Erdoğan'dan Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Mezuniyet Töreni'nde net mesaj: Anadolu'ya da tarih sahnesine de dün gelmedik

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da “Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Mezuniyet Töreni”nde konuştu. Malazgirt Meydan Muharebesinin 954. yıl dönümüne atıfta bulunan Erdoğan, "Biz Anadolu'ya da tarih sahnesine de dün gelmedik. Bizi buradan çıkarmaya çalışanlar oldu. Kardeşliğimizi bozmaya, aramıza nifak duvarları örmeye yeltenenler oldu. Sarsılmaz imanla hepsini tek tek püskürttük." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Mezuniyet Töreni'nde önemli açıklamalarda bulundu.
"5 BİN 11 KARDEŞİMİZİ HEP BİRLİKTE BUGÜN MEZUN EDİYORUZ"
Sözlerine, "Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatımızın her bir mensubuna selamlarımı gönderiyorum. Milletimizin huzuru için çalışan güvenlik güçlerimize başarılar diliyorum." diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zorlu ve nitelikli eğitim sürecini başarıyla bitiren her bir genç kardeşimi tebrik ederim. Genç arkadaşlarımıza kılavuzluk eden tüm komutan ve hocalarımıza teşekkür ederim. Anne ve babalarımızın her birine şükranlarımı sunuyorum. Yürekleri Türkiye için atan bu evladımızın mutluluklarına ortak olduğumu ifade etmek isterim. 5 bin 11 kardeşimizi hep birlikte bugün mezun ediyoruz. Aynı zamanda dost ve kardeş ülkelerden gelerek akademide öğrenim gören 15 subayımızın mezuniyetine iştirak ediyoruz. Tüm mezunlarımızın her birini tebrik ederim." ifadelerini kullandı.
"Karşımdaki şu tablo yarınlarımız için bir söz, bugünümüz için bir güvencedir." diyen Erdoğan, "Her birinizle aileniz, komutanlarınız kadar gurur duyuyorum. Cennet vatanımızın her bir noktasında görev yapacak askerlimize güzel bir meslek hayatı dilerim." şeklinde konuştu.
"BİZ ANADOLU'YA DA TARİH SAHNESİNE DE DÜN GELMEDİK"
Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişi ve geleneği olan bir devlet olduğundan bahseden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bu aziz millet şerefli bir maziye sahiptir. Biz Anadolu'ya da tarih sahnesine de dün gelmedik. Erdemlerimizle çok geniş bir coğrafyayı nakış nakış işledik. Adaletin sancaktarı olduk. Bizi buradan çıkarmaya çalışanlar oldu. Kardeşliğimizi bozmaya, aramıza nifak duvarları örmeye yeltenenler oldu. Kimi zaman ülkemizdeki maşalarını harekete geçirdiler. 40 yıl boyunca besleyip büyüttükleri militanlarını 15 Temmuz'da üzerimize saldılar. Sarsılmaz imanla hepsini tek tek püskürttük. Şehit ve gazilerimizin mukaddes emanetine dört elle sahip çıktık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şehit ve gazilerimizin mukaddes emanetine dört elle sahip çıktık. Son 23 yılda yaşadığımız nice saldırıda bir olduk, beraber olduk, sırt sırta verdik, sonunda vatanımıza göz dikenleri hüsrana uğrattık." dedi.
"ANADOLU'DAKİ 1000 YILLIK VARLIĞIMIZIN BÜTÜN AŞAMALARINI SAHİPLENİYORUZ"
"Dün tarihimizdeki iki önemli dönüm noktasının yıl dönümüydü." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Malazgirt Zaferimizin 954. seneyi devriyesini gururla idrak ettik. Büyük Taarruz'un 103. yıldönümünü iftiharla andık. 3 gün sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 103. yıldönümünü coşkuyla kutlayacağız. Biz ülkemizdeki tek parti zihniyetinin temsilcileri gibi tarihimizi 100 sene önceden başlatmıyoruz. Tam tersine tarihimizin tamamını baş tacı ediyoruz. Selçuklu ve Osmanlı ile Cumhuriyetimizi karşı karşıya getirmeye çalışan köksüzlere rağmen Anadolu'daki 1000 yıllık varlığımızın bütün aşamalarını sahipleniyoruz. Bir ağacın kökü ne kadar derinlere inerse, gövdesi de o kadar sağlam olur. Gövdesi ne kadar sağlamsa dalları da o derece geniş ve kuşatıcı olur. Biz kökü de gövdesi de dalları da sapasağlam bir milletiz. Daha nice asırlar boyunca öz yurdumuzda özgürce yaşamaya inşallah devam edeceğiz. Bu topraklardaki 1000 yıllık varlığımızı daha nice zafer, destanla süsleyecek, gelecek nesillere büyük ve güçlü Türkiye bırakacağız."
"FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN HESABI ENİNDE SONUNDA SORULACAKTIR"
İsrail işgali altındaki Gazze'deki insani duruma da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bugün Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda yaşanan zulümler hepimizin yüreğini dağlıyor. Açlıktan karınları sırtlarına yapışmış masum yavruların görüntüleri kalp taşıyan her canlı gibi bizim de içimizi kanatıyor. Mazlum bir halkın soykırıma uğraması karşısında üzülüyoruz, hüzünleniyoruz. Siyonist cinayet şebekesinin katliamlarına bu kadar devam edebilirse elbette hepimizi hüzünlendiriyor. Kendilerini dev aynasında gören zalimler mutlaka kaybedecek rezil olup gideceklerdir. Masumların oluk oluk akan kanlarında hiç şüphe yok ki o kanları dökenler de boğulacaktır. Cenab-ı Allah zalimlerin hesabına yarına bırakır ama yanlarına bırakmaz. Her gün kameralar önünde kalleş kurşunların ve bombaların hedefi olan Filistinli kardeşlerimizin hesabı eninde sonunda sorulacaktır."
"KENDİNİ DEVLETTEN, TOPLUMDAN ÜSTÜN GÖRENLERİN TEPELERİNE BİNECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
"Şöhret geçici, şeref kalıcıdır. Yetki geçici, itibar kalıcıdır. Mevkii geçici, iz kalıcıdır. Sizin göreviniz iz bırakmaktır. İyilikte, adalette, merhamette, devlete ve millete hizmette iz bırakmak. Her birinizin görevinizi bu şuurla yapacağına yürekten inanıyorum. Buradaki her bir arkadaşımdan meslek hayatı boyunca bu değerlere sıkı sıkıya sarılmasını istiyorum. Hükümet olarak biz de sizin vazifenizi en iyi şekilde yerine getirmek için gerekli imkanları sağlamaya devam edeceğiz. Sokak çeteleri, suç örgütleri, zehir tacirleriyle mücadelemizi kararlılıkla hukuk önünde sürdüreceğiz. Türkiye'nin huzuruna kast edenler devletimizin tüm güvenlik güçlerinin çelikten iradesiyle karşılaşacaklardır. Rabbim şehit ve gazilerimizin emaneti bu aziz vatana hakkıyla sahip çıkabilmeyi hepimize nasip eylesin diyorum."