Rasim Cinisli: Hanedanın hakları verilsin

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Rasim Cinisli: Hanedanın hakları verilsin

Gündem Haberleri  / Türkiye Gazetesi

“Siz babanızdan, dedenizden kalan mirasa talip olmuyor musunuz? Kaldı ki, Osmanlı hanedanı üyeleri, avukatlarının ‘Milletlerarası mahkemeye götürelim’ teklifini ‘Bize yakışmaz diye reddediyor”

Mahmut Özay
İSTANBUL

Rasim Cinisli, Erzurum’un köklü ailelerinden birinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Genç bir üniversite öğrencisi olarak geldiği İstanbul’da kendini politik bir ortamın içinde buldu. İstanbul Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken dönemin önemli fikir adamlarıyla tanıştı. 27 Mayıs yargılamalarına tanıklık etti. Zorlu bir mücadele sonunda Millî Türk Talebe Birliğinin kurucu genel başkanı oldu. Gençlik lideri olarak başarıları onu siyasetin içine çekti.

Adalet Partisinden Erzurum milletvekili seçildi. Süleyman Demirel’e muhalif 41’ler Hareketi içinde yer aldı. Demokratik Parti’nin kurucularından oldu ve 1973 seçimlerinde yeniden parlamentoya girdi. Aktif politikaya uzun bir süre ara verdikten sonra 1990’lı yıllarda Tansu Çiller’in davetiyle DYP İstanbul İl Başkanı oldu. Ancak kısa süre sonra istifa etti.

Daha sonra Türkiye İçin Birlik Hareketi’ni kurdu ve sağın önemli münevverlerini bir çatı altında topladı. Kendi deyimiyle: “AK Parti sahneye çıkınca artık başka oluşuma gerek kalmadı.”

Bilgisiyle ve olaylara vukufiyetiyle bizi geçmişe götüren Rasim Cinisli ile bir araya geldik. Türkiye’ye şehzadelerin dönmesi için 1974’te büyük uğraşlar veren, konuyu kanun teklifi ile Meclis’in gündemine getiren Cinisli, bu “vefayı” başardı da...

Memlekettin birçok hadisesine bizzat şahitlik eden Cinisli şunları söyledi:

“Ben Osmanlı hanedan üyeleri için gücümün yettiği şeyi yaptım ve geri çekildim. Dedelerinden miras kalan yerler onlara iade edilmeli. Bu en temel insan hakkı değil mi? Sizin dedenizden kalan miras sizin değil mi?

Bu asil insanlar birçok ülkeye savruldular, zor durumdalar. Kimsenin himmetine gerek yok. Dedesinin, anasının helallerini versinler yeter. Abartılı rakamlar istemiyorlar zaten. Ben bunu bugünkü idarenin çok önceden çözmesini arzu ederdim. Avukatları ‘Mağduriyetinizi milletlerarası mahkemeye götürelim’ diyorlar ama onlar ‘Türkiye’yi şikâyet etmeyiz’ deyip reddediyorlar.

İŞ İLE SÖZ ORANTILI OLMALI

Bugün ülkede hangi şikâyeti ortaya koyarsanız bir ucu 27 Mayıs’a bağlanır. Ben o kanaateyim. Ama burada Tayyip Bey’de gördüğüm cesaretin yüzde 15’ini Süleyman Demirel’de bulabilseydim bu memleket bugünlere büyük problemlerle gelmezdi.

Böyle cesaretli birinin artık temkinli durmasına gerek yok... Kendisi güzel şeyler söylüyor. Yalnız sözü güzel olanın, -özellikle bu Osmanlı ailesi konusunda-  icraatı da büyük olmalı.

AKTİF SİYASETİ BIRAKTIM

Aktif siyaset defterini kapattım. Ama memleket evladının siyaseti rafa kaldırma lüksü yok. Fikir planında konuşacağım ve geçmişi anlatacağım. Bunlar ülkemin iyiliği için ise anlatılmalı.

68 KUŞAĞI PALAVRA...

Ara ara televizyonlara çıkıp Menderes ve arkadaşlarını eleştirenler oluyor. O şahsiyetler DP’nin Tahkikat Komisyonu ile CHP’nin Tedbirler Kanunu’nu iyi araştırsınlar. Tedbirler Kanunu denilen şey 1962 yılında İsmet İnönü Başbakan olduğu zaman çıkarılmıştır. Darbeyi ve kararları tenkit etmek, idamlar hakkında hüküm vermek ve eleştirmek, DP’den bahsetmek gibi şeylere bir yıldan 5 yıla kadar ağır hapis cezaları vardı.

Ve bu kararlar 1962’den 1969’a kadar devam etti. Bunlar devletin kanunlarıydı. Sonra çıkıyorlar ‘68 kuşağı’ falan diye, kahramanlıktan bahsediyorlar. Ne yiğitliği ya? Hangi despot yapıya karşı verilen bir mücadele var? 68 kuşağı tamamen palavra...

MENDERES’İN HÂLİNE ÜZÜLDÜM

Yassıada mahkemelerinin olduğu dönemde oraya gittim. Üç defa Menderes ve arkadaşlarının Yassıada’daki perişan hâlini gördüm ve çok üzüldüm.

ENVER BEY'DEN ÇOK DESTEK GÖRDÜM

Enver Ören Bey’le ilişkilerimiz çok güçlüydü. Büyük hizmetler yaptı. Muhteşem bir insandı. Çok büyük desteklerini gördüm. Osmanlı ailesine de büyük yardımları oldu. Bir hayırsever bunları yapıyorsa devlet neden yapamıyor? Aynı fikrin sahibi olduğunu iddia edenler niçin kılını kıpırdatmıyor?

ŞAŞIRDIĞINIZ AN...

 Eski Başbakan Adnan Menderes’in oğlu merhum milletvekili Aydın Menderes’e çok güvendim, çok daha basiretli olur düşüncesiyle hareket ettim. Onunla her şeyimi paylaştım. Geniş kesimli bir parti kuracaktık, bütün hazırlıkları yaptık. Aydın Bey’e de bunu anlatmaya gittim. İkna olmadı, engellemek için bahaneler sıraladı. O kadar birikimli isimler varken o gitti öyle kişilerle birlikte oldu ki...

ÜZÜLDÜĞÜNÜZ AN...

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bey’e ‘Osmanlı ailesinin hakları için bir vakıf kuracağız bize yer verin’ dedim. Bana sorduğu ilk sual ‘Abi dedelerinden kalan mallarını isteyecekler mi?’ oldu. O sözü beni yaralamıştı. Ben de ‘Babanız mallarını miras bıraktığında, onun tapularını almayacak mısınız?’ dedim.

 

Düzenleyen:  - Gündem
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...