Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a can suyu

Düzenleyen: / Kaynak: AA
Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a can suyu

GÜNDEM Haberleri  / AA

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarına bereket katacak olan 'KKTC Sulamaları İletim Tüneli' hizmete girdi. Açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu projeyle tarım sektörü çağ atlayacaktır. Tarım yapılacak arazilerin sulamaya açılmasıyla yıllık 156 milyon lira gelir artışı ve yaklaşık 10 bin kişilik istihdam sağlanacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Sulamaları İletim Tüneli Işık Görünme Töreni'ne, Vahdettin Köşkü'nden canlı bağlantıyla katıldı. Bir ada ülkesi olması ve kısıtlı doğal kaynakları nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin son 30 yıldır giderek artan bir şekilde su sıkıntısı yaşadığını ifade eden Erdoğan, bu sorunun çözümü için Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a içme ve sulama amaçlı su götürülmesinin her dönem gündeme geldiğini ancak bu projenin bir türlü gerçeğe dönüşmediğini vurguladı.

"TARİHİ, KÜLTÜREL VE COĞRAFİ BAĞLARA BİR YENİSİNİ DAHA EKLEMİŞ OLDUK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2015 yılında 80 kilometre uzunluğunda, denizin 250 metre altından geçen 'Askıda Deniz Geçiş Sistemi'yle yıllık 75 milyon metreküp suyu anavatandan, yavru vatana ulaştırdık. Ayrıca modern içme suyu arıtma tesisi ve 529 kilometre uzunluğundaki dağıtım hattıyla Kuzey Kıbrıs'ın tamamına memba suyu kalitesinde içme, kullanma suyu temin ettik. Dünyada eşi benzeri olmayan bu projenin deniz geçişi ishale hattında 8 Ocak 2020'de meydana gelen arızayı da en kısa sürede çözüme kavuşturduk. Böylece Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki tarihi, kültürel, coğrafi bağlara bir yenisini daha eklemiş olduk." diye konuştu.

Bugün de anavatanın suyunu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bereketli topraklarıyla buluşturacak Sulama İletim Tüneli'nin açılışını yaptıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sulama projemizde suyu temin edecek 5,7 kilometre uzunluğundaki iletim tünelinde ışığı göreceğiz. Güzelyurt Ovası Sulaması İletim Yapıları, bu projeyle daha önce yer altı su kaynaklarıyla sulanan 18 bin 730 dekar araziye su iletilecektir. Meserya Ovası Sulaması Projesi kapsamında ise 97 bin 200 dekar arazi ilk kez sulama suyuyla buluşacaktır. Tarım yapılacak arazilerin sulamaya açılmasıyla yıllık 156 milyon liralık gelir artışı ve yaklaşık 10 bin kişilik ilave istihdam sağlanacaktır. Projenin tamamlanmasıyla birlikte tarım sektörü çağ atlayacak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kalkınma hamlesi farklı bir ivme kazanacaktır. Gayemiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gelişip güçlenmesi ve Kıbrıs Türk halkının daha müreffeh bir geleceğe sahip olmasıdır."

"ADA'DA TÜRK TOPLUMUNU YOK SAYAN ZİHNİYET KIBRIS SORUNUNU BİR KANGRENE DÖNÜŞTÜRMÜŞTÜR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda hayata geçirdikleri altyapı projeleriyle milletle Kıbrıs Türkü arasındaki beraberliği her alanda pekiştirdiklerini belirterek, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki kardeşlerimizin geleceklerine çok daha umutla ve güvenle bakmasını sağladık. Özellikle su sıkıntısını giderecek projelerimizle Kıbrıs Türkünü kimseye muhtaç etmeme kararlılığımızı ortaya koyduk." diye konuştu.

