Necmeddin Okyay'a saygı sergisi: Akkâse ebrularla minnet borcu

Düzenleyen:
Necmeddin Okyay'a saygı sergisi: Akkâse ebrularla minnet borcu

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Necmeddin Okyay’a keşfettiği akkâse ebrularla saygı sergisi açan Alparslan Babaoğlu “Yazılarını ebru teknesinden sağlam çıkardığım zaman, kendilerine hizmette bulunmuş gibi hissettim” diyor.

Murat ÖZTEKİN

Ebru sanatçısı, hattat, mücellit, şair, gül yetiştiricisi, din adamı ve niceleri... Klasik Türk sanatlarının efsane ismi Necmeddin Okyay; bunun gibi çok sayıda sıfatı üzerinde taşıyordu. Onun klasik sanatlara kazandırdığı yenilikler de vardı. Hat sanatını ebru ve kat'ı ile iç içe geçiren yazılı akkâse tekniği onlardan biriydi. Yıllardır akkâse ebrular yapan tanınmış sanatçı Alparslan Babaoğlu da, bu defa eserlerini, hocasının hocası olan Okyay’a saygı için sergide bir araya getirdi.

'Hezarfen Necmeddin Okyay’a Saygı' başlıklı sergi, AKM’de kapılarını açtı. Biz de serginin hikâyesini sanatçı Alparslan Baboğlu’ndan dinledik. Babaoğlu "Necmeddin Okyay’a bir minnet borcum var. O bunları keşfetmeseydi ben yapamazdım" diyor ve sorularımıza cevap veriyor...

Ebru sanatındaki akkâse tekniğini özel kılan şey nedir? 

Necmeddin Okyay’ın keşfettiği yazılı akkâseler, ebru ve hüsnühat sanatını, hatta katı’ sanatını birleştirmesi bakımından önemli. Üç sanatın bir araya gelmesi, klasik sanatların ihtişamını daha iyi gösteriyor. 

Serginizi meydana getirirken hangi hat sanatçılarının eserleriyle çalıştınız?

Meşhur hat sanatçılarının ananevileşmiş yazılarını kullandım. Başta Necmeddin Okyay olmak üzere Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Yesarizade Mustafa Efendi, Hamid Aytaç, Halim Hoca gibi hattatların yazılarını akkâse tekniği ile ebruladım. Onların yazılarını ebru teknesinden sağlam çıkardığım zaman, kendilerine hizmette bulunmuş gibi hissettim. Bu tarif edilemez bir mutluluktu.

Bu sergi giderek modernleşen ebrudaki, klasik üslubu yeniden hatırlatacak sanırım…

Öyle olacağını sanıyorum. Necmeddin Okyay’ın yaptığı çiçekli ebruların hiç birinde üçüncü boyut bulunmuyor. Bu da demek oluyor ki bizim sanat geleneğimizde üçüncü boyut yok. Fakat bugün ebrucuların bir kısmı üç boyutlu eserler üretiyor, ebruyla insan sureti yapıyor. Bunlara ebru diyemezsiniz. Bunlar ebru tekniği kullanılarak yapılmış resimlerdir. 

Necmeddin Okyay'a saygı sergisi: Akkâse ebrularla minnet borcu
Alparslan Babaoğlu - Klasik Türk Sanatları Vakfı ile Fatih Belediyesi iş birliğiyle hazırlanan ve 56 ebru eserinin görülebildiği sergi, 18 Eylül’e kadar AKM Galeri’de açık kalacak. 

BAHÇESİNDE400 FARKLI GÜL VARDI

Hocanızın hocası olan Necmeddin Okyay’ı geleneksel sanatlarda özel kılan şey neydi?

Onu özel kılan çok yönlülüğü idi. Kendisi ebrucu olduğu gibi hattattı da... Bunun yanında cilt dersleri vermiş, ahar ve mürekkep ustalığı yapmıştı. Bahçesinde 400 farklı gül yetiştirmiş, hepsini Latince isimleriyle ezbere bilirmiş. Bir gün Mustafa Düzgünman Hoca’nın evinde kendisinden kalma cilt kalıplarını gördüm. Elime alıp baktığımda; Topkapı Sarayı’ndaki deri ciltlerden elektroliz gibi çeşitli yöntemlerle alındığını anladım. Yani Necmeddin Okyay, bir mühendis gibi de çalışabilirdi.  

Bugün ebru ve hat başta olmak üzere gelenekli sanatlarımızda aşırı yenilik arayışı mevcut. Okyay yaşasaydı eminim bundan mutlaka rahatsız olurdu. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...