HİCRAN…
Son haddesindeydi bulutlar, boşaldı boşalacak…Canım, cananım, derdim, dermanımdın ve gidiyordun.Bulutlar dolmuştu… Gözler dolmuştu… Ben dolmuştum…Sen gidiyordun.
Bulutlar gözyaşlarını saklıyordu,
Gönüller sırılsıklam,
Gökyüzünün gözleri kapanmıştı ağlamaktan
Gözler çoktan kızarmıştı, yürekler yangın yeri,
Dudaklar mor, dudaklar titremekte seni anmaktan
Sen gidiyordun, kapanıyordu yollar.
Sana gelen yolların her birinde üç beş dostun,
Koşturuyordu hızlı adımlarla sana yetişmek için
Gönüller hıçkırıyor, kâinat ağlıyordu
Soğuk hiç üşümüyordu, içim yanıyordu…
Sen gidiyordun,
Bakışlarını götürüyordun Temmuz sıcağı,
Gözlerini götürüyordun gönüller sığınağı,
Gülüşünü götürüyordun şifa kaynağı,
Gidiyordun…
Sen makamıydı bütün sözler
Dudaklarda nağmeler, gözlerde yaş sendin.
Gençler, babalar, dedeler,
Anneler, nineler, çocuklar seni özler,
Herkes seni özlerdi, biliyordun…
Yine de gidiyordun.
Orada cıvıl cıvıl hazırlık var, şenlik var
Sana kavuşmayı bekleyen yerlerde bahar…
Sen gidiyorsun, buralarda hüzün var
Mahzunum, mahrumum, mahkûmum,
Sana gelinceye kadar bu Dar-ı binur'un mahkûmuyum...
O kadar
Ömer Çardak/26.02.2013