DÜNYADA YETİM KALMAK BUYMUŞ

DÜNYADA YETİM KALMAK BUYMUŞ
Hoşseda Haberleri

23/2/1978… İstanbul Fatih'deki Sabır Apt. 5. Katta, perşembeyi cuamaya bağlayan akşam dünyaya gözlerimi açtığımdan bugüne kadar hatıralarımın sayısını ben de hatırlayamıyorum. Birkaç tanesini analatacağım.



Sabır Apt. Enver Amacaların evinin tam karşısı. Rahmetli babacığım, ben doğunca 23'e müjde vermeye gitmiş. Elinde bir teneke bal varmış. Kapıyı mübarek hocamız açmışlar. Babam, hediyeyi arz etmiş. Hâl hatırdan sonra, "Efendim bir kızım oldu" diye müjdeyi vermiş.
"Öyle mi efendim, maşallah. Kız çocuğu berekettir" deyip, "Ben de size bu balı hediye ediyorum. Annesi ile beraber yersiniz şifa olur" buyurmuşlar.
Babam isim sormuş. "Yedi gün sonra gelin efendim, söyleriz" diyerek babamı yolcu etmişler. Yedinci gün babam gidince Enver Amcam kapıyı açmış. Babamı görünce, "Maşalah, Mukaddes'in babası gelmiş" diyerek, karşılamışlar. İsim tamam; Mukaddes olarak konduğunu babama böyle anlatmışlar. Bebekliğimiz kucaklarında, çocukluğumuz dizlerinin dibinde geçen bir dönem çok güzel, çok feyizli çok bereketli günler idi. O günler, biz çocuklar Enver Amcamızdan gelecek bir çikolatayı eeşe ile beklerdik.
11 yaşlarındayım… Temmuz ayında boya badana işine kalkışmışız. Usta evde çalışıyor. Babam kırk derece ateş ile yatıyor. Hava kararmaya başlamış. Anneciğim mutfakda çalışıyor. Kardeşim ekmek almaya gitti. Ustalar gitti, yemek yiyeceğiz. Kapı çaldı. Ben de kardeşim diye kapıyı "Kim o" demeden açıverdim. Karşımda Enver Amcam. Ben şaşkınım evin bir an evin hâlinden; ne yapacağımın, nasıl ağırlayacağımın muhasebesini yapıyorum. "Baban nerde mukaddes?" diye sordular. "Babam hasta Efendim, yatıyor" deyince, "Biliyorum, duydum" diyerek içeriye teşrif ettiler. "Nerede, hani?" diye sordular. "Yatak odasında Efendim" diye cevap verdim. "Enver Ağabey, geliyor" diyerek seslendim ve odaya doğru yürüdük. Babam da ilaçların etkisiyle uyuyordu. Karyolanın ayak ucundan babama seslendiler: "Şerif, geçmiş olsun, aç gözünü!"
Babacığım rüya görüyorum sanmış. O esnada gözünü açtı ve geri kapattı. Enver Amcam tekrar, "Şerif, aç gözünü ben geldim" deyince, babam kendine geldi.
Heyecanla toparlandı. Enver Amcam da babamın yanına gelip, elini avucuna aldı ve yanına oturdu. "Hocamızın selamı var, kendine çok iyi baksın, o bize çok lazım" buyurdular, diyerek babamı neşelendirdi ve bir süre sohbet ettiler.
Ben de ise "Ne ikram edeceğiz" telaşı var. Neyse ki, anneciğimin meşhur yaz şerbetleri imdadımıza yetişti. Bu arada kardeşim de eve geldi ve ikram servisimiz başladı. Babamı, annemi ve bizi sıkıntılı günümüzde mutlu ve mesut ettiler ve "Enver Abi gidiyor" diyerek, hızlı bir şekilde kalktılar.
Hatıralar anlatmakla bitmez…Ta ki, 26/10/1997 Pazar günü ikindi vakti, ani bir şekilde anneciğimin ölüm acısı ile zor günler başladı. Hep büyükler bizim yanımızdaydı. Hocamız, Enver Amcam bizi teselli ediyorlar. Enver Amcamın telefondaki, "Sabret Mukaddes, Cennette kavuşacağız. Sana çok dua ediyorum" sözlerini hiçbir zaman unutmadım.
Ya sabır Allahım…
2001 yılında, çok sevdiğimiz, bizi görünce gözlerinin içi gülen dedemi; arkasından kaybettiğimiz, 18 yıl komşuluk yaptığımız Abdulhakim Amcamın, beni görünce, "Kız Pakize ne yapıyorsun?" deyişini hiç unutamıyorum.
Ve 26/10/2001'de en kıymetlimiz, Mübarek Hocamızı kaybetmenin acısı, 2005'te diğer dedemi, peşinden Gülay Teyzemi, manevi ananem, annem ile Hasan Dayımı…
Memleketten İstanbul'a gelince dayım kitap satışlarına giderken, annemi Faruk Koca amcalara bırakırmış… Annem, haftalarca kalıp, Gülay Teyzenin, Melike Hanım Teyzenin hizmetinde bulunurmuş. Güzel günler geçirip şereflenirmiş. Ondan dolayı, Gülay Teyzemi ziyaret ettiğim zaman bana sıkı sıkı sarılır, "Ben senin ananenim" derdi.
Bu arada, değinmeden geçemeyeceğim… Mübarekler ve peşinden Hanımannemizi kaybettik. Çok asil ve Seyyid Abdulhakim Arvasi hazretlerinin methine mazhar olmuş bir hanımefendiydi. 10/12/2011'de de babacğımı kaybettim, çok acılıydım ama o zamanlar Enver Amcam vardı. O beni hep teslli ediyordu. "Sana çok dua ediyorum" diyordu. Hasta yatağında iken bile bizim gönlümüzü mutlu eder, huzurla doldururdu. Bu mutluluk bize günlerce yeterdi. Çünkü bilirdim ki Enver Amcam vardı.
Ta ki, 22/02/2013 akşam saat 22.00'de acı haber bana ulaşana kadar. Haberi alınca dünyam karardı. Çok zordu. Cünkü Enver Amcamı kaybetmiştim. Artık o da yoktu, beni bu dünyada kim teselli edecekti. Her şeyimi yitirmiştim, kolum kanadım kırılmıştı. "Ya sabır, Allahım Cennette kavuşacağız" deyişini yeniden hatırladım. Hıçkırıklarımı zor zapt ediyordum. Sabır çok zor, meyvesi çok güzel imiş. İnşallah Cennette hep birlikteyiz. Enver Amcam sevdiklerine. sevenlerine kavuştu. İnşallahüteâlâ ben de size kavuşurum. İçim çok acıyor, kavruluyor. Ya sabır Allahım, ya sabır…
Mukaddes Kayacan (Kavakoğlu)
09/03/2013 Pazar, Saat: 17.07


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...