“Hekim o günkü ilkel şartlara rağmen dedemi alçı içinde ildeki hastaneye sevk etmiş.”
Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Geçenlerde eski bir öğrencim Antalya taraflarına, enerji nakil hatlarında çalışmak üzere gidiyor. Köy içindeki bir direkten yere düşüyor. Yerde kalıyor çevrede görenler koşuyorlar. Yerden kaldırmaya çalıştıklarında eliyle işaret ediyor. “112'ye haber verin” diyor. Kendisi de sakince bekliyor. Yarım saat içinde bizim öğrenciye doktorlar yetişiyor. Yerde iken doktor muayene ediyor ve olduğu yerin altını oyup sedyeye alıyorlar. Her tarafını bağlıyorlar, hemen ameliyat oluyor. Allah'ın hikmeti ki Antalya'ya kongre için gelen bir ortopedist profesör de ameliyata giriyor. Omurlarda kırık olmasına rağmen omurilik zarar geçirmediği için bizim öğrenci ayağa kalktı. Sadece uzun bir süre hastanede kaldı. Çok iyi istirahat etti. "Allah'a şükür zor bir problemi bilinçli davranma sayesinde atlatmış oldu” dedim. Bir de dedemin başından geçen 1939 Erzincan depreminde göçük altından çıkarılma olayını anlattım:
“1939 Erzincan depremi çok kuvvetli olmuş. 1991'de de oldu ya o deprem bundan da daha şiddetliymiş ya da binaların zayıflığından olsa gerek çok zayiat olmuş. Dedemin bulunduğu yer ilçeymiş. İlden yardım 2 gün içinde gelmiş. Dedem ile beraber koskoca bölükten 7-8 kişi sağ kurtulmuş. Bölük binasındaki yemekhanede hava gazı tüpleri patlamış, askerlerin çoğu yanarak ölmüş. Hatta dedemin ayakları da yanıktı. Aslında önemli olan şey kurtarma ekibinde bir tane askerî doktor da varmış. Dedemi çıkarırken ve taşırken onu sarsmadan taşıtmışlar. Belinin kırık olduğunu anlamış. Belli kontrollerden sonra o günkü ilkel şartlara rağmen dedemi alçı içinde ildeki hastaneye sevk etmiş. Kırığın iyileşmesi için hareket ettirmeden tam 3 ay kıpırdamadan yatmasını sağlamış. Sağlam kalan askerlere dedemin bakımını üstlendirmiş. Dedem köye dönerken koltuk değnekleriyle gelmiş. İki yıl hiç yük taşımamış. Çünkü dedem doktoruna güvenen, onların dediklerine harfiyen uyan bir insandı. Dedem, sağlıklı olarak 85 sene yaşadı. İki yıl önce başka bir rahatsızlıktan vefat etti.
Osman Bey:
“Düşünebiliyor musunuz? 1939'da da yaşanan olayda bile ilk yardımın doğru yapıldığında hayatların kurtulduğunu görüyoruz. Bu konunun halkta önemsenmemesi ne üzücü” dedi.
Ramazan Günhan-Bursa