Tünelin ülkelere ve Kıbrıs Türküne hayırlı olmasını dileyerek, projenin hayata geçirilmesine vesile olan herkesi tebrik eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kıbrıs Türkü adaletsizliğin ve çifte standardın ne demek olduğunu gayet iyi bilir. Yarım asırdır süren müzakere sürecinde Kıbrıs Türkleri çözümsüzlüğün en büyük mağduru olmuşlardır. Kapalı kapılar ardında Kıbrıs Türklerinin hakkını teslim edenler, iş icraata geldiğinde maalesef hep üç maymunu oynadılar. Herkesin hakkına saygı gösteren adaletli bir çözüm yerine Kıbrıslı kardeşlerimizi öz yurtlarında azınlık statüsüne mahkum etmek istediler. Ada'da Türk toplumunu eşit görmeyen, hatta yok sayan zihniyet Kıbrıs sorununu bir kangrene dönüştürmüştür. Kıbrıs müzakereleri, Rum tarafının uzlaşmaz, Ada'daki gerçeklerden kopuk tutumu ve şımarıklıkları nedeniyle sonuçsuz kalmıştır. 1963-1974 yıllarında Kıbrıs Türk halkını katledenler, müzakere süreçlerinde çözüme yaklaşıldığı anda olmadık bahanelerle masadan kaçmışlardır. Annan Planı'nı ret eden Rumlar, Avrupa Birliği üyeliğiyle ödüllendirilirken, aynı plana 'evet' diyen Kıbrıs Türkleri cezalandırılmıştır. Kıbrıs Türk'üyle bırakın siyasi gücü, refahı, 'hastaneleri bile paylaşmam' diyen bir zihniyetle ortak bir gelecek kurulması zaten mümkün değildir."

Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a can suyu

"MÜZAKERE SÜRECİ İKİ TOPLUM ARASINDA DEĞİL, İKİ DEVLET ARASINDA YÜRÜTÜLMELİDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs'ta bir çözüm aranıyorsa bunun ham hayaller değil, sahadaki gerçekler üzerinde inşa edilmesinin şart olduğunu belirterek, "Yeni bir müzakere süreci olacaksa bu artık iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yürütülmelidir." dedi.

Türkiye'nin teklifiyle gerçekleştirilen bu toplantıda Kıbrıs Türklerinin kalıcı çözüm yolunda yeni, makul ve adil önerilerde bulunduğunu dile getiren Erdoğan, raf ömrünü tamamlamış modeller üzerinde vakit harcamak yerine artık adada farklı kültür, dil, din ve geleneklere sahip iki ayrı halkın, iki ayrı devletin olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ifade ettiklerini kaydetti.

Erdoğan, "Türkiye olarak biz de değerli kardeşim Sayın Tatar liderliğinde Kıbrıs Türk tarafının Cenevre'de yaptığı önerilere tam destek verdik. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanı Tatar'ı Cenevre'de gösterdiği liderlik ve sergilediği kararlı duruş nedeniyle huzurlarınızda tebrik etmek istiyorum. Kıbrıs'ta çözümsüzlüğün bedelini artık hiç kimse Türk tarafına ödetemez." ifadelerini kullandı.

Maraş'la ilgili atılan adımla Kıbrıs Türk halkının adadaki hukuksuzluğa daha fazla tahammül etmeyeceğini gösterdiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kıbrıs'ta bir çözüm aranıyorsa bunun ham hayaller değil, sahadaki gerçekler üzerinde inşa edilmesi şarttır. Yeni bir müzakere süreci olacaksa bu artık iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yürütülmelidir. Bu müzakerelerde her iki devletin nasıl iş birliği yapabileceği belirlenmelidir. Bunun için öncelikle Kıbrıs Türkünün egemen eşitliğiyle eşit statüsü teyit edilmeli ve müzakereler bundan sonra başlamalıdır. İki devletli çözümü reddetmek Kıbrıs Türk halkının egemenliğini, eşitliğini, bağımsızlığını, devletini reddetmek demektir. Ne bizim ne de KKTC'nin böyle bir adaletsizliğe, böyle bir hak gaspına rızası yoktur. Bilhassa Kıbrıs Türkünün Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları üzerinde var olan haklarının yenilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Karadeniz'dekine benzer güzel haberleri Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerimizden de alacağımıza inanıyoruz."

