğunu belirterek. "Arkadaşlarımın yazdıklarına ses verdim. Onların hayallerini okurken sanki bir yolculuğa çıktım. Sayfalarında sesimiz, hayallerimiz, sevgimiz var. Bazen umutsuz olduğum oldu. O zaman Özlem öğretmenim hep aynı şeyi söyledi: ‘Siz inanırsanız Türkiye derecesi alırız.’ O bize inandı, biz de kendimize inandık. Bence bu proje, hem inanmaktı hem de birbirimize güvenmekti" şeklinde konuştu.
"EĞER İNANIRSANIZ TÜRKİYE DERECESİ ALACAĞIZ"
Projenin danışmanlığını üstlenen Özlem Ağgül, öğrencilerine duyduğu güveni şu sözlerle anlattı:
"Ben bu çocuklara sadece bir proje öğretmedim. Onlarla birlikte hayal kurdum. Çünkü inanıyorum ki; Allah, nasip etmeyeceği bir şeyin hayalini kurdurmaz insana. Onlar her umutsuzluk anında bana baktı. Ve ben hep aynı cümleyi söyledim: ‘Eğer inanırsanız, Türkiye derecesi alacağız.’ Bazen bir çocuğun gözünde umut olup parlamaktır öğretmenlik. Bazen hiçbir şey söylemeden yanında durmaktır. Biz bu yola bilgiyle değil inançla çıktık. Öğretmenlik sadece ders anlatmak değildir. Bazen sadece bir cümle olur öğretmenlik: Ben sana inanıyorum.’"