Bitlis'te tüyler ürperten manzara! Tarihi mezarlar hedefleri oldu
Van Gölü’nde meydana gelen su çekilmesiyle birlikte Bitlis’in Tatvan ilçesinde yeniden gün yüzüne çıkan tarihi mezarlar, definecilerin hedefi haline geldi. Uzmanlara sanat tarihçileri, arkeolog ve sualtı arkeologlarının bölgede acilen çalışma yapması gerektiğini söyledi. Kaçak kazıların geri dönüşü olmayan riskler taşıdığına dikkat çekildi.
Van Gölü’nün yükselen suları nedeniyle su altında kalan tarihi toplu mezar alanı, çekilme başlayınca yeniden ortaya çıktı. halk arasında "mezarlık alanı" olarak bilinen bu bölgede, motifli taş yapılar dikkat çekti. Taşların bir kısmında haç işaretleri, bazılarında ise farklı dönemlere ait olduğu düşünülen çeşitli motifler yer alıyor. Bu durum, bölgenin çok kültürlü tarihine ışık tutabilecek nitelikte.
HEPSİ TEHDİT ALTINDA
Uzun yıllardır göl sularının yuttuğu bu taşlar, şimdi ise bilinçsizce yapılan kaçak kazıların tehdidi altında. Kaçak kazılar sebebiyle alandaki bazı mezar taşlarının kırıldığı, bazı mezarların ise kazılarak tahrip edildiği görülüyor. Her geçen gün artan define arayışı, bu değerli taşlara büyük zarar veriyor.
TAŞLARIN NEYE AİT OLDUĞU KESİN BİLİNMİYOR
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, Adabağ köyü açıklarında görülen taşların mezarlık ya da yerleşim yerine ait olabileceğini belirtti. Ancak bölgede henüz sistematik ve bilimsel bir araştırma yapılmadığı için taşların mahiyeti hakkında kesin bir bilgi olmadığını vurguladı. Demirtaş, "Son dönemlerde yaşanan büyük su çekilmesiyle birlikte sular altında kalmış bazı tarihi motifler, taş yapılar, dikili taşlar ve muhtemel yerleşim yeri kalıntıları ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, söz konusu alanın bir yerleşim yerine mi yoksa bir mezarlığa mı ait olduğu sorusu gündeme gelmiştir" dedi.
"DEFİNECİLERE KARŞI KORUMA TEDBİRLERİ ALINMALI"
Prof. Dr. Demirtaş, bölgede defineciler tarafından yapılan kaçak kazıların ciddi bir tahribata yol açtığını belirterek, "Ne yazık ki bu taşların bulunduğu alan ve çevresindeki diğer tarihi bölgeler, defineciler tarafından büyük ölçüde tahrip edilmektedir. Bu alanların, definecilere karşı koruma tedbirleriyle güvence altına alınması büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı.
Define arayışının mezarlıklar, ibadet yerleri gibi alanlarda hiçbir şekilde anlam taşımadığını belirten Demirtaş, "Define; mezarlıkta, kilisede, camide olmaz. Bu tür yerlerde define aramak beyhude bir çabadır. Bu vesileyle define arayanlara bunu bir kez daha hatırlatmak isterim" dedi.
Uzmanlara göre, bu taş yapıların gerçek niteliğinin anlaşılabilmesi için sanat tarihçileri, arkeologlar ve sualtı arkeologlarının bölgede acilen çalışma yapması gerekiyor. Ancak kaçak kazıların devam etmesi durumunda, bölgenin taşıdığı muhtemel arkeolojik değerler geri dönüşü olmayan bir şekilde yok olabilir.
Bölge halkı ve uzmanlar, yetkililere çağrıda bulunarak, Adabağ köyü açıklarında ortaya çıkan bu tarihi alanın bir an önce koruma altına alınmasını ve bilimsel araştırmalara açılmasını talep ediyor.