"KIBRIS TÜRK HALKININ YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek adada gerekse Doğu Akdeniz'de barış, güvenlik, istikrar ve refahın hakim kılınması için Kıbrıs Türk halkının yanında olmayı sürdüreceklerini belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanım, aziz Kıbrıs Türkü kardeşlerim, Türkiye olarak ahdi ve tarihi sorumluluklarımız çerçevesinde milli davamız olan Kıbrıs'a sahip çıkmakta kararlıyız. KKTC'nin kaderini kendi kaderimizden asla ayrı görmedik, görmüyoruz. Kuzey Kıbrıs halkının refahı, kendi ayakları üzerinde güvenle durabilmeleri, kalkınması ve gelişmesi öncelikli hedefimizdir." ifadelerini kullandı.

Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgını döneminde Kıbrıs Türklerini asla kaderlerine terk etmediklerini dile getiren Erdoğan, 15 Kasım'da açılışı yapılan Lefkoşa Acil Durum Hastanesi ile en sıkıntılı günlerinde Kıbrıs Türk halkının yanında olduklarını vurguladı.

100'e yakın ülkenin halen ilk doz aşıya dahi ulaşamadığı bir dönemde ve bir denklemde farklı kaynaklardan temin edilen aşıların Kıbrıslı kardeşlerle paylaşıldığını belirten Erdoğan, sanayiden eğitime, savunmadan bilişime, tarımdan turizme kadar çok geniş bir yelpazede birbirinden önemli projelerin hayata geçirildiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türk halkını teslim almaya yönelik insanlık dışı tecridin üstesinden ancak bugün açılışı yapılan somut alt yapı projeleriyle gelinebileceğine işaret ederek, "Bizler tek yürek, tek bilek hareket edersek Allah'ın izniyle önümüzde durabilecek hiçbir engel, hiçbir zorluk yoktur. Anavatan ve garantör Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ve Kıbrıs Türk halkının yanında olacaktır. Rabbim yar ve yardımcımız olsun." ifadelerini kullandı.

Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a can suyu

BAKAN PAKDEMİRLİ: YIL SONUNDAN ÖNCE GÜZELYURT'A SUYU VERMEYİ PLANLIYORUZ

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, KKTC Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu ile bir araya geldi. Pakdemirli, yıl sonundan önce Güzelyurt'a suyu vermeyi planladıklarını belirtti. 

Çiftçinin ve hayvancının sorunlarını çözmek için büyük bir gayret içerisinde olduklarını ifade eden Çavuşoğlu, salgından dolayı hayvancının ürettiği sütün pazarlanmasında sorunlar yaşandığını, kuraklıktan dolayı çiftçilerin sıkıntılar yaşadığını ve halkın susuzluk kaynaklı problemlerle yüz yüze kaldığını anlattı. Çavuşoğlu, tüm bu sıkıntıların Bakan Pakdemirli tarafından yakından takip edildiğini ve Pakdemirli’nin bu sorunların çözümü için büyük gayret sarf ettiğini belirtti. 

Bu sene sonuna varmadan Güzelyurt’u suya kavuşturmayı hedeflediklerini dile getiren Bakan Pakdemirli, Mesarya ile ilgili çalışmanın ise hattın devamı niteliğinde devam edeceğini belirtti. KKTC’de pazarın Türkiye kadar açık olmaması, dış etkilere açık olması nedeniyle zaman zaman eksiklik ya da fazlalık gibi sorunlar yaşandığını ifade eden Pakdemirli, kendilerini Kıbrıslı Türk kardeşlerinin sigortası olarak gördüklerini, ellerinde ürün fazlası ya da eksiği olduğu zaman gerekeni yaptıklarını, bunun aynı şekilde devam edeceğini anlattı. 

Düzenleyen:  - GÜNDEM
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...