'Nükleer denizaltı'da son söz Türkiye'nin! Trump emri verdi, gözler Ankara'ya çevrildi

ABD, Rusya’ya gözdağı için nükleer denizaltıları Karadeniz’e konuşlandırmak istemesi durumunda, Montrö Boğazlar Sözleşmesi gereği Türkiye’den izin almak zorunda. Milletlerarası hukuk uzmanı Erkiner, Ankara’nın elinde güçlü bir hukuki yetki olduğunu belirterek “Türkiye, kendi millî çıkarlarını öncelikli olarak gözetmelidir” diye konuştu.
GAMZE ERDOĞAN'IN HABERİ - Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev’in nükleerle ilgili açıklamalarına karşılık veren ABD Başkanı Donald Trump, yine uluslararası kamuoyunu karıştırdı. Uygun bölgelere iki adet nükleer denizaltı gemisi gönderilmesi emrini verdiğini bildirerek Rusya’yı tehdit eden Trump’un bu açıklaması gözlerin Türkiye’ye çevrilmesine yol açtı.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre ABD, Çanakkale ve İstanbul Boğazlarından Karadeniz’e savaş gemisi göndermek istemesi durumunda Türkiye’den izin almak zorunda.
Milletlerarası hukuk uzmanı Hakkı Hakan Erkiner, gazetemize yaptığı açıklamada, Montrö Sözleşmesi’nin yalnızca Türk Boğazlarına değil, doğrudan Karadeniz’in güvenlik rejimine ilişkin hükümler taşıdığına dikkat çekti.
Erkiner “Bu sözleşme, Karadeniz’e savaş gemilerinin girişini ve bölgede kalış süresini sınırlayan bir güvenlik rejimidir. Nükleer denizaltıların Karadeniz’de sürekli olarak bulunmasına izin vermez” dedi.
Erkiner, Türkiye’nin yalnızca bu tür gemilerin Türk limanlarını ziyaret etmesine izin verme yetkisine sahip olduğunu ve bu iznin tamamen Ankara’nın takdirinde olduğunu kaydetti. “Türkiye’nin böyle bir izni vereceğini kesinlikle düşünmüyorum” diyen Erkiner, bu tür iddiaların doğruluğunun da sorgulanması gerektiğini vurguladı.
TAKTİKSEL BİR BLÖF OLABİLİR
ABD’nin son dönemde dış politika söylemlerinde tutarsızlık yaşandığını dile getiren Hakkı Hakan Erkiner “Amerikan hükûmetleri sıkça fikir değiştiriyor. Bu nedenle bu tür beyanatları ciddiyetle ele almak yanıltıcı olabilir” dedi.
Erkiner, mevcut küresel dengelerin göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade ederek “Rusya bir nükleer güçtür ve ABD’nin bu kadar doğrudan bir kışkırtma içinde olacağını sanmıyorum. Bu olsa olsa Trump yönetiminin taktiksel bir blöfüdür. Türkiye’nin uzun süredir yürüttüğü denge politikası Karadeniz’in güvenliği açısından kritik öneme sahip. Mevcut hükûmetin bu politikadan saparak bölge güvenliğini riske atacak bir adım atması beklenemez” diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARI ÖNEMLİ
Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi kapsamında Boğazlardan geçiş izni vermemesi durumunda, ABD savaş gemilerinin Karadeniz’e ulaşmasının mümkün olmadığını vurgulayan milletlerarası hukuk uzmanı Erkiner “Bu noktada Türkiye’nin elinde güçlü bir hukuki yetki vardır. Her devlet gibi Türkiye de kendi millî çıkarlarını öncelikli olarak gözetmek zorundadır” şeklinde konuştu.
Erkiner, Trump’ın Türkiye’ye yönelik son açıklamalarının ise mevcut risklere rağmen Türkiye’ye baskı kurma çabası olarak okunması gerektiğini dile getirerek Ankara’nın Moskova ile enerji başta olmak üzere pek çok stratejik alanda iş birliği içerisinde olduğunu hatırlattı.
Erkiner “Amerika’nın blöfl erine kanmamalıyız. Türkiye, Montrö Sözleşmesi çerçevesinde hareket ederek hem hukuki hem de stratejik olarak doğru bir tutum sergilemelidir” değerlendirmesinde bulundu.
ANKARA, TAM YETKİYE SAHİP
Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre barış zamanında yabancı savaş gemilerinin Çanakkale ve İstanbul Boğazlarından (Türk Boğazları) geçişinde tam yetkiye sahip.
Montrö’nün ana hükümleri şunları içeriyor:
BARIŞ ZAMANINDA GEÇİŞ: Ticaret gemileri, bayrağına bakılmaksızın Boğazlardan serbestçe geçebilir. Savaş gemileri için ise bazı kısıtlamalar mevcuttur.
SAVAŞ GEMİLERİNİN TONAJ VE KALIŞ SÜRESİ KISITLAMALARI: Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin savaş gemileri için belirli tonaj sınırlamaları ve Karadeniz’de kalış süreleri (genellikle 21 gün) vardır.
TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ: Türkiye savaşan bir devletse veya kendini yakın savaş tehlikesinde görürse, Boğazlardan geçişi tamamen kontrol etme hakkına sahiptir.