'Ferrari' Hızlı koşan tez yorulur | Sinemada bu hafta
Kültür - Sanat Haberleri / Türkiye Gazetesi
ABD’li Yönetmen Michael Mann, dönem draması “Ferrari”de lüks otomobillerin babası Enzo Ferrari’nin karmaşık özel hayatına odaklanıyor. Ancak Mann, yeterince gaza basmıyor!
MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Enzo Ferrari, İtalya’da atlara nal çakarak başladığı kariyer yolculuğunda büyük bir emekle -ve biraz da eziyetle- milyonlarca insanın hayalini süsleyen o kırmızı arabaları meydana getiren adam oldu. Ancak bu başarının arka planında başarısız bir özel hayat vardı...
Bu hafta gösterime giren yönetmen Michael Kenneth Mann’in dönem draması “Ferrari”, lüks otomobillerin İtalyan kâşifi Enzo Ferrari’nin, arabaları kadar “hızlı” hayatının bir kısmına odaklanıyor. Eserde meşhur otomobil üreticisini Adam Driver canlandırırken karısı rolünde Penélope Cruz karşımıza çıkıyor. Shailene Woodley, Patrick Dempsey ve Patrick Dempsey gibi oyuncular da eserin kadrosunda...
İFLASIN EŞİĞİNDE…
Filmde 1957 yılının İtalya’sına gidiyoruz. Zira bu bir kuruluş hikâyesi değil. Oğlunu yeni kaybeden Enzo Ferrari’nin otomobil şirketi, Büyük Savaş sonrasında iflasa doğru sürüklenmektedir. Ferrari otomobilleri de yarışlarda Maserati ve Jaguar gibi markaların tozlarını yutmaktadır. Üstelik Ferrari, iş ortağı gibi olan eşi Laura’yı aldatarak gayrimeşru bir yuva kurmuş ve evlat sahibi olmuştur. Bir yanda kırmızı arabalarını Mille Miglia yarışlarında öne çıkarmak için hırsla mücadele etmekte, diğer tarafta ise herkesten sakladığı münasebetinin gerilimleriyle boğuşmaktadır...
ÖLÜMÜNE YARIŞ
“Ferrari” filminde süratli otomobillerin yarışlarından ziyade, onları meydana getiren adam merkeze alınıyor. Hızın ve hazzın peşinde ama çalışkan bir iş adamı portesi çiziliyor. Enzo Ferrari; aldatıyor, ihmal ediyor, kibirleniyor ve eziyor... Otomobillerinin yarışları kazanıp öne çıkmaları için sürücülerini ölümü göze almaya dahi zorluyor, “Bu bizim ölümcül tutkumuz, korkunç neşemiz” diyor. Ancak dominant karısına karşı munis bir hâle bürünüyor. Domino taşları bir bir yıkıldığında ise büyük hadiseler ortaya çıkıyor.
Adam Driver bu karakter için belki fiziken doğru bir tercih olmasa da Penélope Cruz’la birlikte ustalıklı bir performans ortaya koyuyor.
VİTES YÜKSELTİLEMİYOR
Ancak filmde Enzo Ferrari’ye dair net bir perspektif yakalandığını, ruhunun derinliklerine inildiğini söylemek zor. Bazı hikâye unsurları ve karakterlerin sathi kaldığı eserde, seyirciyi yeterince tesir altında bırakacak kadar vites yükseltilemiyor.
Öte yandan sürat sık sık değişse de elbette otomobil tutkunlarının zevk alacağı, motor seslerinin kulakları çınlattığı, süratli hatta kanlı yarış sekansları seyrediyoruz. Bunlar bazen sarsıcı da oluyor.
Filmin sinematografisi ve dekorları da ölçülü şekilde devrini tasvir etmekte başarılı…
Neticede “Ferrari”, adını aldığı pahalı oyuncaklar gibi gösterişli olsa da sonunda “Daha iyisi çekilebilirmiş” dedirtiyor!
"AQUAMAN 2"
DENİZLERDE İNTİKAM HARBİ
Malumunuz Marvel ve DC’nin süper kahramanlı rekabeti havada, karada ve tabii ki suda devam ediyor… DC, 2018’de “Aquaman” adlı kahramanını solo bir eserle beyazperdeye taşımış ve en çok hasılat yapan filmleri olmuştu. Kökleri denizlerin altındaki Atlantis İmparatorluğu’na uzanan melez karakter Aquaman, yeryüzü ile denizlerin harbini durdurmak için kardeşiyle taht savaşına girişmişti. Jason Momoa, Patrick Wilson, Amber Heard, Yahya Abdul-Mateen II ve Nicole Kidman’ın yer aldığı filmin ikinci halkası aynı kadro ile bu hafta sinemalara misafir oluyor.
Yönetmenliğini yine James Wan’in yaptığı “Aquaman ve Kayıp Krallık”ta bir intikam hikâyesi işleniyor:
Arthur yani Aquaman, artık hem Atlantis Kralı hem de taze baba olarak karşımıza çıkıyor. Onu ilk seferinde alt etmeyi başaramayan Black Manta ise bu defa büyük bir intikam hissiyle hareket ediyor. Kendisi her zamankinden daha dişli. Zira elinde kötücül bir gücü açığa çıkaran efsanevi Black Trident var. Aquaman ise hapisteki kardeşi Orm ile ittifak kuruyor...
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
“Dejar: Cin Vahşeti”
“Kadınlara Mahsus”
“Cenazemize Hoş Geldiniz”
“Aniden”
'da Takip Edin!
