Haftanın kitapları | "Filozof hükümdarın hayatından dersler"
Haftanın kitaplarında bu hafta “Bilge Kral Marcus Aurelius" , “Ustalaşmanın 12 Kural” ve "Dişi Fare" okurları bekliyor.
MURAT ÖZTEKİN - Haftanın kitaplarında bu hafta üç kitap öne çıkıyor.
FİLOZOF HÜKÜMDARIN HAYATINDAN DERSLER
Marcus Aurelius (MS 121-180) hem Roma İmparatorluğu’nun başı oldu hem de felsefeci kimliğiyle dünya tarihinde yer edindi. Malum bu çok yönlü hükümdar son yıllarda Türkiye’de de popüler. Zira Aurelius’un Boubon antik şehrinden kaçırılan bronz heykelinin 65 yıl sonra ülkemize iade edilmesi büyük yankı uyandırdı. Psikoterapist ve yazar Donald J. Robertson’ın “Bilge Kral Marcus Aurelius” eseri ise bu heykelin arka planındaki sıra dışı hayatı ele alıyor. VakıfBank Kültür Yayınları etiketiyle okursa sunulan eser, Romanlı imparatorun özel notları olan “Kendime Düşünceler”den yola çıkarak onun iç dünyası ile tarihî hadiseler arasındaki irtibat kuruyor. Annesinden aldığı derslerden, Stoacı hocalarıyla yaptığı sohbetlere, İmparator Hadrian’ın entrikalarından, Antoninus Pius’un yönetimine kadar Marcus’un karakterini şekillendiren her bir noktaya eserde temas ediliyor.
BAŞARIYA GİDEN YOLDA TAVSİYELER
Hepimiz hayatımızda başarılı olmak istiyor, eğlence maksadıyla yaptığımız şeylerde bile daha iyi olabileceğimizi hissettiğimizde büyük keyif alıyoruz. Öğrenmek ise henüz tam olarak çözemediğimiz bir hadise... Yazar Scott H. Young “Ustalaşmanın 12 Kuralı” adlı eserinde insanların yeni beceriler edinmesinin zorluğunu araştırıyor. İlerlemeyi mümkün kılmak için başkalarından, uygulamadan, tecrübeden öğrenmek gerektiğini savunuyor ve öğrenme yöntemimizi iyileştirmek için yapılması gerekenleri 12 temel öğrenme kuralında toplayarak özetliyor. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle okura sunulan eser, Kanadalı yazar Young’ın kendi perspektifinden süzülen tasvisyeleri bir araya getiriyor.
MEDENİYETE DAİR FARE İLE SOHBET!
Nobel ödüllü Alman yazar Günter Grass’ın 1986’da yayımlanan “Dişi Fare” eseri insanlığın sonu ve ardından doğan yeni bir medeniyeti merkezine alıyor. Everest Yayınları etiketiyle Türkiye’deki okura tekrar sunulan bu apokaliptik roman, isimsiz bir anlatıcının rüyalarında konuştuğu bir “dişi fare” ile arasında geçen sohbetlerden meydana geliyor. Dişi fare, insanlık tarihini, çevre felaketlerini ve nükleer tehditleri tartışarak farelerin insanlardan daha üstün bir tür olarak dünyayı devralacağını savunuyor. Bu diyaloglar, insanın tabiata karşı sorumsuzluğunu ve kendi sonunu hazırladığını vurguluyor. Yazar Grass, masal, seyahatname, sürreal roman, şiir ve sinematik anlatı unsurlarını iç içe geçirerek çok katmanlı bir anlatı kullanıyor.
